Güleda Cankel davası başladı! Sanık Zafer Pehlivan'dan kan donduran sözler...
Isparta'da üniversite öğrencisi Güleda Cankel'i bıçaklayarak öldüren eski erkek arkadaşının yargılanmasına başlandı. Güleda'yı vahşice öldüren Zafer Pehlivan, 'Mutfaktan aldığı bıçağı kalbine dayayarak, 'Sen gidersen kendimi öldürürüm' dedi. Kendisine zarar vermemesi için engel olmaya çalışırken bıçak kalbine saplandı' açıklamalarında bulundu.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 25 Şubat 2020 12:33
- Güncelleme Tarihi: 25 Şubat 2020 14:30
Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Zafer Pehlivan, Cankel'in babası Mustafa Cankel, Isparta, Aydın, Antalya, Muğla Barolarının temsilcileri, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı, kadın hakları derneği üyeleri ve taraf avukatları katıldı. Savcı, müşteki, aile yakınları ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı temsilcisi dışında diğer katılma taleplerinin reddedilmesini istedi. Mahkeme heyeti de diğer katılma taleplerini reddetti. Söz verilen sanık Zafer Pehlivan, beş yıllık arkadaşlıklarının olduğu Cankel'i hala sevdiğini söyledi.
Cankel için elinden geleni yaptığını aktaran Pehlivan, "Onun için her şeyi yaptım. Beş sene önce de ayrıldık, yine bir araya geldik Eylül ayına kadar aramız iyiydi. Üniversite için Isparta'ya geldik. Hatta ona telefon aldım. Sınavlarının başlayacağı hafta, bunaldığını söyledi. Bir iki gün konuşmadık. Sınava İstanbul'a gidecekti. Oraya gittiğinde, aramalarıma cevap vermedi. İşten 18 gün izin aldım, bu sırada sosyal medyadan bir paylaşımını gördüm. Kiraladığım motosikletle otogara gelip, beklemeye başladım." diye konuştu.
Cankel'in telefonlarına cevap vermediğini, ona ulaşmak için çok uğraştığını belirten Pehlivan, bir süre sonra Isparta'da buluştuğu Cankel ile dışarıdayken bir anda elini bıraktığını, koşmaya başladığını öne sürdü.
POLİS MERKEZİNDEN SONRA DA DARBETMİŞ
Cankel'in girdiği iş yerinde telefonla birini aradığını anlatan Pehlivan, şöyle konuştu:
"Arkadaşı Osman'ı aradığını fark edince telefonu kırdım. Orada biraz darbettiğim Güleda'yı ambulans götürdü. Polis ekipleri de beni otogara götürdü. Para çekmek için polislerin yanından ayrıldıktan sonra hastaneye gittim. Güleda hastanede sarı alanda bekliyordu. Yanına gittim ve biraz konuştuk. Sonra polis bizi polis merkezine götürdü. İfadeyi verip, ayrıldık. Aparta gittik ve Güleda ile kahvaltı hazırlayacaktık. Güleda babasını aramak istedi. Güleda'nın annesini aradım. Tam bu sırada Osman aradı, sosyal medyadan yapılan bir paylaşımla benimle kavga ettiğini gördüğünü söyledi. Onun üzerine Osman ile telefonla kavga etmeye başladık, telefonu kapattım. Sonra Güleda, 'Ben seni bankamatik olarak kullandım' dedi. Sinirlenip, elimle ağzını kapatmaya başladım. Kabloyla boğazını sıktım, baktım nefes alıyor. Bu sırada evden çıkmak istedim. O da 'Mutfaktan aldığı bıçağı kalbine dayayarak, 'Sen gidersen kendimi öldürürüm' dedi. Kendisine zarar vermemesi için engel olmaya çalışırken bıçak kalbine saplandı. Ben de evden çıktım ve annemi ve dayımı aradım."
Pehlivan, 1,5 ay önce ayrıldığı Güleda'nın vücudunda kavgadan dolayı yaraların oluştuğunu belirtti.
SANIĞIN GÜLEDA CANKEL'E YAZDIĞI MEKTUP
Mahkeme başkanı, sanık Pehlivan'ın Cankel'e yazdığı mektuptaki, "Şimdi gidiyorum ama tek başıma değil. Kelebeğimi ve adı gibi gül kadınımı da alacağım. Ama tek başıma değil, yanımda kelebeğim var. Ben giderken gülümü ve kelebeğimi de yanımda götürüyorum.' cümlelerinden öldürme kastı anlamının çıktığını ifade etti.
