Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in daveti üzerine yaptıkları ziyarette gurur verici bir gün yaşadıklarını belirten Erdoğan, Azerbaycanlı gençlerin heyecanı ve coşkusunun, orada gördükleri tablonun kendilerini çok mutlu ettiğini söyledi.
"Tek millet, iki devlet" şiarıyla Bakü'de yeni bir "tek festival" geleneği başlatmanın heyecanını yaşadıklarını ifade eden Erdoğan, bunun, diğer Türk devletlerinden de aynı şekilde çağrı alacağını gördüğünü dile getirdi.
Azerbaycan'ın 28 Mayıs Bağımsızlık Günü'nü muhteşem bir etkinlikle taçlandırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Türkiye dışında ilk kez can Azerbaycan'da düzenlenen TEKNOFEST'in sunduğu teknoloji şöleninin tüm katılımcıların gönüllerini fethettiğini gördük. Bilhassa istikbalimizin teminatı olan gençlerimizin festivale yönelik yoğun ilgisinden büyük memnuniyet duyduk. Profesör Doktor Aziz Sancar Hocamızın da programa teşrif etmesi TEKNOFEST'e ayrı bir boyut kazandırdı. Azerbaycanlı gençlerimizin emek verdikleri bilim ve teknoloji projeleriyle takım ruhu içinde yarışmalara katılmaları bizleri son derece gururlandırdı. Türk Yıldızları, SOLOTÜRK, Hürkuş, Akıncı, TB2 gibi göz bebeklerimiz de Bakü semalarında görsel bir şölen sundular. Sanayi ve Teknoloji Bakanlıklarımız arasında dijital dönüşüm ve teknokent alanlarında iş birliğini geliştirecek iki önemli anlaşma imzalandı. Ülkemizden kendi alanlarının öncüsü 50'ye yakın firmamız festivale iştirak etti. Bu savunma sanayii şirketlerimizin sergiledikleri milli ve yerli ürünlerimiz büyük bir ilgiyle karşılandı."
Türk Devletleri Teşkilatına üye ülkelerden heyetlerin de bu festivalde yer almasından büyük bahtiyarlık duyduklarını belirten Erdoğan, TEKNOFEST'in tüm Türk dünyasını bilim ve teknolojide buluşturan bir platform olmasını arzu ettiklerinin altını çizdi.
"DAHA NİCE PROJELERE BİRLİKTE İMZA ATACAĞIZ"
Festivali gelecek dönemde diğer dost ve müttefik ülkelerde de düzenlemeyi hedeflediklerini anlatan Erdoğan, TEKNOFEST'e projeleriyle katılan gençlerin, yarının insansız hava araçlarını, yapay zekalarını, dijital teknolojilerini tasarlayan, üreten bilim insanları olacağını söyledi.
Savunma sanayisinde de en ileri milli teknoloji ve yazılım sistemleri üreten ortaklıklar kurmayı hedeflediklerini ifade eden Erdoğan, "Şuşa Beyannamesi ile ilişkilerini müttefiklik düzeyine çıkaran iki kardeş ülke olarak, inşallah daha nice projelere birlikte imza atacağız." diye konuştu.
Bu sene ayrıca Türkiye-Özbekistan ilişkilerini "kapsamlı stratejik ortaklık", Türkiye-Kazakistan ilişkilerini ise "geliştirilmiş stratejik ortaklık" seviyesine yükselttiklerini anımsatan Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatının Dönem Başkanı olarak ekonomik iş birliği, eğitim, çevre ve enerji, bilim ve teknolojinin öncelik verdiği başlıklar olduğunu kaydetti.
Başkan Erdoğan, ziyaretinde Aliyev'le mükemmel seviyede bulunan ikili ilişkileri ve Karabağ Zaferi sonrasında bölgedeki durumu gözden geçirdiklerini aktararak, heyette yer alan bakanların da muhataplarıyla gelecek döneme dair iş birliğini güçlendirecek verimli görüşmeler yaptığını dile getirdi.
