Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ilkokullar ve ortaokullarda öğrencilerin yüz yüze eğitime katılımlarının yüzde 80'in üzerinde, liselerde ise yüzde 74 olduğunu belirterek, "Daha fazla açılması konusunda da talepler çok yoğun olarak geliyor. Bu ilk haftayı çok olumlu geçirdiğimizi gördüm." dedi.
Bakan Selçuk, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını döneminde eğitimde merak edilenlere ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
İstifa edeceği söylentilerinin yayıldığının, bazı sosyal medya hesaplarından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'yı takipten çıkardığı ve "Milli Eğitim Bakanı" sıfatını sildiği iddialarının hatırlatılması üzerine Selçuk, şöyle konuştu:
"Twitter hesabımla Instagram hesabımda biraz farklılık var. Genelde Milli Eğitimle ilgili konuları Twitter üzerinden resmi bir kanal gibi kullanıyorum. Instagram'da da herhangi bir siyasi ya da başka konulardaki uzmanları başından beri takip etmiyorum. 'Çıkarmış' denince sanki eksiden vardı da çıkarmış gibi bir algı oluşturuluyor. Bu eskiden de yoktu. Dolayısıyla çıkarmış olmak söz konusu değil. Tamamen mantıksız ve bir şekilde karmaşa oluşturmak ya da fitneye yol açmak için basit bir amaç. Kurumsal olarak 'Asılsızdır' diye bir tweet attık. Çok bilinmeyen küçük bir siteden çıkmış ve yayılmış. Hiç önemsemedim."
YÜZ YÜZE EĞİTİMDE İLK HAFTA
Yüz yüze eğitimde ilk haftayı değerlendirmesi istenen Selçuk, ilk hafta Türkiye'deki bazı illeri ve ilçeleri gezdiğini, hem açılışlar yaptıklarını hem de okulların açılışının nabzını tuttuğunu ve gözlemler yaptığını söyledi.
Selçuk, "Çocuklarda bir zıplama hissiyatı var. O kadar mutlular ve gözleri parıldıyor ki okulu çok özlemişler, yerlerinde duramıyorlar. Bugün de Ankara Bahçelievler'de bir ortaokula gittim. Acayip mutlular. Sarılmaya, tokalaşmaya çalışıyorlar. Öğretmen odasına gittiğimde öğretmenlerden teşekkür alıyorum." diyerek gözlemlerini dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, yüz yüze eğitime katılıma ilişkin ise, "İlkokullar ve ortaokullarda öğrencilerde yüzde 80'in biraz üzerinde katılım var. Liselerde biraz daha az, yüzde 74 katılım var. Orada sınava hazırlık ya da başka nedenlerin etkili olduğunu düşünüyoruz. Kimseyi 'Okula gelin' diye özellikle davet edip zorlamıyoruz. Bu gönüllü bu konu. Gönüllü olarak insanların yüzde 80-82'sinin katılıyor olması zaten velinin de çocukların da bunu istediğini gösteriyor. Ayrıca bazı durumlarda çocuklar gelmek istemeyebiliyor, veliler göndermek istemeyebiliyor. Evde hasta olabiliyor, başka nedenler olabiliyor. 2 gün sosyal duygusal uyum açısından çok verimli geçti diye düşünüyorum. Çocuklar akademik eksikliklerini ne kadar tamamladılar, bu konuda çok büyük bir çalışma olduğunu düşünmüyorum ama önemli olan öğretmen ve öğrencilerin buluşması. Bu konuda müthiş bir enerji var. Daha fazla açılması konusunda da talepler çok yoğun olarak geliyor. Bu ilk haftayı çok olumlu geçirdiğimizi gördüm." değerlendirmesinde bulundu.
"ŞU ANDA YERİNDE KARAR SÜRECİ BAŞLADI"
"Vaka sayılarının artması halinde okulların durumu ne olacak?" sorusuna Selçuk, "Geçen sene martta söylediğimiz bir şey vardı. Duruma göre kısmi açılma, kısmı kapanma, tamamen kapanma ya da yerinde kararla şehir bazlı açılıp kapanabilir diye. Böyle bir senaryo sunmuştuk. Süreç bizi bu dördüncü senaryoya getirdi. Şu anda yerinde karar süreci başladı. Okullar, hava durumuna bakıp 'Bugün açalım, yarın kapatalım' biçiminde kurumlar değil, biraz geçişkenlik içeren kurumlar ve sosyal hayatın kendi devinimini isteyen kurumlar. O yüzden valilikler şehirlerindeki il hıfzısıhha kurullarıyla beraber yapılan istişarelerde duruma somut olarak bakıp yerel kararlar alabilirler. Bizim buradaki beklentimiz çocukların ani 'Gittin geldin, açıldı kapandı.' şeklinde değişikliklere maruz kalmaması." diye konuştu.
