Başkan Erdoğan, AK Parti'nin 19. kuruluş yılı programında önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satırbaşları;
Birlikte yürüdüğümüz kardeşlerimizden ebediyete gitmişlere Allah'tan rahmet diliyorum. Hep söylediğimiz gibi bu partinin kurucusu bizahiti milletimizin ta kendisidir. Şahsım başta olmak üzere, partimizin tüm kademelerinde görev üstlenen herkes sorumluluğun millete karşı olduğunu bilir ona göre davranır. Bu parti Allah'ın rızasını, insanlığın sevgisini hedefleyerek kuruldu ve aynı anlayışla geldi.
Şahsi emellerinin peşine düşenler oldu ve onlar siyaset tarihinin tozlu raflarında yer aldı. Ülkemizin ve milletimizin geleceği konusunda AK Parti'den başka vizyon proje siyasi teşekkül bulunmuyor. Tek AK Parti'ye saldırmak, Recep Tayyip Erdoğan'ı indirmek.
BU DAVAYA GÖNÜL VERENLER
Hz İbrahim'in Harran'dan Filistin'e yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Hz. Musa'nın Kızıldeniz'e yürüyüşü böyle bir yürüyüştür. Hz Muhammed'in Mekke'ye yürüyüşü tarihi bir yürüyüştür. Tarih boyunca insanlığa yeni istikametler kazandıran milletimiz 14 Ağustos 2001 tarihinde Adalet ve Kalkına Partisi'ni kurarak yeni bir hamle başlatmıştır.
Bu davaya gönül verenler kendileriyle birlikte yeryüzündeki tüm mazlumların hukukunu koruma mücadelesi vermişlerdir. 3 kıta 7 iklimde barışın kardeşlik için ter dökmüştür. Bu hareket bu dava Selçuk'lunun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı Cumhuriyet'in aklıdır. Bizim hareketimiz, bizim davamız, Her şeyden önce Allah Kelamını ve onun nebisini rehber edinmiştir.
19 yıl önce ne söylüyorsak bugün de aynısını söylüyoruz. AK Parti milletimizin özleminden ve taleplerinden doğmuştur. AK Parti'nin mayasını milletimiz yoğurmuştur. AK Parti'nin kumaşını millet dokumuştur. Bu yüzden tüm çabalarımız semeresi ülkemize ve milletimize aittir. Bizler dua ile çıktık yola ve aynı şekilde devam ediyoruz. Bizim için asıl olan bu kutlu yolda milletimizle el ele yürümektir.
"PERVASIZ GİRİŞİMLERİN HİÇBİRİNE EYVALLAH DEMEDİK"
Kendilerini milletin üstünde gören, ve ülkeninde sahibi sanan bir avuç azgın azınlığın nasıl bürokrasiden medyada ilişkilendiği bize nasıl tuzaklar kurduğunu hatırlıyoruz. Her yerden nasıl sürekli krizlere muhatap bırakıldığımızı biz biliyoruz. 2007 Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde iyice ayyuka çıkan hukuksuz ahlaksız pervasız girişimlerin hiçbirine eyvallah demedik. Bunun bedelini de kapatma davasıyla ödedik. Provakatif cinayetlerle nasıl köşeye sıkıştırılmaya çalışıldığımız gözlerimizin önündedir.
"ORUÇ REİS'İMİZE SALDIRIRSANIZ BEDELİNİ AĞIR ÖDERSİNİZ"
4 bir yandan eline geçirdikleri her malzemeyle yüklendiler. Artık içeride ve dışarıda çok daha sert, çok daha sinsi bir mücadelenin içine giriyorduk. Gezi olaylarıyla sokakları işgale, 17-25 Aralık Emniyet Yargı darbesiyle milli iradeyi gasp etmeye, çukur eylemleriyle mahalleleri bölmeye çalıştılar. PKK'sından DHKPC'sine varana kadar üstümüze saldılar. Bizim Oruç Reis'imize saldırmayın dedik, saldıracak olursanız bunun bedelini ağır ödersiniz dedik.
"NEREDEN NEREYE"
Sağlıkta hastane tedavi kurumu, 8 bin 500 sağlık tesisini ülkemize kazandırdık. Yatak kapasitemizi 164 binden 246 bine, nitelikli yatak kapasitemizi 19 binden 148 binin üzerine çıkardık.
Üniversite öğrencileri harçla okuyordu. Biz harcı kaldırdık. Bizimle oldu. Lisans öğrencilerine biz göreve geldiğimizde verilen burs 45'TL. Biz bunu 550 liraya çıkardık. Yüksek Lisans'ta 1100 liraya çıkardık. Nereden nereye...
76 olan üniversite sayımıza ilave 131 üniversite kurarak. Üniversite sayımızı toplamda 207'ye yükselttik. Konya ile birlikte toplam 15 Şehir hastanemizi milletimizin hizmetine sunduk.
Çağın ihtiyaçlarına göre üniversitelerimizi tek tip olmaktan çıkarıyoruz, çeşitlilik esasında üniversiteler kurduk, kuruyoruz.
Robotik nanoteknoloji, aşı, yapay zeka gibi birçok önemli alanda geleceğin bilim dünyasını şekillendirecek binlerce doktoralı bilim insanı yetiştiriyoruz. İnşallah yetiştirmeye devam edeceğiz.
KRİTİK AŞAMADAYIZ
Ulaştırma ve Altyapı bizim son 18 yıla damga vurduğumuz alanların başında geliyor. Mesafemiz bugün 27 bin 300 kilometreye ulaştı. Otoyol mesafemiz 1715km'den 3700 km'ye çıkardık. 50 km olan karayolu tünel mesafemiz 523 km'ye çıktı. Bolu Dağı tünelinden Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne Osman Gazi Köprüsü'nden Avrasya Tüneline tabi yanında Marmaray var.
