Başkan Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılacak toplantıda 1 Haziran'daki normalleşmesinin ardından gelinen durum, hastalığın seyri, düşürülemeyen vaka sayısı ve olası ikinci dalga riski de detaylı ele alındı. Başkan Erdoğan açıklamalarda bulundu.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Gündemimizdeki sağlıktan güvenliğe ekonomiden tarıma birçok konuyu görüştük. Türkiye'nin yeni yönetim sistemindeki kapsamlı bir değerlendirmeyi bir sonraki Kabine Toplantımızdan sonra milletimizle paylaşacağız. Dünyada salgınla en başarılı mücadeleyi vermiş ülkelerden biri olarak kazanımlara sıkı sıkıya sahip çıkacağız.
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UZATILDI
Tamam diye ifade ettiğimiz temizlik, maske mesafeden taviz vermiyoruz. Amacımız vaka sayısını da vefat sayısını da sıfıra en yakın veya sıfır noktasına çekebilmektir. Ülkemizi risk grubundan uzaklaştırmakta kararlıyız. Normalleşme takvimi çerçevesinde birkaç alan dışında tüm sektörlerde hizmet ve üretimin önünü açtık. Salgın sürecinde her kesimi verdiğimiz desteklerle ayakta tuttuk. Devletimizin tüm imkanlarını milletimizin emrine vermiş bulunuyoruz. Böylece içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemin sıkıntılarını herkes için en aza indirmeye çalıştık. Faaliyetlerine ara veren işletmeler peyderpey yeniden çalışmaya başladı. Ekonomik faaliyetlerde adım adım Mart ayındaki seviyelere yaklaşıldığını görüyoruz. Bu vesileyle önümüzdeki günlerde devreye alacağımız bazı hususları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yarın 926 devlet korumasındaki gencimiz ile 274 şehit, gazi yakınımız kura ile kamu kurumlarına yerleştirilecek. Sonuçlar Aile, Çalışma Bakanlığımızın web sayfasında açıklanacaktır. Sosyal koruma kalkanı altında hanelere 6 milyarın üzerinde yardım yaptık. Kısa çalışma ödeneğinden mevcutta yararlananların süresini bir ay daha uzatıyoruz. İş fesih sınırlaması dolayısıyla nakdi destek ücret desteği de bir ay daha devam edecektir.
STK'larını hedef alan 35 milyon lira bütçeli bu çağrılar, gönüllülükten iletişime, spordan kültür ve sanat faaliyetine kadar 8 ayrı başlıkta toplanmıştır.
TÜRKİYE DOSTLARI İÇİN ÜMİT KAPISI HALİNE GELDİ
Avrupa coğrafyasında salgın önemli ölçüde kontrol altına alınmış gözüküyor. Güney ve Kuzey Amerika ile Asya'da salgın tüm hızıyla sürüyor. Dünya 10 milyona aşkın vaka, 500 bini aşkın ölüm ile tarihi bir imtihan veriyor. Salgının sürmesi ülke olarak bizim önümüzü görmemizi de zorlaştırıyor. Sağlık alanındaki altyapımızın ve sağlık sigorta sistemimizin gücü zaten tartışılmazdır. En zorlu şartlarda dahil pek çok sektörde çarkları döndürmeye devam etmemiz üretim gücümüzü de dünyaya ispatlamıştır. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldıkları her konuda Türkiye kendi kendine yetmenin ötesinde tüm dostları için ümit kapısı haline geldi.
AMAÇLARI TÜRKİYE'NİN ÖNÜNÜ KESMEK
Türkiye potansiyeli kadar maruz kaldığı saldırıların büyüklüğüyle de maruf bir ülkedir. Özellikle de atılım dönemlerimizde bu gerçek bariz bir şekilde karşımıza çıkıyor. Milli gelirimizi trilyon dolar sınırına getirdiğimiz 2013 yılından başlayarak demokrasimize ve kalkınmamıza yapılan her saldırı aynı stratejinin bir parçasıydı. Amaç Türkiye'nin önünü kesmek, ülkemize diz çöktürmek, milletimizi bölmekti. Hamd olsun Allah'ın yardımı ve milletimizin dirayetli duruşu sayesinde bunu başaramadılar. Ama saldırmaktan da hiç vazgeçmediler. Sokakları karıştıramayınca yargı - emniyet darbesiyle devleti içeriden çökertmeyi denediler. Terör örgütlerini kullanarak doğrudan insanımızın hayatına kast ettiler.
Buradan da istediklerini elde edemeyince ordu içindeki hainleri harekete geçirip darbeye kalkıştılar. Milletimiz darbe girişimini de sonuçsuz bırakınca sınırlarımıza dadandılar. Yine hüsrana uğrayınca ekonomimize tuzak kurdular. Salgın döneminde bile boş durmadılar. Halkı kışkırtmaya çalıştılar. Hamd olsun bu süreci de alnımızın akıyla geride bırakarak ülke ve millet düşmanlarına fırsat vermedik. 15 Temmuz gecesi milletimiz tarafından kurulan Cumhur İttifakı, halkımızın sesi, sağduyusu olarak tarihi görevler ifa etmiştir. Bu vesileyle MHP'ye ve özellikle genel başkan sayın Devlet Bahçeli'ye şükranlarımı sunuyorum.
