Başkan Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kütüphanesi'nde, 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi kapsamında Afrikalı gençlerle bir araya geldi. Zirve vesilesiyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, Afrika kıtası ile kökü 10. yüzyıla uzanan derin ilişkilerin bulunduğunu vurguladı.
Erdoğan, "Afrikalı kardeşlerimiz milletimizin gönlünde müstesna bir yere sahiptir. Biz de göreve geldiğimiz 2002 yılından itibaren Afrika ile dostluğumuzun ve iş birliğimizin gelişmesine özel önem verdik." diye konuştu.
Başbakanlık görevi dahil bugüne kadar 30 Afrika ülkesini toplamda 50 defa ziyaret ettiğini hatırlatan Erdoğan, çoğu ilk kez olmak üzere kıta genelinden pek çok devlet ve hükümet başkanını da Türkiye'de ağırladıklarını söyledi.
Kovid-19 salgınına rağmen sadece bu yıl, Sahra Altı Afrika'dan 38 üst düzey heyeti Türkiye'de misafir ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Aramızdaki mesafeye rağmen Afrika ülkelerini yakın birer komşumuz, daimi dostlarımız olarak addediyoruz. Afrika'nın meselelerine ilişkin olarak kıtadaki ortaklarımızla aynı vizyonu, aynı hassasiyeti paylaşıyoruz.
Dillerimizin, ırklarımızın, renklerimizin farklı olması bizim için ne bir utanç ne de bir üstünlük vesilesidir. Bilakis bunların tamamı Allah'ın biz kullarına bahşettiği bir zenginlik, bir lütuf ve ikramdır. Bu anlayışla tüm çalışmalarımızı insan onuruna yaraşır, sürdürülebilir, adaletli bir kalkınma hedefi doğrultusunda yürütüyoruz. Kimseyi ayırmadan, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan Afrika halklarıyla dayanışmamızı artırıyoruz.
Ekonomik ilişkilerimizi eşit ortaklık temelinde kazan-kazan anlayışı üzerine inşa ediyoruz. Türk firmaları Afrika genelinde toplam değeri yaklaşık 70 milyar doları geçen 1150'den fazla proje üstleniyor. Kıta çapındaki yatırımlarımızın değeri 6 milyar doları aşıyor. On binlerce Afrikalı kardeşimiz bu şirketlerimizde istihdam ediliyor. Birlikte kazanmanın bereketine inanan bir millet olarak inşallah bundan sonra da ilişkilerimizi bu eksende ilerletmeyi sürdüreceğiz."
"TÜRKİYE BURSLARINDAN 14 BİNDEN FAZLA AFRİKALI KARDEŞİMİZ FAYDALANDI"
Başkan Erdoğan, tüm bunları yaparken temel amacın, gençlere daha adil, daha huzurlu, daha müreffeh bir dünya bırakmak olduğuna işaret ederek, "Çünkü sizler hem bizim hem de geldiğiniz ülkelerin istikbalisiniz, umudusunuz. Geleceğimizi sağlıklı bir zeminde inşa etmek için nitelikli, vizyoner, erdem ve vicdan sahibi gençlere ihtiyacımızın olduğunu biliyoruz." dedi.
Bu amaçla gerek Türkiye içinde gerekse yurt dışında birçok projeyi hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, geçmişte farklı kurumların farklı statülerde verdiği bursları 2012'den itibaren "Türkiye Bursları" adı altında yeniden düzenlediklerini söyledi.
Erdoğan, kısa sürede büyük başarı kaydeden bu projeyle eskiden 5-6 ülkeyle sınırlı kalan çalışmaları, bugün 180'i aşkın ülkeye teşmil ettiklerini dile getirdi.
Türkiye'nin verdiği burslar sayesinde mezun olmuş ve bugün ülkesine bakan siyasetçi, iş adamı, akademisyen, bürokrat olarak hizmet eden 70 bini aşkın mezunun olduğunu belirten Erdoğan, "Türkiye burslarından 14 binden fazla Afrikalı kardeşimiz faydalandı. Ziyaret ettiğimiz ülkelerde zaman zaman bu kardeşlerimizle karşılaşıyor ve onların başarılarından gerçekten ben de gurur duyuyorum. Türkiye burslarının yanı sıra Türkiye Maarif Vakfımız da Afrika'nın geleceğine katkı maksadıyla eğitim hizmetlerini başarıyla sürdürüyor." bilgisini paylaştı.