Koronavirüs risk haritasında geçen hafta orta riskli (sarı) kategoride olan Ankara'nın bu hafta yüksek riskli (turuncu) kategoriye, İstanbul'un ise yüksek riskliden (turuncu) çok yüksek riskli (kırmızı) kategoriye geçtiği hatırlatılarak, bu illerde okulların kapatılıp kapatılmayacağını kimin açıklayacağının sorulması üzerine Selçuk, açıklamanın valilikler nezdinde yapılacağını söyledi.
Bakan Selçuk, vaka sayıları yüksek olan bazı ülkelerde okulların kısmen ya da tamamen açık olduğunu aktararak, Türkiye'nin okulların açılması konusunda çok ihtiyatlı davrandığını, gerekli koşulların oluşturulması için beklediklerini ifade etti.
"YAKLAŞIK 80 BİN KÜSUR ÖĞRETMENİMİZ AŞILANDI"
Öğretmenlerin Kovid-19'a karşı aşılanmasına değinen Selçuk, aşı tedariğine bağlı olarak açılan sınıfların öğretmenlerinden başlanarak 1 milyon 259 bin öğretmen ve çalışanın aşılanması konusunda Sağlık Bakanlığına liste ulaştırdıklarını ve aşılamanın başladığını anımsatarak, "Yaklaşık 80 bin küsur öğretmenimiz aşılandı. Tedarik süreci hızlandığında aşı süreci de hızlanacak." dedi.
Selçuk, "Okullarda kaç kişinin Kovid-19 olduğunu tespit etmek mümkün mü?" sorusu üzerine şunları anlattı:
"Şunu tespit edebiliyoruz. Telefondan olan kişiye özel bir yazılım var. Bu yazılımla bütün sınıflarda kaç çocuğumuzun ailesinde temaslı ya da pozitif var, bunu görebiliyorum. Bunların toplam sayısını da günlük olarak görebiliyorum. Renk haritası ve dağılımı da var. Son bir haftada gördüğümüz farklılık şu, kısmi olarak bir artış var. Çocuklarımızın ailelerindeki temaslılar, servis şoförleri de var, hepsi var. Bu çocuklar okula gidiyor ama bunlardan bu tür bir durumda olan okul müdürünün cep telefonuna mesaj olarak gidiyor. Böyle bir bilgi Sağlık Bakanlığının ilgili sitesine, o bilgi bize de düşüyor. Aile bizi bilgilendirmezse aile bilgilendiriliyor. O anda oluşan fiili bir durum söz konusuysa özel bir odaya alınıyor. Sağlık kuruluşuna ve ailesine haber veriliyor, gereken süreç başlatılıyor. Bu 2 türlü. Çocuğumuzun kendisinin Kovid olmasıyla ailesinde Kovid olması şeklinde iki kanallı bir bakış açısı var. Aileyle konuşulup elimizdeki bilgiye göre bir temas ve pozitiflik söz konusuysa sağlık çalışanlarımıza da danışıp okula devam edip etmemesi konusunda öngörü alıyoruz. Kişiye özel tedbir alınıyor."
Milli Eğitim Bakanı Selçuk, okullarda Kovid-19 pozitif görülmesi ya da temaslı bulunması durumunda ne yapılacağına ilişkin sürecin ve bilgilendirmenin; kılavuzlarda, öğrenci ve veli bilgilendirme rehberleri ile yönetici ve öğretmen rehberlerinde yer aldığını kaydetti.
"RİSKİ MİNİMİZE ETMEYE ÇALIŞIYORUZ"
Literatüre göre 10 yaş altında okula gidenlerdeki Kovid-19 bulaştırma ve taşıma oranının gitmeyenlere göre daha düşük olduğunu aktaran Selçuk, okullarda öğretmenler odasındaki etkileşimden endişe duyduklarını, vakalara bakıldığında çocuktan çocuğa bulaşma riskinin düşük, öğretmenden öğretmene bulaşma riskinin yüksek olduğunu belirtti.