MEYDANI ASLA TERK ETMEYECEĞİZ
Ülkemizin hangi meselesini çözmek için harekete geçsek karşımızda aynı kesimleri buluyoruz. Yapıcı her eleştiriye açık olduğumuzu söylememize rağmen düşmanlık duvarıyla karşılaşıyoruz. Bırakınız adım atılmasını, tartışılmasına bile tahammül gösteremeyen konuların hepsi ülkemizin çözüm bekleyen kronik sorunlardır. Demokrasiye aykırı, milletimizin beklentilerine aykırı uygulamaların sürmesini istemenin adı siyasette hak arayışı değildir. Sayıca az olmalarına rağmen, köşeleri tutmuş menfaatperestliklerini ideolojinin arkasına gizleyen kesimin, meydanı toplumun menfaatini hiçe sağlayanlara asla terk etmeyeceğiz.
BAROLARLA İLGİLİ REFORM ÇALIŞMALARI
Barolarla ilgili yapmayı planladığımız reform konusunda yaşıyoruz. Barolar başta olmak üzere meslek örgütlerinin sağlıksız yapıları, temsilde adaletsizlik yanında mensupları üzerinde faşizan sorunlar üretebiliyor. Bu yanlışı düzeltmek için gereken hazırlığı yapmak hukuki olarak bizim görevimizdir. Daha demokratik, daha çoğulcul bir baro yapısı oluşturmakta kararlıyız. Bunun için çoklu baro yönetimi üzerinde duruyoruz. Milletvekillerimiz bu konudaki kanun teklifini yarın sabah veriyorlar. İnşallah en kısa sürede hayata geçireceğiz.
Milletimiz bizden eksikleri tamamlamamızı, yanlışları düzeltmemizi bekliyor. Bu doğrultuda ne gerekiyorsa onu yapacağız. Elbette sorumluluğumuzun vicdanımıza, ülkemize, milletimize karşı olduğunu gayet iyi biliyoruz.
REFORMLARI HAYATA GEÇİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Bizim kendimize göre doğru kabul ettiğimiz kimi hususlarda farklı ve haklı değerlendirmeler yapıldığını gördüğümüzde hiç yüksünmeden düzeltme yoluna da gidiyoruz. Çalışmalara katkı vermeyenlere yanaşmayanlara ise sadece gölge etmeyin başka ihsan istemez diyoruz. Türkiye'yi 2023 hedeflerine ulaştırana kadar, hiçbir engelin, hiçbir tuzağın bizi yolumuzdan alıkoymasına izin vermeyeceğiz. Şu kritik dönemi en iyi şekilde değerlendirmek için reformları hayata geçirmeye devam edeceğiz. Kimi Cumhurbaşkanlığında, kimi Meclis grubunda süren çalışmaları milletimizle paylaşıp gereken adımları atacağız. Büyük ve güçlü Türkiye hedefine ulaşana kadar mücadeleyi bırakmayacağız. Biz öylesine geniş vizyonlu gayretle ülkemize hizmet ederken, birileri yine sinsice milli ve manevi değerlerimize saldırıyor.
'EKONOMİ, İSTİHDAM ANLAYIŞLI BİR ODAKLA HAREKET EDİYORUZ'
İnancımıza ve kültürümüze aykırı bu tür marjinal akımları destekleyenler bizim gözümüzde aynı sapkınlığın ortaklarıdır. Halkın lanetlediği hiçbir yanlışın bu ülkede kök salma imkanı yoktur. Buradan milletimin tüm fertlerini rabbimizin yasakladığı her türlü sapkınlığı sergileyenlere karşı dikkatli olmaya, tavır almaya davet ediyorum. Türkiye güvenliğine, ekonomisine yönelik tuzaklar yanında milli yapısını hedef alan saldırılar karşısında mücadele edecek güce sahiptir. Şimdi ekonomi, istihdam anlayışlı bir odakla hareket ediyoruz. Milletimiz, salgın döneminde üzerlerine düşen bütün fedakarlıkları yapmıştır. Haziran ayıyla ilgili öncü veriler, ekonominin çok güçlü bir toparlanma sürecinde olduğunu gösteriyor. Tabi Haziran ayı, sektörel güven endekslerinde yüzde 9 ile yüzde 33 arasında bir artış görünüyor. Tüketici güven endeksi yüzde 5 artış ile son 14 ayın zirvesine çıktı.
'HEDEFLERİMİZE SIKI SIKIYA BAĞLIYIZ'
Turizm sezonunun en azından bir kısmını kurtarmak için yoğun çaba gösteriyoruz. Çok yakında bu alanda sevindirici haberler bekliyoruz. Tekrar altını çizerek ifade etmek istiyorum. Sadece bizim salgının üstesinden gelmemiz yetmiyor. İş yaptığımız ülkelerin de normal düzene dönmeleri gerekiyor. Gerçekçi bir değerlendirmeyle kendimize baktığımızda bu konuda hem hazırlıklı hem de avantajlı olduğumuzu görüyoruz. Ülkemizin potansiyeline ve büyüklüğüne inanıyoruz. Milletimizin azmine güveniyoruz. Hedeflerimize sıkı sıkıya bağlıyız. Bozguncuları, fitnecileri, fesatçıları kendi çukurlarında çırpınmaya terk ederek hep birlikte çarpan yüreğimizle geleceğe huzurla bakmayı sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.