Erdoğan, şunları kaydetti:
"TİKA ve Yunus Emre Enstitümüz de kendi alanlarında başarılı projelere imza atıyor. Gerek burslu olarak gerekse kendi imkanlarıyla Türkiye'de eğitim alan siz gençlerimizi milletimizin gönül elçileri kabul ediyoruz. Kendi evlatlarımızın geleceği konusunda ne hissediyorsak, onların üzerine nasıl titriyorsak, emin olun sizler için de aynı duyguları taşıyoruz.
Türkiye'yi ikinci vatanınız olarak kabul etmenizi sizlerden özellikle rica ediyorum. Ülkelerinize döndüğünüzde her biriniz Türkiye'nin ve Türk milletinin fahri temsilcileri olarak inşallah bizleri temsil edeceksiniz. Biz de hem buradaki eğitim sürecinizde hem de mezuniyetiniz sonrasında ilgili kurumlarımızla sizlere yardımcı olmayı sürdüreceğiz. Rabbim yar ve yardımcınız olsun diyorum."
Afrikalı gençlerle birlikte olmaktan duyduğu bahtiyarlığı tekrar ifade eden Erdoğan, sözü gençlere bıraktı.
"BEN VATANDAŞIMI, HALKIMI FAİZE EZDİRMEYECEĞİM"
Bir gencin, Mehmet Akif Ersoy'un "Zulmü Alkışlayamam" isimli şiirini okuması üzerine Erdoğan, "Maşallah, benden iyi okuyorsun bu şiiri ya. Ben bu şiirle birincilik almıştım." dedi.
Bir başka gencin "Siz Türkiye Cumhurbaşkanı olarak yıllardır Türkiye'nin kaderini değiştirecek bir ekonomik kurtuluş savaşı veriyorsunuz. Bu Türkiye'nin davasıdır, bu ümmetin davasıdır, diye düşünüyorum. Bu kapsamda Afrika ortaklarınıza bu ekonomik kurtuluş savaşı mücadelesinin önemini açıklar mısınız ve öneride bulunabilir misiniz?" şeklindeki sorusu üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Gerçekten bu ekonomik kurtuluş savaşı mücadelemizi başarılı bir şekilde sürdürüyoruz. Biz, asgari ücret açıklaması yaptık. Bu açıklama, son 50 yılın en önemli asgari ücrette bir artışın, yüzde 50 gibi bir artışın olduğu bir açıklamadır. Ayrıca, Gelir Vergisi ve Damga, bunlar da asgari ücretten alınmış, soyutlanmıştır. Halkımız bunu anlıyor, açıkladığımız 4 bin 250 lira ile halkımız inanıyorum ki iktidarın ne denli halkının yanında olduğunu böylece görmüş oldu, görmüş olacak. Açıklanan bir diğer karar daha var. O da faizin özellikle 100 baz puan tekrar düşürülmüş olmasıdır.
Tabii muhalefet ve malum çevreler bizim faizdeki bu tür kararlılığımızı asla kabullenemiyorlar ama ben de Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olarak faize karşı olduğumu bu göreve geldiğimden beri hep söyledim. Niçin? Çünkü faiz zengini daha zengin yapar, fakiri daha fakir yapar. Eninde sonunda biz bu enflasyonu göreve geldiğimde nasıl düşürdüysek, ta 4 puana kadar indirdik, yine indireceğiz, yine düşüreceğiz ama ben vatandaşımı, halkımı faize ezdirmeyeceğim."
Amerika'nın ve Avrupa'nın enflasyonda çok ciddi bir sıkıntı içinde olduğunu ifade eden Erdoğan, "Ama Türkiye'de de faizciler ne yazık ki bu işi hala savunmanın gayreti içerisinde. Ben de diyorum ki biz kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz ve milletimizi, vatandaşımızı faize ezdirmeyeceğiz ve inşallah en kısa zamanda da enflasyon aşağıya inmeye başlayacak. Çünkü faiz sebep, enflasyon neticedir; bu da benim tezimdir." dedi.