Bunun üzerin Pehlivan, olaydan iki gün önce yazdığı mektubu Cankel'e göndereceğini ama sonra vazgeçtiğini belirterek, "Evet burada bir öldürme kararı çıkıyor ama ben onu öldürmek isteseydim onu hastaneye götürmezdim. İntihar etmeyi düşünüyordum. 'Gülümü, kelebeğimi yanımda götürüyorum' sözlerini okursa bana geri döner diye düşündüm." dedi.
Güleda Cankel'in babası müşteki Mustafa Cankel, sanıktan şikayetçi olduğunu, en ağır cezayı almasını istediğini söyledi.
Üzücü olay sonunda ailesinin yıkıldığını vurgulayan Cankel, "Bir baba ve annenin yaşayacağı en büyük acıyı yaşadık. İnsanın kızının tabutunu taşıması çok zor." diye konuştu.
"GÜLEDA SÜREKLİ ZAFER'İN KENDİSİNİ TEHDİT ETTİĞİNİ SÖYLÜYORDU"
Duruşmada tanık olarak dinlenen Osman Sasa ise sınıf arkadaşı Güleda Cankel ile ortak proje ödevi çalışmaları dolayısıyla samimi olduklarını, evleri yakın olduğu için sürekli görüştüklerini dile getirdi. Cankel'in Denizli'den döndükten sonra kendisini telefonla aradığını anlatan Sasa, "Güleda, Zafer'in kapıya tespih astığını, eve gitmek istemediğini söyledi. Bunun üzerine bana geldi, beraber yiyecek bir şey almak için dışarıya çıktık ve o sırada Zafer'i gördüm, Zafer bana tepki gösterince Güleda ile yanımdan uzaklaştılar. Daha sonra Zafer kapıma geldi ve Güleda'dan uzak kalmam için beni tehdit etti. Sonra evime gittim, gece bana mesaj atmaya devam etti." diye konuştu.
Cankel'i tanıyan komşularının kendisine genç kızın sokakta darbedildiği haberini verdiğini belirten Sasa, bunun üzerine sınıf arkadaşını aradığını kaydetti. Telefonu sanığın açtığını vurgulayan Sasa, "Telefonda Zafer ile tartışmaya başladık. Sabah Zafer'i aradım, nerede olduğunu sordum. Muğla'da olduğunu söyledi. Güleda'nın evine gittiğimde kapının önünde polisleri gördüm. Güleda'nın öldüğünü öğrendim. Güleda zaten sürekli Zafer'in kendisini tehdit ettiğini söylüyordu." ifadelerini kullandı. Duruşmada, Güleda Cankel'in eşyaları ve öldürüldüğü bıçağın üzerinde sanığın parmak izlerinin tespit edildiği belirtildi.
'BUNUNLA MÜCADELE HEPİMİZİN GÖREVİ'
Duruşmanın ardından adliye binası önünde gazetecilere açıklama yapan Muğla Barosu Başkanı Cumhur Uzun, ailenin vekilliğini sürdürdüğünü söyledi. Kadın cinayetlerinin bir örneğinin kısa süre önce Isparta'da gerçekleştiğine dikkati çeken avukat Uzun, Güleda Cankel'in Muğla'da kendi mahallelerinden olduğu için davaya daha bir ağırlık verdiklerini vurguladı. Kadın cinayetlerinin bütün hukukçuların ve insanların sorunu olduğunu kaydeden Uzun, "Bununla mücadele hepimizin görevi. Davada olayın nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir dizi savunmalar dinledik. Ortaya çıkan gerçekler karşısında iddia makamı taammüden adam öldürme suçlamasıyla mütalaasında bulundu. Biz canavarca bir hisle adam öldürme olayı olduğu yönünde savunma yaptık. Mahkeme duruşmayı 7 Nisan tarihine erteledi. Biz o gün yine burada olacağız" dedi.
'CANAVARCA HİSLE ÖLDÜRDÜĞÜ BÜTÜN RAPORLARDA MEVCUT'
Baba Mustafa Cankel de duruşma sonunda açıklama yaptı. Üzgün olduğu dikkati çeken baba Cankel, verilen cezanın ne kadar ağır olursa olsun kızının geri gelmeyeceğini söyledi. Ancak ağır bir ceza karşısında bir nebze olsun yüreğinin rahatlayacağını da anlatan baba Cankel, "İndirimsiz olarak ağırlaştırılmış ömür boyu hapsedilmesini istiyorum. Canavarca hisle öldürdüğü bütün raporlarda mevcut" diye konuştu.
AA-DHA