Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'tan flaş açıklamalar
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, katıldığı bir televizyon programında ekonomi gündemine dair kritik açıklamalarda bulundu. Bakan Albayrak, "Bir değil daha fazla müjde bekliyoruz. Mühendislik aramaları tamamlandı. Doğalgaz keşfi faturalara kesinlikle ve kesinlikle yansıyacak. Sadece vatandaşımızın doğalgaz faturasına yansımayacak. Aynı zamanda sanayicimize, kullandıkları elektrik faturasına kadar yansıyacak." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 25 Ağustos 2020 20:20
- Güncelleme Tarihi: 25 Ağustos 2020 21:44
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, katıldığı bir televizyon programında kritik açıklamalarda bulundu.
İşte Bakan Albayrak'ın konuşmalarından satırbaşları;
KARADENİZ'DE DOĞALGAZ KEŞFİ
Tarihi önemli bir dönemde bu yayını gerçekleştiriyoruz. Cuma günü Türkiye'nin sadece ekonomi açısından değil siyasi açıdan da önemli bir gündü. Türkiye bir eksen dönüşümü, yeni merkez Türkiye diye ifade ettim. Türkiye'nin enerjideki bağımsızlığı, Türkiye'nin siyasi bağımsızlığına da etki ettiği bir süreci başlattık. Cuma günü de önemli bir süreç, gurur vericiydi. Türkiye'nin tamamında güzel bir hava aldı. 320 milyar metreküp olarak söylenen ilk kuyunun fazı, bu kuyunun gerisinde 2 katman daha var.
Türkiye'nin cari açık değil, cari fazlası vereceği, döviz konuşacağımız bir dönemi konuşacağımızı söyledim. Türkiye önümüzdeki yıllarda bir bakmışız ki cari fazlası veriyor. Şu anki rezerv ihtimaliyle çok büyük bir rezerv. Yıllık 15-20 milyarlık tedarik demek. Bu sadece bu haliyle kalsa bile ciddi %30 luk ihtiyacı kazanmak dışında, Türkiye'nin önemli pazarlıklar kazanacağı bir süreç.
Manevi tarafı şu; Cuma gününden beri aldığımız tepkileri birleştirince... Vatandaşımıza yıllarca müthiş bir şekilde çaresizlik öğretilmişliği vardı. Müjdeden sonra toplumda oluştuğu özgüven, mutluluk inanılmaz. Bizler için evlatlarımız için bu bende çok önemli duygular uyandırdı.
DOĞALGAZIN İŞLETİLMESİ
İlk günden itibaren, bir zihniyet değişim buraya kolay gelmedik. Yapamayız edemeyiz bu kurumlarımızın içinde de var. Borda önümüzdeki sene bitiyor. Arama sondajda bu çerçeve bitiyor. Daha iyi yere gelecek. Burada sistem değişiyor. Zaten 3-5 sene önceki devrim bu hikaye ile başladı. O zihniyet dönemi hızlı bir şekilde yol aldı. Sonuç bugüne kadar geldik. TPAO en hızlı çıkarak sisteme sahip. 2023'ü ifade ettik. Biri çıkmış diyor ki kaç yıllık TPAO'lıyım çıkmaz diye. Siz o zihniyet yüzünden 80 yıldır bir şey yapamadınız.
Hepsini kendi ekimizle yapacağız. Karadeniz Ereğlisi'ne gelen kesim alt yapı itibariyle de çok iyi bir zeminde çıktı. Burada söylenene 5-6 milyar dolarlık yatırımlar falan... Çok daha az maliyetle çıkaracağız. Bu yatırım için bütçe ve imkanlara da sahibiz. Finansmandır farklı desteklerdir bunlar farklı. TPAO doğal gazı çıkaracak kendi sistemine sahiptir. Bu konuşulan rakamların daha az maliyetinde, çok daha kaliteli bir şekilde, ağırlıklı kendi mühendislerimiz kendi imkanlarımızla çıkaracağız.
