Hıncal Uluç’tan dikkat çeken yazı: Bunun adı dip-lo-ma-si!
Sabah gazetesi yazarı Hıncal Uluç bugünkü köşesinde Türkiye’nin ‘terör devleti’ni önlemek için başlattığı Barış Pınarı Harekatı hakkında önemli bir yazı kaleme aldı. Uluç, Başkan Erdoğan önderliğinde Trump ve Putin ile gerçekleştirilen derin strateji sonrasında hem sahada hem de masada alınan büyük başarıya dikkat çekti. Uluç, yazısında “İzlediğim BBC, CNN İnt ve France 24 başta tüm uluslararası haber kanalları, hem haberleri ve hem yorumlarıyla gerek Pence- Erdoğan, gerek Putin- Erdoğan anlaşmalarının sonunda "Türkiye isteklerinin hepsini elde etti" dediler” ifadelerine yer verdi. Diplomasinin zor bir sanat olduğuna dikkat çeken Uluç, Türkiye’nin kazandığını vurguladı. Uluç “Dikkat buyurun.. ‘Erdoğan, ya da AK Parti İktidarı değil, Türkiye kazandı. Biz kazandık’ diyorum” sözleriyle başarının altını çizdi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 24 Ekim 2019 09:46
BARIŞ PINARI HAREKATI VE AMACI
Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nı başlatırken amacı neydi?
Türkiye- Suriye sınırının doğusunda Akçakale/Tel Abyad - Ceylanpınar/Resulayn arasındaki bölgede 32 kilometre derinliğindeki bir şeridi PKK/PYD teröristlerinden temizlemek!.
Bu sayede, Suriye sınırımızı nerdeyse boydan boya kaplayan PKK/ PYD hattı bölünecekti, bir. Güvenli bölgeye 1 milyon civarında Suriyeli mültecinin yurtlarına dönerek yerleşmesi sağlanacaktı, iki..
Önce Kara Harekatı başladı. Silahlı Kuvvetlerimiz, fevkalade yönetimle, çok az zayiat vererek, kısa sürede büyük ilerleme kaydedince, Suriye üzerinde hesapları olan iki Süper Güç, Amerika ve Rusya diplomatik hamle yapmak zorunda kaldılar.
Durum fevkalade karışıktı aslında..
"DİPLOMASİ İÇİN ÇOK AMA ZOR BİR DURUM"
Suriye'de Esad ve rejim güçleri vardı. Rejime baş kaldıran Özgür Suriye Ordusu vardı. PKK vardı. Güya DEAŞ'la savaşan, aslında PKK tarafından yönetilen PYD vardı. Amerika, PKK/PYD ile işbirliği halindeydi. Rusya Esad rejimini destekliyordu. Bu çorba bölgede ilişkiler de karmakarışıktı. Her an, saflarda hızlı değişiklikler oluyordu. Yani "Diplomasi" için çok ama zor bir durum vardı.
İşte bu dönemde Trump, yardımcısı Pence'i Ankara'ya gönderdi.
Erdoğan ve Pence, Türkiye'nin Barış Pınarı Harekatı'nın tüm amaçlarını içeren bir anlaşma yaptılar.
Amerikan medyası anlaşmayı "Türkiye istediği her şeyi aldı" diye yorumladı.
Ardından Putin ve Erdoğan, Türkiye'ye çok yakın Soçi'de buluştular.
Ordaki 10 maddelik anlaşma da, Barış Pınarı Harekatı amaçlarının tümünü kapsıyordu.
Öyleki..
Akçakale/ Tel Abyad- Ceylanpınar/Resulayn arasındaki bölgede PKK/PYD'den temizlenecek 32 kilometre derinliğindeki bir güvenlik bölgesinin Doğu ve Batı sınırlarındaki 10 kilometre derinliğindeki bir bölgede Türkiye ve Rusya ortak devriye yaparak, Güvenli Bölgeyi, bir şekilde garanti altına alacaklardı.
Daha ne beklersiniz, bu ortamda, bu devlere karşı oturduğunuz masalardan?.
Uzun lafın kısası bu Sevgili Okurlar!.
"AK PARTİ İKTİDARI DEĞİL, TÜRKİYE KAZANDI, BİZ KAZANDIK"
İzlediğim BBC, CNN İnt ve France 24 başta tüm uluslararası haber kanalları, hem haberleri ve hem yorumlarıyla gerek Pence- Erdoğan, gerek Putin- Erdoğan anlaşmalarının sonunda "Türkiye isteklerinin hepsini elde etti" dediler.
Yani..
Saha da olduğu gibi, masa başında da kazandık.
Diplomasi zor, çok zor sanattır. Elindeki kartları, ne zaman, nasıl oynayacağını bilmek, küçük ödünler karşılığı büyük faydalar elde etmek, bazı şeyleri, bilerek, sabrederek zamana bırakabilmektir.
Türkiye bunu başardı..
Dikkat buyurun.. "Erdoğan, ya da AK Parti İktidarı değil, Türkiye kazandı. Biz kazandık" diyorum.
Bu ülkenin vatandaşı olan her ama herkes de böyle demeli.. Vatanını,insanını seven, bu ülkede barış, bu ülkede huzur isteyen herkes böyle demeli..
Peki diyor muyuz?.
Hayır!. demiyoruz..
Küçük hesaplarlar.. Reytingler, tirajlar, oylar, vatanın, ülkenin, ulusun önüne geçiyor kolayca..
Oysa Orta Doğu öyle bir bataklık ki..
Bugün yolun daha başındayız.. Bu parlak başlangıcı sonuna dek götürmek için, "Tek" olmaya, "Bir" olmaya, "Birlik" olmaya mecburuz.
"Biz" olmaya mecburuz..