AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, MYK toplantısı sonrası önemli açıklamalarda bulundu.
Çelik'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız 18 Ekim'de Şırnak, 24 Ekim'de Kayseri, 25 Ekim'de Malatya il kongrelerimize katılacak. Kongre sürecimizin hayırlı olmasını diliyoruz.
407 gün oldu HDP önündeki aileler vicdan nöbetinden ayrılmadılar. Evladına kavuşan aile sayısı 18'e yükseldi. Kimsenin buradaki evlat nöbetine sessiz kalmaması gerekir.
HATAY YANGINI
(Hatay'daki yangın )PKK'lı bir grubun biz yaptık diyerek alçakça bir şekilde acıların üzerine benzin dökmesi lanetlenmesi gereken bir durumdur. Soruşturma devam ediyor. Herhangi bir şekilde sonuca ulaşıldığında yetkili makamlar açıklayacaktır.
Terörle mücadelede Pençe operasyonları güçlü bir şekilde sürüyor. Komşu ülke topraklarından ülkemize sızıyorlar. Gönül isterdi ki kendi topraklarında bu terör örgütlerini bertaraf edebilsinler. Bu olmadığı zaman Türkiye'ye sınır ötesi harekattan başka çare kalmamaktadır. Birtakım uluslararası güçlerin de bu terör örgütlerini kullandığı bellidir. PKK terör örgütünün tek ideolojisi Türkiye'ye düşmanlıktır. Kürt düşmanı bir organizasyon olduğu nettir.
Ermenistan saldırdığı zaman sesi çıkmayanlar, Azerbaycan topraklarını almak için gücünü gösterdiğinde ateşkes çağrıları geldi. Bu bir çifte standart göstergesidir Ermenistan haydut bir devlet gibi davranıyor.
ORUÇ REİS
Doğu Akdeniz'de bakıma alındıktan sonra Oruç Reis gemisinin görevine dönmesinden sonra üst üste açıklamalar geliyor. Böylesine hukuktan yoksun, saçma sapan açıklamalar olabilir mi? Farklı farklı ülkelerin açıklamalarına bakın sanki her biri Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılmış. Kes kopyala yapıştır yöntemiyle aynısıdır.Biz yetki alanlarımız içinde kıta sahanlığımız içinde arama yapıyoruz. Ana karaya 15 kilometre uzaklıkta mesafede. Tutmuşlar, Türkiye'de burada istikrarsızlık unsuru oluyor gibisinden akılla bağdaşmayacak yaklaşımlar gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti Atatürk'ün 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkesine bağlıdır. Karşımızda dayatmalarla müzakerenin, diplomasinin değerini bilmeyen sürekli Türkiye ve KKTC'nin haklarını gasp etmek isteyen güç varsa bunun cevabını vermeye hazırız.
Cumhurbaşkanımız masadan kaçan taraf olmayacağız demişti. Bunun yerine masayı istismar edenlere göz yummayacak kadar diplomasi tecrübemiz var. Yunanistan'ın bunu anlaması gerekiyor. Diplomasiyi nefes almak, Türkiye aleyhinde organizasyonlar oluşturmak için istismar edenlere karşı sahada verilecek cevabımız var. Kendi mavi vatanımız içerisinde arama yapıyoruz. Uluslararası hukuka uygun olarak aramaları gerçekleştiriyoruz. Tutmuş Yunanistan Sevilla anlaşması diye, bir işgal kağıdını, paçavrayı önümüze getiriyor, Meis adası üzerinde 40 bin kilometre karelik deniz yetki sahası üretmeye çalışıyor. Böylesine saçma sapan bir şey olabilir mi?
Türkiye tansiyonu yükselten taraf diyenlerin hepsi Yunanistan'ın provokatör olduğunu herkes biliyor ama mahalle dayanışma içerisinde seslerini çıkarmaya devam ediyor.
KAPALI MARAŞ
KKTC'de Maraş'ı kullanıma açılan bölge ile ilgili birtakım kaygıların gerçek olmadığı görülmüştür. Orada mağduriyete yol açılmamaktadır. KKTC'yi destekliyoruz. Yunan Rum tarafının BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek şimdiye kadar yaptıkları işi burada da yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu bölge Kıbrıs Türklerine aittir. Rum yönetiminin yanıltıcı şekilde bir açıklama yapması karşısında herkesin Kıbrıs yönetiminin sözlerine değil adadaki gerçeklere uygun olarak bu yaklaşımı değerlendirilmesinde fayda vardır.
CHP Genel Başkanının konudan haberdar olmaması, Türkiye'nin en önemli meselelerinin takip edilmediğini, ne kadar ciddiyetsiz bir şekilde takip edildiğini gösteren yanlış olmuştur. Burada iki tane normal olmayan bilgi var. 2016'daki istikşafi görüşmeler Yunanistan istediği için durdu. Ayrıca istikşafi görüşmelerde iki ülke arasındaki birbiriyle bağlantılı tüm konuların çözülmesi hedeflenmişti. Yunanistan'ın tüm bu süreç varken, masadan bahsederken herkes geldiğimiz noktada milli günümüzde, Yunanistan'ın tatbikat düzenlemesinin ne kadar provokatif olduğunun altını çiziyoruz.