YENİ HABERLERİ GÜZEL HABERLERİ DUYMAYA TOPLUMUMUZ AÇIK OLACAK
Şunu net söyleyeyim. O kuyuları uzun zamandan beri takip ediyoruz. Allah'ın lütfu 9. kuyu da bulduk. Zayıf hali buysa güçlü halinde daha iyi noktaya gelecektir. 2020 yılı itibariyle en büyük gaz keşfidir. Bu daha başlangıç. Bu saha üzerinde de söylemiyorum. Bu kuyunun 2 katmanı var. Alt taki katmanı var. Genel havzada ciddi potansiyel var. Yeni bakacak alanlarımız var. Karadeniz'in geri alanları var. Ayrıca Akdeniz'de devam eden faaliyetlerimiz var. Türkiye yeni bir çağı başlattı. Bu anlamda bu adım psikolojik maddi anlamda bu duvarı yıktı. Yeni haberleri, güzel haberleri duymaya toplumumuz açık olacak. Her şeyimiz var. Hepsinden öte muazzam derecede insan kaynağımız var. Hep bu ekiple oluyor bu.
Zaten bu keşif, Türkiye'yi enerji üreten ülkeler derecesine getirecektir. Daha da artarsa çok büyük hikaye. Biz zihinsel bir devrim yaptık. 70 senedir ne yapılıyor ne sonuç alınıyor? Doğru şeyleri yapmışız ki farklı neticeler almaya başlamışız. Artık bundan sonra enerjide, ekonomide ektiğimiz tohumlar çınara dönecektir. O açıdan bu çalışmalar önemlidir.
YENİ BİR SÜRECİN DOĞACAĞINI SÖYLEYEBİLİRİM
Türkiye, 30-40 ton petrol ithal eden, ortalama 40-45 milyar ödeme gerçekleştiren bir ülkeydi. Türkiye, geride kalan kontratları ile ilgili hareket edersek bütün bölgesindeki oyuncularla çok daha güçlü fiyat indirim pazarlığı alma gücüne konuştu. İnşallah daha da artarsa uyguna gelecek. Şöyle bir parantez açayım, bu şu demek değil, Bizlerin yıllardır işbirliği yaptığı ülkeler, Rusya, İrandır. Bu yeni dönem Türkiye açısından, bu ülkelerde yeni işbirliklerinin doğurabileceği bir süreci başlatıyor. Belki üretici ülke olarak farklı işbirlikleri yapacağız. Rusya ile en zor dönemimizde bile bizi yarı yolda bırakmadı. Teknik dönemde zorda kaldığımız da bile tedarikte zorlamadı. Bu açıdan ben yine ülkemizin, paydaşlarımızın menfaatine yeni bir sürecin doğacağını söyleyebilirim.
İlk gün itibariyle şunu söylemiştik. Bakan olduğumuz dönemde 58 milyar dolarlık cari açıkla, tweetler seçimler derken ne dedik. İhracatta, kur noktasında yeni bir ekonomik modeli başlatma süreci. Ve 2019 yılının zor başlamasıyla bir dönemi kapadık. Burada esas husus Türkiye'nin turizm gibi gelirleri dışında yurt dışına ithalattan kaynaklı açık vermişiz. Önümüzdeki yıllarda bir sürpriz de madencilik alanında gelecek. Bir değil daha fazla müjde bekliyoruz. Mühendislik aramaları tamamlandı.
MÜJDE DOĞALGAZ FATURALARINA YANSIYACAK MI?
Kesinlikle ve kesinlikle yansıyacak. Sadece vatandaşımızın doğalgaz faturasına yansımayacak. Aynı zamanda sanayicimize, kullandıkları elektrik faturasına kadar yansıyacak. Bu işle uğraşan arkadaşlarımıza inancım tam, 2023'e kadar ulaştıracaklardır. 2023'ten önce müjdelerle gelmiş bile olabiliriz.
Aslında bu adımların hepsi gazla değil. Gelinen noktada Türkiye'de üretilen montaj değil. Hepsi hammedesiyle, maliyetinin 3'te 1 düşürecek duruma geldi. Güneşiyle rüzgarıyla. Bu adımların hepsi, yerli kaynaklar, elektrik santralleri, güneş, rüzgar, şimdi de doğal gaz. Son 2 yıldır biz %60'ları yakaladık. Şimdi doğal gazla şimdi %80'leri %90'ları görebiliriz. Bir bakmışsınız ithalatta sıfır noktaya gelmişizdir. 83 milyon şunu gördü. Bu ülke önümüzdeki dönemde daha büyük şeyleri umut etmeyi.
'83 MİLYONUN MUTLU OLMASINA ÜZÜLEN BİR MUHALEFET VAR MI?'