Karabağ'ın ulaşım bağlantılarının kurulması, şehirleşmesi ve üretim dünyasıyla yeniden bütünleşmesi yolunda Türkiye'nin desteklerinin devam edeceğinin altını çizen Erdoğan, "Tarım arazilerinin ihya edilmesi için ilgili kurumlarımız, şirketlerimizle birlikte, Azerbaycanlı muhataplarıyla ortak faaliyetlerini sürdürecekler. Böylelikle Azerbaycanlı kardeşlerimizin yıllarca hasretini çektikleri ata topraklarına bir an evvel kavuşmalarına katkıda bulunacağız." dedi.
"ERMENİSTAN'LA NORMALLEŞME SÜRECİNİ SAMİMİYETLE YÜRÜTÜYORUZ"
Karabağ Zaferi ile Kafkasya'da artık yeni bir dönem başladığına işaret eden Erdoğan, şunları dile getirdi:
"Bu destansı zafer, ortak coğrafyamızda kalıcı barış ve kapsamlı normalleşmenin önündeki engelleri kaldırmıştır. Bu tarihi fırsatın heba edilmemesi gerektiğine inanıyoruz. Azerbaycan ve Ermenistan'ın aralarındaki meseleleri doğrudan çözme yönünde attığı adımlardan memnuniyet duyuyoruz. Türkiye olarak, tarafların, sınır meselelerini halletme, barış antlaşması yapma, ulaştırma koridorlarını açma çabalarını destekliyoruz. Bu gayretlerin başarıya ulaşması hepimizin, tüm bölgemizin faydasınadır. Sınır komisyonlarının ilk toplantısını 24 Mayıs'ta yapması ve Zengezur Koridoru konusunda ilerleme kaydedilmesi özellikle memnuniyet vericidir. Biz de Ermenistan'la ilişkilerimizi normalleştirme sürecini samimiyetle yürütüyoruz. Azerbaycan'la, bölgenin güvenliği ve refahı için dayanışmamızı artırarak sürdüreceğiz. İlham kardeşimle birlikte iki ülke dostluğunu ve iş birliğini inşallah her alanda zirveye taşıyacağız. Rabb'im yolumuzu, bahtımızı açık etsin."
İlham Aliyev'in şahsında, kendilerini muhabbetle bağrına basan Azerbaycan halkına teşekkürlerini ileten Erdoğan, TEKNOFEST Azerbaycan'ın başarıyla icra edilmesine destek veren Azerbaycan makamlarını, bakanlıkları, firmaları, resmi kurumları ve T3 Vakfını tebrik etti.
"GÖRÜŞMELER BEKLENEN DÜZEYDE OLMADI"
Başkan Erdoğan, değerlendirmelerinin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"İsveç ve Finlandiya heyeti geçtiğimiz günlerde Türkiye'deydi ve görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde Türkiye'nin endişeleri giderilebildi mi? Öte yandan teröristlerin iadesi noktasında bir adım atılması bekleniyor mu karşı taraftan?" şeklindeki soru üzerine Erdoğan, "Finlandiya ve İsveç'le bizim heyetimizin yapmış olduğu görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı." yanıtını verdi.
Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bunların beklentisi var fakat Türkiye ile ilgili atmaları gereken adımları atmadıkları gibi, bu görüşmeleri yaptığımız süreç içerisinde hala bunlar, özellikle İsveç, Stockholm'ün caddelerinde teröristleri gezdiriyor, kendi polisleriyle onları güvence altına alıyor. Hatta görüşmeyi yaptıkları günün akşamında İsveç devlet televizyonunda Salih Müslim denen teröristi konuşturarak bize her türlü yanlışı yaptıkları gibi, F16 meselesinde vesaire yine olumsuz tavırlarını, yaklaşımlarını sürdürüyorlar. Bunlar dürüst değiller, samimi değiller. Bir güvenlik teşkilatı olan NATO'da bu tür teröristleri bağrına basan, bu tür teröristleri kucağında besleyen ülkelerle ilgili biz geçmişte yapılan yanlışın tekrarını yapamayız. Neydi o? Özellikle Yunanistan geçmişte NATO'dan çıkmıştı, o zamanın Türkiye yönetimi Yunanistan'ın tekrar NATO'ya girmesinin yolunu açtı. Yunanistan da aynı şeyleri söylüyordu, herhangi bir şeyin olmayacağını söylüyordu. Bakın, şu anda Yunanistan'ın Avrupa'ya 400 milyar avro borcu var, fazlası var, azı yok.
