ERHAN GÜLENÇ
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün okul yıllarında sürekli birlikte zaman geçirdiği en yakın arkadaşları arasında yer alan Ahmet Tevfik'in fotoğrafı ilk kez ortaya çıktı. Milli Mücadele ve Atatürk araştırmalarıyla tanınan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi tarihçi Dr. Ali Güler'in yeni yayınladığı "Bilinmeyen Atatürk ve Milli Mücadele" isimli kitabında yer verdiği fotoğrafı basında ilk kez Yeni Asır yayınlıyor. Ahmet Tevfik, fotoğrafta Kurtuluş Savaşı'nın önemli komutanlarından olan Atatürk'ün silah arkadaşı ve TBMM eski Başkanı Ali Fuat Cebesoy ve 4 silah arkadaşıyla görülüyor. Güler, 2 Eylül 1905'te Beyrut'ta çekildiği anlaşılan fotoğrafta Atatürk'ün Şam'da bulunması nedeniyle yer almadığını belirtiyor.
TATLI BİR REKABET
Tarihçi Güler'in verdiği bilgilere göre Ahmet Tevfik, Atatürk'ün Selanik Askeri Rüştiyesi (Ortaokulu) yıllarından itibaren Manastır Askeri İdadisi (Lisesi), Harp Okulu ve Harp Akademileri öğrenimi sırasında en samimi arkadaşlarından biriydi. Özellikle Askeri Lise'de ders konusunda aralarında tatlı bir rekabet bulunsa da Mustafa Kemal ile Ahmet Tevfik'in dostluğu, Ahmet Tevfik'in 1907 yılında beklenmedik ölümüne kadar aralıksız sürdü. Diğer arkadaşlarının anılarında da öğrenim yıllarında Mustafa Kemal'in "arkadaşları arasında en ziyade Ahmet Tevfik'i sevdiği ve onunla zaman geçirdiği" ifade ediliyor. İki arkadaş okul içi ve dışı zamanlarını genellikle birlikte geçirdi, birlikte gezdi. Aynı zamanda memleket meseleleri ile aktif olarak ilgilenmeye başladıkları Harp Akademisi yılları ve sonrasındaki kurmay subaylık yıllarında birbirlerine destek oldular.
'MUSTAFA KEMAL İTİRAZ ETTİ'
Dr. Güler'in verdiği bilgilere göre, Manastır Askeri İdadisi'nde de Ahmet Tevfik ve Mustafa Kemal en başarılı öğrenciler arasında yer alıyordu. Aralarında tatlı bir rekabet vardı. Hatta 3. sınıfta Ahmet Tevfik, 420 tam not alarak, Manastır İdadisi'ni, not toplamı kendisi ile aynı olan Mustafa Kemal'in önünde birinci olarak bitirdi. Aynı notu alan Mustafa Kemal ikinci sırada yer aldı. Osmanlı Devleti'nin Makedonya ve Balkanlarda ilk hareketli filmlerini çeken "Manaki Kardeşler"den birisi olan Milton Manaki'nin anıları doğru kabul edilecek olursa, Mustafa Kemal, mezuniyet töreninde adı ikinci olarak okununca itiraz etti. Milton Manaki, o anı şöyle anlattı: "Manastır'da Askeri Akademi'yi tamamlayan öğrencilerin fotoğrafını çektiğimde, öğrenciler arasında Mustafa Kemal Atatürk de vardı. Akademide en iyi öğrenci olmasına rağmen adının ikinci okunduğuna itirazda bulundu..."
GENÇ YAŞTA VEFAT ETTİ
Ahmet Tevfik, Harp Okulu ve Harp Akademisi'nde de en başarılı öğrenciler arasında yer aldı. 1905'te akademiden 4. olup Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olan Ahmet Tevfik, Selanik'teki 3. Ordu'ya atandı. 5. sıradaki Mustafa Kemal Atatürk ise, bir başka yakın arkadaşı Ali Fuat Cebesoy ile birlikte Şam'daki 5. Ordu'ya atandı. Cebesoy, Akademi mezunlarını anlatırken Ahmet Tevfik için, "Mustafa Kemal'in ve benim en yakın arkadaşlarımızdan biriydi" ifadesini kullanıyor ve genç yaşında Selanik'te vefat ettiğini ifade ediyor.
ATATÜRK'Ü KARŞILADI
A
Oturanlar (Soldan): Kur. Yzb. Ali Fuat Cebesoy, Kur. Yzb. Mehmet Hayri Turhan Ayaktakiler (Soldan): Kur. Yzb. Ahmet Tevfik, Kur. Yzb. Kemal Ohri, Mümtaz Yzb. Halil Rifat, Kur. Yzb. Mustafa İzzet Yavuzer (Beyrut, 2 Eylül 1905) (Dr. Ali Güler Özel Arşivi)
1905'TE BEYRUT'TA ÇEKİLDİ
Ahmet Tevfik'in ilk kez ortaya çıkan ve şu an ünlü tarihçi Dr. Ali Güler'in özel arşivinde yer alan bu fotoğraf, 2 Eylül 1905'te Beyrut'ta çekildi. Ahmet Tevfik'in Beyrut'a o tarihte izinli veya görevli olarak geldiği üzerinde duruluyor.
M. KEMAL, 1906'DA MEKTUP GÖNDERDİ
Atatürk, 1906'da yakın arkadaşı Ahmet Tevfik'e gönderdiği mektupta şunları yazdı:
Suriye Hatırası 6 Temmuz 1322 (19 Temmuz 1906)
Tevfik Bey Kardeşime, Sizi seven üç kalbin aynı hisle daraban ettiği (attığı, vurduğu) bir dakikadaki vaziyetlerini görmek mucib-i mahzuziyetiniz olacağını (hoşunuza gideceğini) bildiğim cihetle bu fotoğrafı takdim ediyorum.
Görülen kalpler değil, o kulub-u saffeti (temiz kalpleri) taşıyan kardeşlerinizdir. Lakin hissiyat-ı kalbiyelerini nasiyelerinde kıraat (kalbi duygularını çehrelerinde, yüzlerinde okumak) sizce mümkün değil midir? Şair olsaydım, bu mukaddimeye (girişe, önsöze) bir de tuhfe-i kalemiyye (kalemiyye, ikramiye hediyesi)* ilave ederdim. Asker bulunduğumuz cihetle ufuk-u baidi (uzak ufukları) gösteren kılıçlarımızın ucunu irae etmekle (göstermekle) iktifa ediyorum (yetiniyorum).
Erkan-ı Harbiye Yüzbaşısı (Kurmay Yüzbaşı)
Selanikli M. Kemal