Kendimi örnek veriyim o zaman. Benim kadar saldırıya uğrayan bir bakan arkadaşımız yoktur. Bana nasıl etkisi var biliyor musunuz. Çok büyük enerji veriyor. Çok doğru şeyler yapıyor ki birileri rahatsız oluyor. Bu ülkenin en ama en bahtsız olduğu nokta muhalefet. Eğitimli kesim üzerinden öyle bir beyin yıkama var ki gerçekleri görememe. 83 milyonun bu haberden mutlu olmasına üzülen böyle bir muhalefet var mı?. Bu söylemlerin hiçbir etkisi bize yoktur. 7 senedir Türkiye'nin içinden geçtiği süreçten kenetlenerek çıkması buna en güzel örnek. En büyük sahil şeridine sahip ülke Akdeniz'de Türkiye. Ayağımızı suya atamıyoruz. Bu süreçleri biz ilk Güney Kıbrıs Doğu Akdeniz'deki sahaları özel şirketlere pay etmeye başladığında Bakanlar Kurulu'nda dile getirdik. Bizim de etkin rol oynamamız lazım diye. Bu süreçleri biz başlattık. Toplantıda bize ne işimiz var. Avrupa ne der. ABD ne der. Bizim teknemiz yok. diye sürekli bir itiraz eden yapı. Ülkemizin hak ve menfaatlerini savunacağız. Bundan daha doğal hakkımız ne. O toplantıdan kısa süre sonra merdivenlere dizilen 15 Temmuz fotoğrafı var ya. O gün generallerden biri oydu. Türkiye'nin 20 yıllık yolculuğunda farklı yapılara sızmış bu yapı her yerdeydi. Ülkesinin mutluluğuna üzülen böyle bir kesim var mı? Biz de diyoruz ki bu kesimi üzmeye devam edeceğiz. Biz sizi muhattap almıyoruz. Ciddiye almıyoruz. Sizin işiniz muhalefet etmek değil. Sizin amacınız psikoloji bozmak.
Sistematik bir şekilde belirli bir süredir belli noktaya atış yapılıyorsa içeride ve dışarıda baya rahatsız ettiğimiz kişiler var. Muhalefet kelime anlamında olumlu bir kelime. Eleştiri anlamında. Türkiye'de iş muhalefetten başka bir noktaya, algı operasyon, hedef saptırma, ekonomi gibi olumsuz bir süreci ortaya koyuyorsa işin başka bir şey var. Onun için sorumluluğumuzun daha fazla olduğunu, Türkiye'yi daha güçlü noktaya getirmeye çalışıyoruz. Türkiye'nin her hafta 3 partisinin yazısını yazan hep aynı nokta. Kim kimi işaret ediyor. Kim demokratik bir şekilde seçilmiş kişiyi ima ediyor. Olan şüphelilerden ses yok. Bu açıklamalar Türkiye'nin yaşadıkları, Türkiye'nin darbede PKK'da yaşadıkları 83 milyonun kafasında ışık yakıyor. "He kimle kim iş çeviriyor?" diye. Milli deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Kendi kültürüne düşman bir bakış açısı. Bu açıdan baktığımızda Türkiye muhalefeti için çok üzücü.
JOE BIDEN'IN SKANDAL AÇIKLAMALARI
2 çerçevede bakmak lazım. Bu söylemin içeriği ne. Bunu söyleyen kişi eskiden başkan yardımcılığı yapmış bir kişi. Sonrasında başkan adayı olan bir kişi. Sizi olağan şüpheli koyduğunda ki süreç önemli. Muhalefet olarak kurduğunuz cümle ne. 6 ay önce mi sonra mı. Manaya gel manaya. O zarfın içeriği ne. Sizi hedef gösteriyor. Bu tartışmada da husus şu; Türkiye'de bir zihinsel, yapıcı olumlu, Türkiye'yi daha ileriye götürme... "Daha güçlü bir Türkiye" sözünden niye rahatsız olur. Negatif bir algı varsa onun arkasından üretiyorsun. Bu zihniyet, Mustafa Kemal Atatürk'ün yaptığı ne varsa hepsini yıkmıştır. Anahtarlarını dışarıya teslim etmiş, satmıştır. Üzücü olan da şu; kendini eğitmiş ve yetiştirilen zihnini maalesef uzun yıllardır esir almış. Dolayısıyla bu kısır tartışmalara girmiyorum. Biz topluma iyi ifade ediyoruz. Toplumda bunu görüyor. Siz samimiyetle çalışırsanız kulak asmazsanız işi yaparız... İki bakanlıkta çalıştığım 5 yıl süreçle Cuma günü bunun sürecidir. Hiçbir emek zahi olmuyor. Biz çalışacağız, birilerine laf yetiştirmekle değil Türkiye'yi daha iyi yere getirmek için. Ben yine diyorum. Çok ağır yükümüz var, biz buradaysak bunun hesabını millete, daha önce Allah'a vereceğiz. Ben kalpleri bilen bir iradeye riayet ettim. Biz de çalışacağız mükafatını alacağız. Ağzı olan, kirli bir sosyal medya mecrasında yaşıyoruz. Sabahtan akşama kadar sosyal medya yalanlarına cevap veremem. Ama ben ne yaptım hepsine cevap verdim. Benim görevim bu mu? Ayağımızdaki ağırlıkları atıyoruz. Biz artık söylenenlere bakmıyoruz. Bu arayı hızla kapatmaya çalışıyoruz. O yüzden bu gazı hızla çıkaracağız. Önümüze bakacağız.