26 olan havalimanımız 30 ilave ile 56 ya çıktı. Gurur abidesi eseri olarak gördüğümüz İstanbul Havalimanı'nın yıllık 90 milyon kapasitelik ilk etabını hizmete aldık.
Tarımda kendi kendine yeterli olmamamızın yanı sıra ülkemiz ihracatçı bir ülke konumuna da gelmiştir.
Millet bahçeleri için çalışmalarımız devam ediyor. Enerjide TANAP ile TürkAkım gibi prestij projelerini hayata geçirdik. Yerli otomobil gibi bir projeyi hayata geçirmek Allah bize nasip etti.
Bugün ülkemiz ve milletimiz için verdiğimiz bu uzun meşakatli dolu dolu geçen sürecin kritik aşamasındayız.
Birinci dönem 2002-2013 arasını kapsayan potansiyelimizi keşfetme dönemimizdir. Çok önemli kazanımlar elde ettik. Güçlü bir büyüme performansına kavuştuk. Milli gelirimizi 36 milyar dolardan 2013 yılında 950 milyar dolara kadar çıkardık. Kişi başına düşen milli gelirimizi 3500 dolardan 12 bin 500 dolara kadar yükselttik. İhracatımızın 36 milyar dolardan 10 yıl sonra 152 milyar dolara ulaştı. Hatırlayın paramızda 6 sıfır vardı. O dönemde ne yaptık sıfırları attık.
IMF BAŞKANI'NA 'BİZ TÜRKİYE'YİZ' CEVABI
Karar merci kim? Onu tabi konuşan söyleyen yok. Orada mühür kimdeyse sultanı odur. Ve bu adımlar böyle atıldı. Ve faiz oranlarının yüzde 63 olduğu dönemde bu faiz inecek dediğimizde direnenler bizim "inecek" dememiz karşısında daha fazla direnemelerdir. Ve indirdik indirdik faizi % 6.3'e kadar çektik. Ve direniyorlardı. IMF konusunda belli güçleri dirayetleri yoktu. Enteresan olan şuydu. Davos'a gittiğimizde malum Fransız görüşme yapıyoruz. Sen IMF başısın. Ben de Türkiye'nin başıyım. Dolayısıyla Türkiye'nin her borcuyla ilgili takip yapabilirsin onlar ayrı. Ama siyasi noktada bize bir emir veremezsin o bize ait. Taksitleri alıyor musun? Alıyorsun. Siyasi yön verme asla yön verme mümkün değil. Biz Türkiye'yiz. O zaman IMF'ye borcumuz 22 milyar dolardı. Mayıs 2013'e geldik. Biz IMF'ye borcumuzu sıfırladık. IMF'ye borcumuz kalmadı. Nasıl oldu. Faiz noktasında koyduğumuz adımlarla oldu. Ana muhalefet çıkmış IMF'den borç alın. O sizin işiniz. Bizim IMF ile işimiz yok. Biz diyoruz ki "biz bize yeteriz" Bundan sonrada yetmeye devam edeceğiz.
2013'ten günümüze kadar olan dönemi mücadele dönemi olarak adlandırıyorum, ülkemize ağır bedelleri oldu. Attığımız kararlı adımlarla ekonomimizin daha güçlü hareket etmesini sağladık. Milli gelirimiz 236 milyardan 754 milyar dolara ulaştı. Bugün dünyanın 13. büyük ekonomisiyiz. Turizm'de 2019'da 52 milyon turist sayısına ulaştık. En ciddi kaybımız koronavirüs sebebiyle burada oldu. Dünyada en çok turist sağlayan 6. ülke olduk. 2002'den itibaren ülkemize gelen doğrudan yatırımlar 2019 sonu itibariyle 217 milyar dolar seviyesini aştı. Enflasyonu yüzde geçen sene 11,8'e indirdik. Ayrıca bugün itibariyle organize sanayi bölgesine sahip olmayan hiçbir ilimiz kalmadı.
"EKONOMİDE YENİ BİR DÖNEME GİRECEĞİZ"
İnşallah salgının ve etkilerinin geçmesiyle ekonomide yeni bir döneme gireceğiz. Bu döneminde şahlanma dönemi olacağına inanıyorum. Ülkemizin dünyanın en büyük 10 ekonomisine dahil edeceğiz bu dönemde, 2023 hedeflerimize yürüyeceğiz. Çünkü AK Parti'nin bu millete daha söyleyeceği çok sözü ve yapacağı çok işi var. İnşallah 25 Ağustos akşamı Ahlat'ta olacağız. Sultan Alpaslan geceyi orada geçirmişti. Biz de orada olacağız. Cumhurbaşkanlığı konutu yaptık. 26 Ağustos sabahı da Malazgirt'e geçeceğiz. Her yıl yapmış olduğumuz bu kutlamayı da böyle gerçekleştireceğiz. Biz hiçbir zaman sadece seçim başarısını hedefleyen ve bunun üzerinden siyaset yapan bir parti olmadık. Toplumun değişim taleplerine cevap vermeyi ilke olarak kabul ettik. AK Parti hareketini milletimizin daha çok sahiplenmesinin sebebi budur. Her kademede vazife üstlenen arkadaşlarımızın tek amacı aziz milletimize ve ülkemize hizmet etmek olmuştur. Türkiye'de bu kadar uzun süre iktidarda kalan bir başka parti yoktur. Biz millete efendi olmak için değil, hizmetkar olmak için katıldı. AK Parti bu bilinci kaybetmediği için bu günlere gelmiştir. Bizim davamızın bir önemli özelliği de istişareye verdiği önemdir. Hukuktan siyasete ekonomiden diplomasiye milletimize pusu kuranları unutmayacağız.