İlkokullar ile köy okullarının tamamının açıldığını anımsatan Selçuk, şunları kaydetti:
"Ortaokulun ve lisenin tamamını niye açmadık? İstatistiklere baktığımızda tamamen açılacak bir sayısal dağılım yok. O yüzden tamamen açmıyoruz ve gönüllüğe bırakıyoruz. Kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü öğretmen gelmiyor. Riski minimize etmeye çalışıyoruz. Dünyada 'İstiyorsanız her şeyi kapatın ama okulları açık tutun.' şeklinde bir genel slogan var. Bizim böyle bir bakış açımız elbette yok, bunun dengede olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu yüzden büyük sınıfları açarken de biraz ihtiyatlı açtık. Mavilerde tamamını açtık, sarılarda açtık, kırmızı ve turuncuda açmadık. Liseyi kırmızıda yine açmadık. 12'lerle ilgili sorunumuz şu. Niye açıyorsunuz peki? Okulun tamamı boş ve sadece 12'ler var. Bu çocuklar 5-6 kişilik gruplar halinde dağılabiliyorlar. Mekan geniş, hafta sonu gelebiliyorlar. 12'lerle ilgili şöyle bir endişemiz var. Bazı çocuklarımızın gerek erişim gerek motivasyon sorunları gerek sosyal duygusal problemler nedeniyle adapte olamamasını düşünerek 8'leri ve 12'leri ayrıcalıklı tutup eşitsizliğe yol açmayalım diye 'Hepimiz Destekleme ve Yetiştirme Kurslarına (DYK) gelebilirsiniz.' dedik. 31 Ağustostan beri okullar açık. Çocuklar geliyorlar 8'ler, 12'ler, 1 milyon civarındaki öğrencimiz geliyor. Sınava girecek çocuklarımızın imkanlarını eşitlemek için hepsini okula davet ediyoruz."
Bakan Selçuk, "Orada bir vaka artışı veya endişe ettirecek bir durum yok herhalde ki devam edebiliyor." şeklindeki yorum üzerine de "Hiçbir endişemiz yok orada ki sürdürdük. Bunu günlük izliyoruz ve biz devam ettirdik bunu. Bir endişe oluşturmadı bizde. Tabloyu görüyoruz, temaslı ve pozitif sayısını görüyoruz bu çocukların ailelerinde, kendilerinde varsa. Onlara baktığımızda nasıl genelde 'hemen kapatmaya' ihtiyatlı olduğumuz için karar veriyorsak orada da verirdik ama vermedik. Çünkü sorun çıkmadı." şeklinde yanıt verdi.
"ARA TATİL YOK"
MEB Bakanı Ziya Selçuk, nisan ayında bir ara tatil verilip verilmeyeceğine yönelik soru üzerine, "15 Şubat'taki iki haftayı üç hafta yaptık. Yani bu ara tatili alarak oraya ekledik ve bir ara tatilden ziyade hatta okulun uzatılmasıyla ilgili de planlamalarımız var. Bizim okullarımız seminer dönemi dahil, 2 Temmuz'da bitiyor ama öğrenciler ondan önceki haftalarda bırakıyorlar. Ama bu sefer öğrencilerimizi 2 Temmuz'a kadar okulda tutmakla ilgili planlama çalışmaları var. Ara tatil yok." diye konuştu.
Aslında desteklemeyi, telafiyi zaten süreçte yaptıklarını, destekleme ve yetiştirme kurslarını hep açık tutmalarının aslında bir telafi olduğunu aktaran Selçuk, "Biz her bir öğrencinin durumunun ne olduğunu, canlı derse katılımını ya da çeşitli ödevlere olan yaklaşımını, süreçteki birtakım özelliklerini, geçmişteki notlarını bunların hepsini biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Eksiği olan öğrenciyi belirlediklerini ve öğretmenlerin o çocuklara özel ders verdiğini, bunun bir tamamlama çalışması olduğunu ifade eden Selçuk, yazın kritik gruplara özel kamplar düzenleneceğini aktardı.
"TED'in okula dönüş kampanyasında 10 yaş altının eğitim kaybının kapatılması neredeyse imkansız deniliyor. 10 yaş altına özel sınıf geçirmek değil ama müfredat değişikliğiyle yeni bir programa gidilmesi öneriliyor." şeklindeki soruya Bakan Selçuk şu yanıtı verdi:
"Bu tür teorik çalışmalar ya da tartışmalar çok fazla. Pratiğe baktığımızda bizim bitmiş, basılmış olan kitaplarımız var. Yeni hazırladık ama kamuoyuyla henüz paylaşmadık. Her bir kitap, diyelim ki siz 3'e gidiyorsunuz 3. sınıfın kitabı 2. sınıfın kritik kazanımlarından başlıyor. Biz bu konularda bazı kazanımları kritik görürüz. Eğer o temel kazanımları almazsan bir üst sınıfı yapamazsın, diğerleri onun tamamlayıcısıdır. Bunların haritasını çıkardık. Hangi kazanımlar kritiktir? Bu haritaları çıkardıktan sonra bu kitaplarımızı her bir öğrenci ve öğretmenimize vereceğiz. Öğretmen mesela 'Siz 5'e gidiyorsunuz ama 4'ün kritik kazanımlarını gözden geçireceğiz, acaba siz 5'e hazır mısınız?' diyecek, dolayısıyla biz bunu yapmış durumdayız. Hazırlıklarımız tamamlandı."