"YILLAR YILI ZENGİN AFRİKALIYI MAALESEF FAKİRLİĞE MAHKUM EDİYORLAR"
Bir başka gencin, "Benim sorum sizin yazdığınız kitapla ilgili, o yüzden öncelikle kaleminize sağlık. Kitabınızın 88. sayfasında yazdığınız gibi, merhametini yitirmiş bir dönemde bizler merhametin temsilcisi ve vicdanların sesi olmak istiyoruz. Fakat bu sistemin, yani uluslararası sistemin çalışma prensibini bildiğimiz açıdan bunun çok zor, hatta çok tehlikeli olduğunu biliyoruz. O yüzden Cumhurbaşkanım, böyle bir sistemde başarılı olabilmek için ne yapmamız gerekiyor? Bir dünya lideri olarak tavsiyeleriniz nedir? Türkiye'de eğitimimi tamamladıktan sonra ülkemize dönünce ne yapmamızı öneriyorsunuz?" sorusu üzerine de Erdoğan, şöyle konuştu:
"Öncelikle gerçekten küresel bir soru yönelttiniz. Bu küresel soruda da üzerinde durmamız gereken en önemli konu, sizler ülkelerinize döndüğünüzde isterim ki oralarda herhalde siyasete soyunursunuz, değil mi? Siyasete soyunduğunuz andan itibaren de orada bir şeyi hedefe koyacaksınız. Şu andaki dünya adil mi? Hayır. Şu andaki dünyada zulüm var. Hele hele Afrika zulmün en yoğun işlendiği yer. Sizin ülkelerinizin, Afrika fakir değil, Afrika zengin ama bütün yeraltı zenginliklerini, açık açık söyleyeceğim, bakıyorsunuz Avrupa ülkelerinden geliyorlar ve oralardan bütün fosforları, altınları, bütün mücevherleri alıp kendi ülkelerine götürüyorlar. Size bırakıyorlar mı? Hayır, size bir şey bıraktıkları yok ve yıllar yılı zengin Afrikalıyı maalesef fakirliğe mahkum ediyorlar.
Bunlar demek ki bu insanları bu şekilde soydular soğana çevirdiler, ondan sonra da dünyada saltanat sürüyorlar. Peki, şimdi bunu aslına kim çevirecek? Siz çevireceksiniz. Döneceksiniz, döndükten sonra da 'Biz yılların hesabını sormak için okuduk, geldik, şimdi de bu hesabı soracağız' diyeceksiniz, demeniz lazım, bu sizin hakkınız. Sizin varlıklarınızı soydular. Dünya diyorum beşten büyüktür, bunu beraber halletmemiz lazım."
Erdoğan, Birleşmiş Milletlerde 5 daimi ve 15 de geçici üye olduğunu hatırlatarak, "Peki, bu 5 tane daimi üye ne derse onların dediği oluyor mu? Oluyor. İki dudağının arasında. Peki, o 15 tane geçici üyenin orada herhangi bir hükmü var mı? Yok. Onları da aldatıyorlar ama ben diyorum ki buradaki bütün benim genç kardeşlerim ülkelerine döndükten sonra 'Biz artık geçici üye değil, biz de daimi üye olmalıyız' diye bunun mücadelesini vermeleri lazım. Eğer vermezseniz daha bunlar çok Afrika ülkelerine gelip soyarlar soğana çevirirler. Erdoğan'ın dediklerini bu 5 tane daimi üye kabul eder veya etmez, biz üzerimize düşeni yapalım, onlar etmesin." dedi.
Başkan Erdoğan, Afrika'nın da aynı şekilde çalışacağını ve Türkiye-Afrika iş birliğini, dayanışmasını inşallah zafere kadar taşıyacaklarını vurguladı.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinde bilgisayar mühendisliği okuyan Menel Türki Eker, Tunuslu olduğunu ve yaklaşık 4 yıldır Türkiye'de yaşadığını belirtti.
Türk kökenli oldukları için soyadının "Türki" olduğunu söyleyen Türki Eker, "Dedelerim Osmanlı zamanında Türkiye'den gelmişler ve Tunus'a yerleşmişler. Çocukluğumuzdan beri hep bunu bize anlattılar ve ben Türkiye sevdalısı olarak büyüdüm." dedi.