'KOLAYCILIĞA KAÇMAYACAĞIZ'
Kurtuluş Savaşı'nda bedel ödedik niye bizi bir çembere hapsetmeye çalıştılar, küçücük bir yer verelim. Milletimizin birleşti ve dış güçleri bu topraklardan attık. Bütün bu süreçte bedel ödedik. Ekonomide yıllardır süren bir model var. Türkiye artık bu modellerden çıkıyor. Bu manadan çıkıp yeni modele geçmemizin bir bedeli var. "Doğu Akdeniz'e girme şunu yapalım." Bunu AB ülkelerinin en üst düzey görevlilerinden biri söylüyor. Böyle bir şey olabilir. Sen sermaye ile ülkenin siyasetine yön vermeye çalışırsan böyle olmaz. Bütün dünyanın her yerinde böyledir. Ekonomide attığımız adımlar, enerjiden bağımsız adımlar. Kolaycılığa kaçmayacağız. Geçmişten gelen statüko olduğundan farklı bir modele geçmeye müdahalede bulunuyorsa yapacağınız 2 şey var. Bedel ödedik mi? Öderiz. Ama neticelerini artık topluyoruz. Ben milyarlarca dolarımı dışarıya veriyorum. Artık yok. Bunların neticesini birkaç yıl sonra daha net göreceğiz. Pandemi döneminde Türkiye diğer ülkelere göre daha mı az etkilenmiş daha fazla mı etkilenmiş? Vicdanı olanlar bunu görüyor.
'AKDENİZ'DE DE GÜZEL HABERLER GELECEK'
Karadeniz'de çok büyük bir potansiyelimiz var. Bu bir tarafta. Akdeniz'de de Karadeniz kadar önemli bir havza var. Dolayısıyla Akdeniz'de kazacağımız kuyularımız var. Elimizdeki datalar Türkiye'nin büyük kaynaklara sahip olduğunu gösteriyor. Akdeniz'de de Türkiye'ye güzel haberler getirecek. Paramız hazinemiz bütçemiz el verdiği noktada sıkıntımız yok. Dördüncü gemi, yatırımın artması tüm adımları atacağız.
AKDENİZ'DE YUNANİSTAN KRİZİ
Doğu Akdeniz kıyıdaş ülkeler, o ülkelerin birbirleriyle yaşadığı sorunlar aslında çok çetrefilli bir süreç. Doğu Akdeniz'de kendi bölgelerimizde yaptığımız datalar önemli bir kaynağın olduğunu gösteriyor. Siz bir haritaya iniyorsunuz nereden kesiyor. Böyle bir şey olabilir mi? Ankara'ya yer vermiyorsunuz adalarla her yeri işgal ediyorsunuz. Buradan kaynaklı alanlarda Türkiye kendi hakkını savunacak. Burada bulduğumuz datalarla Türkiye'ye kazandırmak için elinden gelen mücadeleyi verecektir. Ama zorbalıkla hiçbir şekilde Türkiye'yi boyunduruk altına alalım. Herhalde Avrupa 90'ları görerek refleks göstermeye çalışıyor. 90'ların Türkiye'si yok. Başka bir Türkiye var. Eski Türkiye yok. Ama biz sizi eski Türkiye olarak algılamaya devam ettiğiniz sürece Türkiye'yi kaybetmeye toplumu kaybetmeye... Gümrük güncellemesi yıllardır tepeye kadar geldi. %90 Türkiye kamuoyunun kenetlendiği bir konudur Doğu Akdeniz. Vatandaşı geri adım atmayı kabul etmiyor. Bugün denizlerimizden sonra topraklarınızdan vazgeçmeye kadar böyle bir şey olabilir mi? Türkiye her açıdan dimdik ayakta.