Türkiye haklı davasını sonuna kadar savunacaktır. Mavi vatanımızdan verilecek bir damla suyumuz mevcut değildir. Müzakere istemeyenler için de sahada tavizsiz bir şekilde mücadele edeceğimizi söylemek istiyorum."
SORULAR VE YANITLAR
"Cumhurbaşkanımız her seferinde 2023 seçimlerine partimizin ve teşkilatlarımızın hazırlığı konusunda talimatları vardır. Erken seçim sözkonusu değildir, sayın Bahçeli bunu bir kez daha net bir şekilde açıklamıştır. Zamanında yapılacak seçimlerde Cumhur İttifakı'nın Cumhurbaşkanı adayının sayın Erdoğan olduğunu beyan etmiştir. Sayın Bahçeli'ye saygılarımızı sunuyoruz. Cumhur İttifakı dimdik ayaktadır.
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçilirken arzu edilen şeylerden bir tanesi de erken seçimlerin gündemden kalkmasıydı. Hükümetin ve belediyelerin işlerine vatandaşın verdiği yetki çerçevesinde uzmanlaşmasıydı. Yıllar kaybeden birtakım yüklerden kurtulma arzusuydu bu. Seçimler zamanında yapılacaktır. Erken seçim gündemde değildir. Sayın Bahçeli bunu net bir şekilde ifade etmiştir. Aynı şekilde sayın Cumhurbaşkanımız da ifade ediyorlar.
Kapalı Maraş'ın açılmasından bile haberi olmayan bir genel başkan tutuyor Türkiye'de erken seçim istiyor. Erken seçim vatandaşın ne işine yarayacak. Vatandaş görevi vermiş. Geçen hafta da Katar'daki Cumhurbaşkanımızın arabadan inerken bir fotoğraf karesini alarak, ahlak dışı olarak tarihe geçecek şekilde Cumhurbaşkanı yabancı devlet başkanının önünde eğildi diye çirkin bir açıklama yapıldı. Burada sözkonusu olan rekabet değil husumettir. Kendi devletinin cumhurbaşkanının yalan bir yaklaşımla başka devletlerin önünde küçük düşürmeye çalışan kara propaganda yaklaşımı. Cumhurbaşkanımıza bu kara propaganda değer mi, asla!
Türkiye Libya'da ülkemizin tarihsel, milli çıkarları için güçlü mücadele verirken, Suriye'de terörle mücadele verirken, sınırlarımızda terör devletinin kurulmasını engellerken, içeride bir sürü terör örgütü imha edilirken, Doğu Akdeniz'de her gün sıcak gelişme yaşanırken birilerinin çıkıp erken seçim istemesi tüm bu süreçlerin durdurulmasını talep etmek anlamına gelir.
Sürekli olarak her seçimde yenilmiş birisinin erken seçim ne adına istiyor? Türkiye içindeki yatırımlar, açılışlar devam ederken 6 ay boyunca Türkiye'nin Libya'ya bakan gözü, Suriye bakan gözü zayıflayacak. Doğu Akdeniz'deki iradesi zayıflayacak. Tabii ki kurumlar işlerini yapacaklar ama seçim demek siyasetçinin enerjisini başka bir alana kaydırması demektir.
Seçim enerjinizin büyük kısmını içeri ayırmanız demektir. Libya'da, Suriye'de, Doğu Akdeniz'de mücadele ederken birisinin erken seçimi istemesinin vatandaşlarımızın takdirine bırakıyorum.
Ermenistan hükümetini güçlü bir şekilde eleştiriyoruz, kınıyoruz, sonuna kadar Azerbaycan'ın yanındayız. Bu gelişmeleri fırsat bilip de provokatörlük yaparsa bu konuda adli ve emniyet kurumları hassastır. Ülkemizde yaşayan Ermeni vatandaşlarımıza karşı bu provokasyonların karşısında olacağımızı, bütün vatandaşlarımızın huzur içerisinde devletlerine güvenmelerini, herhangi bir durumda partimizle iletişime geçmelerini arzu ederiz. Biz de güvenlik güçlerine duyururuz. Hiç kimsenin provokasyon yapmasına müsaade etmeyiz.
Terör örgütünün kullandığı ifadelerden daha radikal ifadelerin siyasetçiler tarafından kullanıldığını görüyorsunuz. Bugün sayın Bahçeli 'teröriste terörist demeyen de teröristtir' diye bir ifade kullandı. Bu ifada AİHM kararlarıyla desteklemektedir. Batasuna'da terör örgütünün eylemlerini kınamayan partinin suçlu bulunması AİHM kararları tarafından da onaylanmıştır. Terör örgütünden radikal ifade kullananlar, ayaklanma çağrısı yapanlar, buna yönelik işlem yapıldığı zaman Türkiye'de siyaset yolları kapanıyor diyor, siyaset yerine dağa mı çıkılsın diyorlar.
Siyaset dağdakini de terör eyleminden vaz geçirme faaliyetidir. Bu siyasetin varlık sebebine aykırı. Türkiye'nin bu konuda çok büyük tecrübesi var. Türkiye silahlı terör örgütünün ülke dışına çıkması için önemli bir süreç yürüttü. Sonuçta ne oldu? Terör örgütü birçok yere yerleşmiş ve çıkması mümkün değil bir noktaya gelindi."