İslam’ı terörle bağdaştırmak ahlaksızlıktır

Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün Pakistan Başbakanı İmran Han ile birlikte Türkiye ve Pakistan ortak ev sahipliğinde "Nefret Söylemiyle Mücadele" temalı yüksek düzeyli yan etkinliğe katıldı. Nefret söyleminin küresel ölçekte yükselişte olan, İslam düşmanlığı, popülizm, ırkçılık ve yabancı karşıtlığının en yaygın aracı olduğunu söyleyen Erdoğan, özetle şunları söyledi: Maalesef bu tarz söylemler günün her saatinde sosyal medyada, tv programlarında, siyasetçilerin içe ve dışa yönelik beyanlarında normalleştirilmekte, adeta sıradan hale gelmektedir. Unutulmamalıdır ki Holokost'tan Bosna'ya, Ruanda'dan Myanmar'a insanlığa karşı en büyük suçların işlenmesinde önce nefret söyleminin ayak sesleri duyulmuştur. Ruanda'daki katliamları gerçekleştiren Batı'yı kimse hesaba çekmemiştir.
NEFRETİN DIŞA VURUMU
Uluslararası toplum her biri tarihe kara leke olarak geçen bu acı tecrübelerden gereken dersi çıkarmamıştır. 15 Mart 2019'da Christchurch'te iki camiye karşı gerçekleştirilen ve 51 Müslümanın hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan terör saldırısı sorunun geldiği vahim boyutları tüm dünyaya göstermiştir. Hiç şüphesiz bu olay kökleri derinlere inen bir kinin, saplantının, Müslümanlara yönelik habis bir nefretin dışa vurumudur. Christchurch terör eylemi Müslümanları hedef alan ne ilk ne son saldırıdır. Bundan önce de Müslümanlar ve diğer inançlara mensup topluluklar şiddete, zorbalığa maruz kalmıştır. Yurtdışındaki 6,5 milyon insanı saldırılardan etkilenen bir ülke olarak bu soruna göz yumamayız. Siyasetçiler ve medyanın normalleştirmeye çalıştığı nefret söylemini bir kez daha lanetliyorum. Bizim dinimize kimse İslamcı terör, İslami terör, böyle bir yakıştırma yapamaz. Arapçada İslam silm kelimesinden gelmektedir. Silm barış anlamına gelir. Barış dini olan İslamı terörle bir araya getirmek kusura bakmayın çok çok büyük bir iftiradır, ahlaksızlıktır. Böyle bir şey kabul edilemez.
BAŞKAN ERDOĞAN'A KEŞMİR TEŞEKKÜRÜ
Pakistan Başbakanı İmran Han, Başkan Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'na hitaben yaptığı konuşmada Keşmir sorununa değinmesi üzerine sosyal medya hesabından teşekkür mesajı yayınladı. Han mesajında, "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a BM'de Keşmir konusunu gündeme getirdiği ve bu anlaşmazlığa çözüm önerisi getirdiği için teşekkür ediyorum. Keşmir'de BM kararların rağmen 8 milyon insan sıkışmış durumda. Erdoğan'ın Güney Asya'nın istikrarının Keşmir meselesinden ayrı tutulamayacağına dair ifadesini takdir ediyorum" ifadelerini kullandı
'GELİŞMELER HAYRA ALAMET DEĞİL'
Hindistan'ın Azad Keşmir'de geldiği noktanın anlaşılır olmadığını söyleyen Erdoğan, "Şu anda adeta Azad Keşmir bir açık hava hapishanesine döndürülmüş vaziyette. Giriş, çıkış adeta yasak. Şu anda geldiğimiz nokta Azad Keşmir'deki gelişmelerle pek hayra alamet değil. Özellikle BM, Avrupa konseyi ve İİT gibi kuruluşların çatıları altında girişimlerimizi somutlaştırmalı ve sonuç odaklı bir yaklaşım benimsemeliyiz" dedi. Konuşmasında Keşmir'i Filistin'e benzeten Erdoğan, "Ben Başbakan olarak İsrail'e gittim. Filistin tarafına geçerken eşimle beraber arabada yarım saat bekletildim. İşte İsrail'in devlet liderlerine yaklaşımı budur. Beğendiklerine kapılar açıktır. Ama beğenmiyorlarsa o zaman kapılar kapalıdır. Lafa geldiği zaman özgürlükleri savunurlar. Ama hiçbir zaman samimi değildirler" diye konuştu.

HASAN AY