Türki Eker, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın videolarını, 2013'ten beri ailece Arapça alt yazılı izlediklerini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Ben samimiyetinizden ve konuşmalarınızdan çok etkileniyordum. O yüzden belki bir gün sizinle görüşürüm hayaliyle Türkçe öğrenmeye karar verdim. Evde tek başıma öğrenmeye başladım. Ondan sonra üniversitede Türkçeyi seçmeli ders olarak almak istedim fakat hocalar 'yeterli öğrenci sayısı olmadığı için sınıf açamıyoruz' dediler. O anda biz, Türkçeyi ve Türkiye'yi tanıtmak amacıyla 6 arkadaşla Türkçe Kulübü kurduk. Bugün Tunus'ta Türkçe öğrenen yaklaşık 2 bin öğrenci var."
Bu sözler, Başkan Erdoğan ve salondakilerden alkış aldı.
Darbe girişiminin yaşandığı gece ailece hiç uyumadıklarını ve dua ettiklerini anlatan Türki Eker, "Çok şükür Allah Müslümanların duasını kabul etti ve Türkiye'nin zaferi, bizim zaferimiz oldu ve biz buna çok sevindik." dedi.
Türki Eker, Uluslararası Staj Programı kapsamında, 2017'de ilk uluslararası stajyer olarak Türkiye'ye geldiğini ifade ederek, 2020'de Türk vatandaşı olan eşi Mehmet Eker ile evlendiğini söyledi. Türki Eker, 4 kardeş olduklarını ve hepsinin şu an Türkiye'de eğitim gördüğünü belirtti.
Başkan Erdoğan ile konuşma fırsatı bulmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Türki Eker, "Bugün hayallerim gerçekten gerçek oldu, çok mutluyum. Sizin de dediğiniz gibi 'Hayaldi, gerçek oldu.', çok teşekkür ederim." diye konuştu.
Moritanya'dan Türkiye'ye gelen Ahmet Selmadullah da Ankara Üniversitesinde yüksek lisansını tamamladığını, şimdi de Marmara Üniversitesinde doktora yaptığını kaydetti.
Selmadullah, Başkan Erdoğan için yazılan bir şiir okudu.
Çad'dan gelen ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi bölümü öğrencisi olan Abdulkadir Tegenarin, şunları söyledi:
"Afrika'nın kalbi olan Çad'dan, Türkiye'nin kalbi olan, siyasetin kalbi olan Ankara'ya gelip siyaset bilimi okumanın ne kadar büyük bir şans olduğunu bilir misiniz? Afrika'da yaşananları, gönüldaşlarımız ve kader ortağımız olarak gören Sayın Cumhurbaşkanımız, bizlere bambaşka bir bakış açısı kazandırarak daha adil bir dünyanın ütopik olmadığını göstermiştir. Biz de bu vizyonla önce kendi ülkelerimiz için, sonra da daha adil bir dünya için 'varız' diyoruz."
Ankara Hacı Bayram Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Teya Fakoni, kendisine nereli olduğu, Türkiye'ye nasıl geldiği gibi birçok konuda sorular sorulduğunu söyleyerek, "Ben de 'Futbolcu Drogba'nın ülkesi Fildişi Sahili'nden geliyorum.' diyorum. Hemen anlaşıyoruz, 'kanka' diyorlar. Siz Türkler ile biz Afrikalıları bu kadar yakınlaştıran şey, sizin de bizim de sıcakkanlı olmamız ve futbol sevdamızdır." dedi.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinde, uluslararası ilişkiler bölümünde yüksek lisans yapan yabancı bir öğrenci de Başkan Erdoğan'a "Afrika'da insan hakları ve demokrasi ile ilgili mesajınızı almak isterim. Yani sizin başarılı bir lider olarak Afrikalı liderlere sunmak istediğiniz mesaj ne?" sorusunu yöneltti.
