Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün akşam bir televizyon yayınında Türkiye'ye getirildiğini açıkladığı Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı Nuri Gökhan Bozkır'ın itiraflarını Sabah Gazetesi yayınladı. Bu itiraflar, 20 yıllık karanlık suikastın bilinmeyenlerine ışık tutuyor. Yakalanmadan bir süre önce Ukrayna'nın başkenti Kiev'de röportaj yaptığımız Bozkır, cinayette hangi iki ismin rol aldığını ve suikast silahının nasıl yok edildiğini ayrıntılarıyla anlattı.
Bozkır, tetiği çektiği öne sürülen asker kökenli eski istihbaratçı Tarkan Mumcuğlu'nun, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra silahı nasıl yok ettiğini de açıkladı. Buna göre Hablemitoğlu suikastında kullanılan silah Ankara'daki Mogan Gölü'ne atıldı. Nuri Gökhan Bozkır, silahı göle atarken Tarkan Mumcuoğlu'nun yanında eski binbaşı Bülent Kutsal'ın da bulunduğunu açıkladı. İşte Nuri Gökhan Bozkır'ın SABAH'ın sorularına verdiği yanıtların çarpıcı kısımları:
Necip Hablemitoğlu'nun öldürüldüğü gün üzerinize kayıtlı telefonun olay yerinden sinyal verdiği tespit edildi. Siz o gün orada ne yapıyordunuz?
Ben o gün görevdeydim. Ama telefonum, nasıl oradan sinyal vermiş bilmiyorum.
Cinayet günü telefonunuzu neden kapattınız?
Ben hatırlamıyorum, aradan 20 yıl geçmiş.
Savcılığa gönderdiğiniz ihbar mektubunda Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'ndan bahsediyorsunuz. Bu kısmı baştan bize anlatır mısınız?
Olayın savcısına, 2015'te gazeteci Zihni Çakır vasıtasıyla bütün bildiklerimi gönderdim. Bu kişilerin cinayet öncesi ve sonrası hareketlerinin, normal Özel Kuvvetler görevlerinin dışında gerçekleştiğini, çok sık geliş-gidiş ve sivil görev faaliyetleri içinde olduklarını söyledim.
Peki, özellikle neden Tarkan Mumcuoğlu ismini veriyorsunuz? Bir şey mi biliyorsunuz?
Mumcuoğlu, o dönemde Genelkurmay'ın verdiği rapora göre Kazakistan'da resmi görevde. Ama cinayetten sonra gölün orada gördüm, net olarak hatırlıyorum.
'SİLAHI MUMCUOĞLU VE KUTSAL ATTI'
Cinayet silahının atıldığına tanık olduğunuz anı anlatır mısınız?
Biz sabah kalktık. Saat 8'de mesaimiz başlar. O gün koşuya gittik... Mogan Gölü'nün nizamiyesine indik. Oradan sonra 11 kilometre... Geride kaldığımda Bülent Kutsal ve Tarkan Mumcuoğlu'nun bir siyah poşeti fırlattığını gördüm. Ben 200-300 metre gerideydim. Benim gördüğümü fark etmediler.
Peki, silah gölün tam neresinde?
Savcı beye çizerek krokide yerini gösterdi. Bu bölgenin aranmasını istedim. Bu dosyayı canlandıran benim.
Silahı attığını söylediğiniz şahıslardan en iyi atış yapan hangisi?
Tarkan Mumcuoğlu. Mesaimize gittiğimizde bir subay beylik tabancasını ya birlikte bırakırdı ya da yanında taşırdı. İki üç silahla gezerdi. Silahı seven bir insandı.
Mumcuoğlu'nun takip eğitimi aldığını duydunuz mu?
Tabii. Bu işin istihbarat birimindeydi. Dudak hareketleri okunmasın diye telefonla konuşurken eliyle ağzını kapatırdı. Bunu normal bir subay niye yapsın?
Öncesinde siz Hablemitoğlu'nu takip ettiniz mi?
Bu cinayetin aydınlanması için benim verdiğim isimler, bilgiler var. Sonra silah bana döndü, benim hiç hak etmediğim bir suçta, katil olarak bugün Türkiye'ye kamuoyunda yargılanıyorum.
Tetiği kim çekti?
Bilmiyorum, bilsem...
O ekipten tetiği çekecek adam kimdir sizce?
Bakın ben şu an iftiraya uğruyorum, başkasına atmak istemiyorum.
ALMAN VAKIFLARINI VE FETÖ'YÜ DEŞİFRE ETMİŞTİ
Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002'de evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Alman vakıfları davalarında hazırladığı raporlarla gündeme gelen Hablemitoğlu, FETÖ'nün CIA ile bağlantısını ortaya koyan "Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar" başlıklı raporunda, devlet içine sızarak kritik kadroları tuttuklarına dikkat çekmişti.
Hablemitoğlu, "Köstebek" isimli kitabında, "Gülen cemaatinin" silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini daha o yıllarda yapmıştı. Elebaşı Gülen'in iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye'ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını belirten Hablemitoğlu, Türkiye'nin karşılaştığı en önemli tehdit olduğuna dikkat çekmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Nuri Gökhan Bozkır için 2019'da Kırmızı Bülten çıkarmıştı. Ukranya'dan iltica talebinde bulunan ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimleriyle bu talebi reddedilen Bozkır, ev hapsine mahkûm edilmişti. İki ay önce firar eden zanlı, MİT tarafından kısa süre sonra yakalanmıştı. MİT TIR'ları davası firarisi Can Dündar'ın da Bozkır ile temas halinde olduğu belirtildi.
"BOZKIR, FETÖ'CÜLERLE İRTİBATLI"
Necip Hablemitoğlu'nun öğrencisi ve aynı zamanda suikast dosyasında ailenin avukatı olan Ersan Barkın sıcak gelişmeyi SABAH'a değerlendirdi. Barkın, Bozkır'ın yakalanmasının soruşturma açısından çok kritik bir gelişme olduğunu aktararak, "Bozkır suikast dosyasında kilit isim. FETÖ üyeleriyle de bu ismin irtibatları bulunuyor. İfadesinin alınmasıyla dosyada yeni gelişmelerin olacağını, soruşturmanın genişleyerek suikastın arkasında kirli elin tek tek ortaya çıkarılacağını düşünüyoruz" dedi.
SAUNA DAVASI'NDAN CEZAEVİNDE YATTI
Nuri Gökhan Bozkır, 10 Haziran 1974 Balıkesir doğumlu. 1996'da Kara Harp Okulu'ndan teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1997'de Özel Kuvvetler Komutanlığı'na geçti. 2005 yılında Sauna Operasyonu'na kadar Özel Kuvvetler Komutanlığı'nda çeşitli görevlerde (TİM Komutanı, TİM Komutan Yardımcısı) bulundu. 2005'te Sauna Davası'ndan dolayı cezaevinde kaldı, ordudan ihraç edildi. 2019 Temmuz'unda da Interpol tarafından Ukrayna'da yapılan operasyonla 9 Temmuz'da tutuklandı. Ev hapsine alındı, sonra ev hapsinden firar etti ama Türkiye'nin istihbari ve diplomatik takibi sonucunda Ukrayna'da yakalanıp Türkiye'ye getirildi.