Öte yandan yüz yüze sınava katılamayan öğrencilerin sınıfta kalıp kalmayacağının sorulması üzerine Bakan Selçuk, öğrencilerin tekrar sınavlarına girebileceğini söyledi.
Bazı özel okulların haftanın 5 tam günü eğitim verdiğine ilişkin kamuoyundaki bilgileri değerlendiren Selçuk, "Hiçbir okulun böyle bir inisiyatifi yok. Bununla ilgili bize bazı şikayetler var. Bu bir soruşturma konusu. Bunlar, okulların kendilerinin alacağı kararlar değil. İl hıfzıssıhha kurullarının, valiliklerin, Milli Eğitim Bakanlığının genel şemsiyesi çerçevesinde alacakları karar. Kabine kurulunun da ön gördüğü şekilde bu böyle olacak. Bunu yapan okul varsa ki somut şikayetler var. Bugün orta Anadolu'da bir ilimizden böyle bir şey geldi ve valimiz bununla ilgili hemen tedbir aldı." ifadelerini kullandı.
Selçuk, okulların açılma tarihinin 1 Mart'tan 2 Mart'a alınmasına ilişkin ise şunları kaydetti:
"Bu çok dinamik bir süreç ve Sağlık Bakanlığının iller düzeyinde şu haritayı ortaya koyması, 'Hemen oturduk da harita yaptık.' biçiminde yapılan bir şey değil. Çok dinamik bir süreç. Bazı illerdeki ani artışlar, yeni bir değerlendirmeyi ortaya koydu. Bu ani artışlar, tabii ki önceden ön görülemeyebilir, ön görülebilir. Haritanın oluşturulması için pazar gününün verisine ihtiyaç olduğu noktasında o haftanın 7 günlük değerlendirmesinde yeni bazı durumlar ortaya çıktı. O yüzden de Sağlık Bakanlığı da ister istemez bunu sonucunu görerek, değerlendirmek istedi."
KARNELERİN VERİLMESİ
Bakan Selçuk, okulların 2 Temmuz'a kadar eğitim vermesine yönelik çalışmaların ardından, karnelerin ne zaman verileceğine dair oluşan soru işaretlerine açılık getirdi.
Karnelerin belirli bir tarihi olduğunu dile getiren Selçuk, "Örneğin lise veya ortaokul öğrencilerinin nisan sonunda notlarının tamamlanmasını bekleriz. Ondan sonra karneyle ilgili çalışmalar başlar. Liselerde daha karne vermedik. Bu duruma göre nasıl bir ihtiyaç doğarsa, şunu net söylemem lazım. 'Önceden bir şey söylüyoruz da bunu asla değiştirmiyoruz.' gibi bir durumumuz yok. Karnenin tarihini de ona göre düzenleriz. Duruma bir bakmamız lazım. Süreci izlememiz lazım. Vakalara ilişkin tabloda çok daha farklı bir durum ortaya çıkacak ve biz yeniden kararlarımızı yeniden gözden geçirmek durumunda kalacağız." diye konuştu.
Selçuk, karnelerin 1-2 hafta önce veya sonra verilmesinin kendileri açısından çok büyük problem olmadığını dile getirerek, "Bizde üniversite sınavını kazanmış fakat geçen sene lise mezuniyetinin notlarıyla ilgili sorumluluk dersi olduğu için henüz daha karnesini alamamış binlerce çocuk var." dedi.
Bakan Selçuk, "Bir nesil kayıp gibi iddialar da var. Gerçekten öyle bir risk var mı? Geçen yıl veya bu yıl okula yeni başlayan çocuklar okumayı, yazmayı öğrendiler mi?' sorusunu yanıtladı.
Kendisinin de en büyük meraklarından birinin de bu konu olduğunu dile getiren Selçuk, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Okul okul, sınıf sınıf dolaşıyorum. İlkokul 1'lerin okumasıyla ilgili öğretmenlerimizin başlangıçta bir inancı yoktu. Meslektaşlarım, beraberiz, onların adına da rahatlıkla söylüyorum. 'Bu olmaz.' diyorlardı. 'Uzaktan okuma olmaz, biz yapamayız bunu.' diyorlardı. Zaman geçti, ocaktan itibaren inanılmaz bir şey oldu, mesafe aldılar. Şimdi, diyorlar ki 'Okumayı kesinlikle hallettik, yazmada bazı sorunlarımız var.' diyorlar. Benim gördüğüm şey bu. Yazma biraz daha bire bir çalışmayı, geri bildirim vermeyi gerektiren bir durum. 'Onu da yüz yüze başladığında hallederiz.' diyorlar. Ben deneme yapıyorum. Sınıflara giriyorum. 'Kuzum okur musun?' diyorum. Emin olun, çok güzel okuyorlar."