Eritre'de alıkonan Türk denizci evine döndü
Tekneyle dünya turu yaparken koronavirüs salgını nedeniyle Eritre'de karantinaya alınan ve 8 hafta ailesinden haber alamayan Selim Ekmekçioğlu (56) eşi Şeyda Ekmekçioğlu ve İzmir'deki evine kavuştu. Macerayı seven bir yapısı olmasına karşın bir süre dinlenmek istediğini söyleyen Ekmekçioğlu, "Memleket kokusunu almak çok güzel, 40'tan fazla ülke dolaştım. Kültürümüz tarihimizle dünyanın en güzel ülkesi Türkiye" dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 24 Temmuz 2020 18:42
İzmirli denizci Selim Ekmekçioğlu, 13 metrelik 'Murat Reis' isimli katamaran teknesiyle, arkadaşları İbrahim Iğnak ve Lütfi Erman Atamer ile dünya turuna çıktı. 22 Şubat'ta Malezya'dan geri dönüşe geçen 3 denizci, izinli olarak girdikleri Eritre'nin Massawa Limanı'nda tekneye binen 2 asker tarafından gözaltına alındı. Kendilerinden 57 gün haber alınamayan 3 denizciden sevindirici haber, 20 Haziran Cumartesi günü geldi. Mahsur kalan denizcilerden Selim Ekmekçioğlu, eşi Şeyda Ekmekçioğlu'nu telefonla arayarak, arkadaşlarıyla birlikte serbest bırakıldığını söyledi.
"RÜZGAR TERS ESMEYE BAŞLADI"
Geçen pazar günü evine dönen Selim Ekmekçioğlu "2 Eylül 2017 tarihinde dünya turuna başladım. Yelkenlim ve 3 arkadaşımla beraber Akdeniz, Atlantik ve Pasifik okyanuslarını geçtik. Dünyanın en tehlikeli denizi Hint okyanusunu da geçtik ama Kızıldeniz'i bir türlü geçemedik. Mart ayının sonlarında Dijibuti'de Büyükelçi Levent Büyükşahin bizi aldı. Karantinada uzun kalmak istemedik. Ama büyükelçi ihtiyacımız olacak yiyecek ve tüp gibi malzemeleri temin etti. Mısır'a doğru yola çıktık. Rüzgar ters esmeye başladı. Rüzgarlar 4-5 günde bir değişiyor. Oğlumu arayıp hava durumunu sordum ve rüzgarların böyle eseceğini öğrendim. Eritre devletinin iki askeri botu bizi karşıladı. Askeri üsse bizi götürdüler. Dünyadaki salgın nedeniyle karantinadaydık. Bize oranın güvenli olduğunu söylediler. 200'e yakın asker vardı ve hiçbirinde korona yoktu. Karantinanın 30 gün süreceği söylendi ama biz 8 hafta orada alıkonulduk" dedi. Hiçbir kötü davranışla karşılaşmadıklarını ve tüm ihtiyaçlarının karşılandığını anlatan Ekmekçioğlu, sürenin uzun sürmesiyle yaşadıkları tedirginliğin arttığını dile getirdi. Ekmekçioğlu, şöyle konuştu:
"Yemeğimiz suyumuz verildi. Hiç kimseyle görüşemedik. Telefon, fotoğraf makinesi ve laptoplar alındı. Kimseyle görüşmemize izin verilmedi. Türkçe konuşmamızdan çekiniyorsanız İngilizce konuşalım, dedik ama izin verilmedi. Süre uzayınca tedirginlik başladı. Birinci aydan sonra sıkılmaya başladık. Üst komutan haftada bir bizi ziyaret edip sohbet ediyordu. Korona yüzünden hiçbir asker de bir yere gidemiyordu. Biz de sesimizi çıkaramıyorduk ve bekliyorduk."
'MACERAYI SEVİYORUM DA BU KADARI BİRAZ FAZLA OLDU'
Geçen pazar günü evine ulaştığını anlatan Selim Ekmekçioğlu, ülkesinde olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek şöyle devam etti:
"Memleket kokusunu almak çok güzel 40'tan fazla ülke dolaştım. Kültürümüz tarihimizle dünyanın en güzel ülkesi Türkiye. Buraya gelmeden önce telsiz odasının yanında kalıyorduk. Pazar günü bir oğlak vardı. Oğlak çok kıymetli orada. Ağaca bağlamışlar. Komutanın bize bunu hediye ettiğini söylediler. Şaşırdım ve böyle bir hediye aldığımıza sevindim. Kestik ve beraber yedik. Çok keyifliydik. Komutan biz gitmeden bir gün önce de veda yemeği verdi. Bizi evinde ağırladı. Keyifliydi, iki ceylan yavrusu vardı. Afrika ceylanlarını gördük. Süreç çok uzun olduğu için sıkıldık, onun dışında her şey güzeldi. Macerayı seviyorum da bu kadarı biraz fazla oldu. Teknem Dijibuti'de kaldı. Motorunda arıza var. Ağustos sonu fırtına mevsimi bitecek. Eylül de güzel havalar başlıyor. Gidip teknemi getireceğim. Eşimi deniz tutuyor. O yüzden bundan sonra tekneden ziyade yakın yerlere eşimle beraber arabayla gideceğiz. Yurt içinde yurt dışında da yakın yerleri gezmek istiyorum."