"HEPİMİZ ORADA DAİMİ ÜYE OLMA HAKKINI ELDE EDECEĞİZ"
Başkan Erdoğan da dolaştığı Afrika ülkelerinde özellikle "dünya beşten büyüktür" tezini anlattığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Öncelikle 'Kendinize güvenin' diyorum, kendinize inanın. Biz Türkiye olarak sizlerle her zaman birlikte olacağız, beraber olacağız ama sizin kendinize inanmanız çok önemli. Gün ola inşallah göreceksiniz, bu dünyanın beşten büyük olduğunu, kendini şu anda büyük kabul edenler kabul edecekler. Ne olacak? Olacak olan şey şu: Birleşmiş Milletler üyesi ülkeler, hepsi dönüşümlü olarak Birleşmiş Milletlerde daimi üye olma hüviyetine kavuşacaklar. Dolayısıyla bugün Zimbabve, icabında geçici üye değil, yarın daimi üye olacak. Türkiye geçici üye değil, daimi üye olacak. Er veya geç dönüşümlü olarak hepimiz orada daimi üye olma hakkını elde edeceğiz, bunu yakalamamız lazım."
Yarının güçlü Türkiye'sinin bunu başaracağını ama buna Afrika ülkelerinin de inanmasının gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Şu anda bu beş tane daimi üye ülke içinde bir tane Müslüman ülke var mı? Yok. Müslümanların orada daimi üye olma hakkı yok mu? Bizim inancımızın da mücadelesini vermemiz lazım. Afrikalı niçin orada yerini almasın? Bunları başarmamız lazım. İşte bu gençlik, siz niye okuyorsunuz? Yarın buralardaki haklarınızı elde etmek için okuyorsunuz, bunu başarmanız lazım. Tayyip Erdoğan'ın da görevi bu, sizin de göreviniz bu, bunu başarmamız lazım. Onun için azmedeceğiz, kararlı olacağız, inanacağız ve bu işi başaracağız." ifadelerini kullandı.
Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde eğitim gören Mozambikli bir öğrenci de Türkiye'nin Afrika politikasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Çünkü Türkiye, Afrikalı sorunlara Afrikalı çözümler ilkesiyle yaklaşmaktadır. Aynı zamanda temelinde insan vardır." dedi.
Ankara Üniversitesinde İslam hukuku alanında doktora yapan Burkina Fasolu bir öğrenci, Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde Türk dünyası ülkelerinin toplandığını hatırlatarak, "Afrika ülkelerinin, siyasetlerinde böyle bir ideale ihtiyaçları var. Bu idealiniz çerçevesinde Türkiye-Afrika ilişkilerine yönelik neler planlıyorsunuz?" sorusunu yöneltti.
Başkan Erdoğan da bu işe hep beraber inanmaları gerektiğinin altını çizerek, "Sizler de buralardan mezun olduktan sonra ülkelerinize döndüğünüzde, hele hele siyasete adım attığınızda oralarda bu işin alt yapısını oluşturmanız lazım. Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) ile müşterek yapacağınız çalışmalar, inanıyorum ki geleceği çok daha garanti altına almayı sağlayacaktır." dedi.
Yaklaşık bir ay önce Türk dünyasını bir araya getirdiklerini hatırlatan Erdoğan, "İstanbul'da Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda beraber bir toplantı yaptık. Afrika'yla da bizim bu adımı atmamız, inanıyorum ki çok daha kolay olacaktır. Ülkenizin ayağa kalkması noktasında üzerinizde çok büyük yükler var, kendinize inanın. Bir de unutmayın, Rabbimiz ne buyuruyor? Bir kere azmettin mi Allah'a tevekkül et yeter. Bunu yapıp yola devam etmek lazım. Bunu da yaparız değil mi? Bir manimiz yok, ben size inanıyorum, size güveniyorum. Bu işi başarıyla inşallah götüreceğiz ve Türkiye'den okuyup da ülkelerine dönen siz gençlerle biz çok şeyleri başaracağız."
Cibuti'den gelen ve Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinde işletme bölümünde doktora yapan bir öğrenci ise Türkiye bursları sayesinde binlerce Afrikalı öğrencinin Türkiye'de eğitim alma imkanı bulduğuna dikkati çekti.
Bu öğrencilerin ülkelerine dönüp önemli görevler üstlendiğini belirten öğrenci, "Afrika'da Türkçe öğrenmek ve Türk kültürünü tanımak isteyen pek çok insan var. Türkiye'de de Afrika kültürüyle ilgilenen birçok genç Türk var. Bu çerçevede Türkiye'deki üniversitelerde Afrika kültür merkezlerini açmak ve Yunus Emre Kültür Merkezlerini Afrika'da yaygınlaştırmak gibi bir projeniz söz konusu mu?" sorusunu sordu.
