Başkan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Tersane Komutanlığında, MİLGEM Projesi'nin 5'inci gemisi İstanbul (F-515) Fırkateyni'nin Denize İniş töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Başkan Erdoğan, "Savunma alanında güçlü bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir." dedi. Erdoğan, "Kara ve deniz araçlarında kendimizle birlikte dost ve müttefiklerin ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer alıyoruz. İHA,SİHA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız." açıklamasında bulundu. Başkan Erdoğan, "İstanbul Fırkateynimizi 2023 tarihinde deniz kuvvetleri komutanlığına kazandırmayı hedefliyoruz. Geleceğe de hazırlanıyoruz." şeklinde konuştu.
Başkan Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
Bugün tarihten süzülüp gelen Türkiye-Pakistan kardeşliğini bir adım daha öteye taşıyoruz. Pakistanlı kardeşlerimizle savunma sanayi alanında çok ciddi potansiyelimizin olduğunu biliyoruz. Pakistan da oldukça zorlu coğrafyada. Terör örgütleriyle mücadele ediyor. İki kardeş ülkenin birbirine sunabileceği çok ciddi katkılar olduğunu inanıyorum. Savunma alanında güçlü bağımsız ve teknolojik bakımdan yeterli olmayan milletlerin geleceklerine güvenle bakabilmeleri mümkün değildir.
GÜVENLİK İÇİN ATILAN HER ADIMDA BASKI İLE KARŞILAŞTIK
Türkiye milli güvenliğini garanti etmek, dostlarını da korumak için caydırıcılığını en üst düzeyde tutmaktadır. Kıbrıs nedeniyle uğradığımız ambargoları daha dün gibi hatırlıyoruz. Periyodik bakım için gönderdiğimiz uçakları dahi bu dönemde geri alamadık. Bize teslim edilmeyen uçaklar için hangarda saklama ücreti ödemek zorunda kaldık. Suriye ve Doğu Akdeniz'deki savunma mücadelemize kadar milli güvenliğimizi korumak için attığımız her adımda baskıyla karşılaştık. İddia sahibi olmak bununla mütenasip imkan sahibi olmak çok çalışmayı gerektirir. Biz dünyaya karşı sözü olan bir milletiz.
Askeri, ekonomik ve diplomatik bakımdan güçlü olmak bizim için tercihten öte bir zorunluluktur. 2002 yılından itibaren millilik ve yerliliğin azami seviyeye çıkarılması için her türlü seferberliği yaptık.
2002 yılında 62 proje yürütülürken bugün bu sayı 700'e yaklaştı. Bütçesi 5.5 milyar doları ancak bulan projeleri 11 katlık artışla 60 milyar dolarlık proje hacmine ulaştırdık. 75 milyar dolarlık bir büyüklüğe ihalelerle ulaşıyoruz. Savunma sanayi alanında çalışan firma sayımız 56'dan 1500'e çıktı. 1 milyar dolarlık ciro rakamı 11 milyar doları buldu. İhracatımız ise 248 milyon dolar seviyesinden 3 milyar doları aşan noktaya geldi. Askeri gemi sektöründe de 3 kıtada 9 ülkeye 3 milyar doları bulan deniz platformları ihraç ettik.
İHA,SİHA ÜRETİMİNDE DÜNYANIN İLK 3-4 ÜLKESİ ARASINDAYIZ
Kara ve deniz araçlarında kendimizle birlikte dost ve müttefiklerin ihtiyaçlarını karşılayan bir ülke haline geldik. Kendi savaş gemisini yapan 10 ülke içinde yer alıyoruz. İHA,SİHA üretiminde dünyanın ilk 3-4 ülkesi arasındayız.
İçimizdeki gafillerin tüm karalama kampanyalarına rağmen hava araçlarımız tüm dünyada gıpta ile takdir ediliyor. Türk SİHA'ları elde ettikleri başarılarla harp yöntemlerini değiştiriyoruz. Libya'da oradaki savaşın akışını değiştirmiştir. SİHA'ların göz dolduran başarılarıyla birlikte diğer ürünlere de ilgi artıyor.
KÖTÜ KOMŞULAR BİZİ EV SAHİBİ YAPTI
Kötü komşular bizi ev sahibi yaptı. Önümüzde ciddi mesafe bulunuyor. Örneğin kamera, güya dostuz, NATO'da beraberiz. Kamera istiyoruz, kamera vermiyor. Niye, "Sen niye Ermenistan'la savaşıyorsun." Ermenistan dostlarıma saldırıyor, elimizden gelen desteği vermek zorundayız. NATO'da beraber değil miyiz? Beraberiz. Niye böyle bir yaklaşım yapıyorsun. Hamdolsun bunu da kendimiz üretir hale geldik.
Tüm imkanlarımızı, bilgi birikimimizi en etkin şekilde değerlendirmeye çalıştık. Bunu bir adım daha öteye taşımamız gerekiyor. Eksiklikleri süratle gidermeliyiz.
Bilginin çok hızlı bir şekilde yayıldığı bilgiye ulaşmanın kolaylaştığı yüzyılda yaşamanın avantajlarını çok iyi değerlendirmeliyiz. Mutlaka kendi firmalarımızı kendi milli kuruluşlarımızı tercih etmek birinci önceliğimizdir. Özellikle de dışardan temin yoluna gitsek bile planlarımızın omurgası milli imkanlara dayanmalıdır. Tüm bu hususlarda SSB, üniversite, SAGE, STM gibi kuruluşlarımıza iş düşüyor.