Başkan Erdoğan da Yunus Emre Enstitüleri, TİKA, YTB gibi kurum ve kuruluşlarla Türkiye'yi dünyaya açma gayretinde olduklarını belirterek, şunları kaydetti:
"Dünyayı da Türkiye'ye taşıma gayreti içinde olduk ve iyi de mesafe aldık. Şu anda iyi bir konumdayız. Önümüzdeki yıllarda bu işi çok daha iyi bir noktaya getireceğimize inanıyorum. Gittiğimiz ülkelerde de zaten, süratle oralarda TİKA'mız olsun, Yunus Emre Enstitülerimiz olsun, bütün bunlar kurumsallaşıyor ve kurumsallaşmak suretiyle de oralarda adımlarımızı atarak yaygınlaşıyoruz ve oralarda öğrenciler yetiştirirken Türkiye'ye de getirip, Türkiye'de de onları yetiştirmeye devam ediyoruz."
Sudan'dan gelen ve Hacı Bayram Veli Üniversitesi'nde eğitim gören Muhammed Osman, son 15 yıldır hem Türkiye hem Afrika tarafından ilişkilerin sürdürülmesi için çok emek harcandığını belirtti.
Türkiye'nin Afrika'dan binlerce öğrenciye burs verdiğini ve "daha iyi bir dünya" oluşumunu hızlandırdığını ifade eden Osman, "21. yüzyılda daha hakkaniyetli bir düzen gelecekse bu Türkiye ve Afrika ortaklığından doğacaktır. Çünkü bizim ama tek yapmamız gereken inanmak ve çalışmak. Çünkü bizim hayat anlayışımızda emeksiz yemek olmaz." diye konuştu.
Somali'den gelen bir öğrenci de birlik ve beraberliğin önemini vurguladı.
Nijerli Fatma Taozmanisa ise "Daha iyi bir Afrika, daha iyi bir Türkiye ve kesinlikle daha iyi adil bir dünya için buradayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir öğrencinin, "Bazı Afrika ülkelerinde iç savaş ve siyasi görüş ayrılıkları mevcut. Bu durum Türkiye-Afrika ilişkilerini nasıl etkilemektedir? Türkiye olarak bunların son bulmasın için nasıl bir rol oynamaktasınız?" sorusu üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunlardan son dönemde en önemlisi Libya. Peki, ortalığı karıştıranlar? Batı. Kararımızı Afrikalı kardeşlerim olarak hep kendiniz vereceğiz, kimseye pabuç kaptırmayacağız. Biz de onlara diyoruz ki kararı kendiniz verin, kimseye pabuç kaptırmayın. Çünkü Libya Libyalılarındır. Ne Fransızındır, ne İtalyanındır, ne Türklerindir. Libya Libyalılarındır. Bu Libya'nın dışında her yerde böyle, Sudan, Somali, Çad, Mozambik, her yerde böyle. İslam dünyasını paramparça ettiler. İşte siz buradan gayet iyi yetişerek ülkelerinize hakim olacaksınız."
Erdoğan, bir öğrencinin, "Gelecek yıllarda Afrika ve Türkiye arasında siyasi, ticari ve kültürel noktadaki hedeflerinizi merak ediyorum." sözü üzerine, bu hassasiyeti yakalamasından dolayı öğrenciye teşekkür etti.
Göreve geldiklerinde Afrika'da 12 ülkede Türk büyükelçiliğinin olduğunu, şu anda bu sayının 42'yi bulduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Hedefimiz 50'yi yakalamak ve aynı şekilde Afrika ülkelerinin de Türkiye'deki büyükelçiliklerinin sayısını daha da artırmak. Karşılıklı bu büyükelçiliklerin açılmasıyla birbirimizle kaynaşacağız. Dışişleri bakanım devamlı oraları dolaşıyor. Çünkü bu olmazsa olmaz. Aynı şekilde ben de mümkün olduğunca dolaşıyorum ve dolaşacağım. Çünkü bunları yaptıkça birbirimizle kaynaşacağız. İşte 2 gün burada Afrika ülkelerinin liderleriyle bir araya gelişimiz de zaten buradan kaynaklanıyor. Derdimiz şu, büyük devlet olmak lafla olmuyor. Büyük devlet olmak aynı sofranın etrafında oturup konuşmayı gerektiriyor. Çünkü hem yemeği yiyeceğiz, hem birlikte seyahat edeceğiz. Arkadaşlık, dostluk budur, bunu başaracağız. Ben sizlerden ümitliyim. Sizlerden çok şey bekliyorum. Onun için de buradan dönüşünüz müjdeli olsun. Bu müjdeleri sizden bekliyoruz."
Fenerbahçe'nin eski oyuncusu, Başakşehir Futbol Kulübü Yardımcı Antrenörü Pierre Webo da programda yer aldı. Webo, Afrika kıtası için yaptıkları dolayısıyla Başkan Erdoğan'a teşekkür etti.
Spor vesilesiyle dünyaya aktarabilecekleri mesajların çok önemli olduğuna inandığını anlatan Webo, Paris Saint-Germain-Medipol Başakşehir maçında dördüncü hakemin kendisine yönelik ırkçı söylemde bulunması olayını hatırlattı. Webo, "Bütün dünyada Türkiye'deki deneyimim vesilesiyle Türk elçisi olarak değerlendiriliyorum ve bunun sebebi de yaklaşık bir yıl önce burada başıma gelen olay. Bu olay sonrasında bana gösterdiğiniz destek için sizlere ve Türk toplumunun tamamına teşekkür etmek isterim. Saygıdeğer cumhurbaşkanım, ben burada şunu teklif etmek isterim. Kamerun'da ve tüm Afrika'da olmak üzere ben Türkiye'nin elçisi olmak isterim." diye konuştu.
Afrika kökenli sporcuların Türkiye'de neden sevildiğinin sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarılı oldukları için sevildiklerini dile getirdi. Başarılı olan bütün sporcuların, özellikle de futbolcuların Türkiye'de son dönemlerde müstesna bir yere sahip olduklarını anlatan Erdoğan, "Şu anda Süper Ligde hemen hemen Afrikalı futbolcuların olmadığı kulüp yok gibi. Başarılı olanlar her yerde kendine muhakkak bir alan bulur ve sevgiye de layık olur." dedi.
"IRKÇILIK BİZİM DİNİMİZDE MEN EDİLMİŞTİR"
Başkan Erdoğan, "Biz Afrikalılar bazen ırkçı tavırlara maruz kalabiliyoruz. Irkçılıkla mücadelede alınabilecek önlemler nelerdir?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:
"AK Parti olarak ırkçılık noktasında kesin karşı duruşumuz var. Biliyorsunuz dinimizde ırkçılık yasaklanmıştır, yoktur. Maalesef bizde muhalefet partisinin özellikle de son dönemlerde Suriyelilere karşı bir tavrı var. 'İktidar olduğumuzda Suriyelileri kendi memleketlerine göndereceğiz' filan diyor. Bizim öyle bir derdimiz yok. Biz şu anda yaklaşık 4 milyon Suriyeliye ülkemizde ev sahipliği yapıyoruz. Irak'tan gelenlerle 5 milyon. Hepsine ev sahipliği yapıyoruz. Niye? Çünkü hepsi de bizim misafirimizdir. Hepsi de kendi yurtlarından zevkle ayrılmadılar. Yaşama imkanı bulamadıkları için ülkelerinden ayrıldılar. Bunlara biz tabi ki kapılarımızı açtık ve onlara da ev sahipliği yapıyoruz. Erdoğan, bu ülkede cumhurbaşkanı olduğu sürece, AK Parti bu ülkede iş başında olduğu sürece, biz asla bu misafirlerimizi ülkeden kovmayız, kovamayız. Irkçılık bizim dinimizde men edilmiştir. Ne Arap'ın beyaza, ne beyazın Arap'a üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece Allah'a olan yakınlaşmayladır. Ölçü bu. Müslümanlar olarak böyle bir ayrımı yapamayız, yapmayız, çünkü ebedi alemde bunun hesabını veremeyiz."