5 artı 4 yani 9 tane şu anda Amerika'nın Yunanistan'da üssü var. Peki bu üsler kime karşı kuruluyor, bu üsler niye var? Söyledikleri şu: 'Rusya'ya karşı...' Yalan, dürüst değiller. Bütün bu olanlar karşısında bunların Türkiye'ye karşı takındıkları tavır ortada. İşte geçen gün Miçotakis'e ne yaptılar? Amerika'da Temsilciler Meclisi ve Senato'nun kapısını açtılar, orada konuşturdular. Bu konuşmasında alkışladılar mı? Alkışladılar. Bütün bu olaylarda tekrar F16'lar gündeme getirildi mi? Getirildi. Biz şuna inanıyoruz, Müslüman, bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu delikten bizi bir kere soktular, bir daha sokturmayız. Tayyip Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO'ya girmesine biz 'evet' diyemeyiz."
"BİR DAHA YENİDEN BEDEL ÖDEMEYECEĞİZ"
"İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya katılma talebi ve sürecinin Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bitişi veya savaşın bitmesi yönündeki ümidi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?" sorusuna Başkan Erdoğan, "Her şeyden önce Rusya bu işlere olumlu bakmıyor malum. Özellikle Finlandiya konusu Rusya için rahatsız edici. Niye? Çünkü sınır. Sınır ülke olduğu için de bir defa Finlandiya'nın NATO'ya girmesine hiç sıcak bakmıyor." cevabını verdi.
Rusya'nın İskandinav ülkelerinin hiçbirinin NATO'ya girmesine sıcak bakmadığını belirten Erdoğan, "Bizim gönlümüzden geçen o ki şu anda Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaş bir an önce barışla nihayete ersin fakat görünen o ki her geçen gün bu iş daha da olumsuz bir şekilde devam ediyor. Pazartesi günü gerek Rusya gerekse Ukrayna ile telefon görüşmelerim olacak. Tarafları diyalog ve diplomasi kanallarını işletmeleri yönünde teşvik etmeyi sürdüreceğiz." dedi.
Erdoğan'a, Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üyeliği konusunda Türkiye'nin çekincelerine yönelik muhalefetin bir tavrının olduğu belirtilerek, "CHP'li Ünal Çeviköz, Finlandiya'da bir gazeteye röportaj verdi ve bunun taktik bir hata olduğunu söyledi. Ona göre taktik hata bizim güvenlik endişelerimizi dile getirmemizmiş. Buradan hareketle Türkiye'deki muhalefetin genel olarak bu konudaki yaklaşımına dair ne söylemek istersiniz?" sorusu yöneltildi.
Başkan Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:
"Türkiye'deki muhalefetin taktik doğrularının ne olduğunu bugüne kadar öğrenemedik. Onların 'taktik yanlış' dediklerinin ne olduğunu anlamak hiç mümkün değil. Kaldı ki bu açıklamayı yapan zat, Azerbaycan'da geçmişte bir görev yaptığı halde, daha sonra Karabağ patlak verince Azerbaycan'ın aleyhinde açıklamalarda bulundu. Dolayısıyla bunların aklının, fikrinin, düşüncesinin hangi istikamette çalıştığını anlamak mümkün değil. Biz, attığımız adımlarda taktiklerimizi, stratejilerimizi gayet iyi düşünüyoruz, istişarelerimizi en geniş manada yapıyoruz ve adımlarımızı da ona göre atıyoruz. İşte Yunanistan'ın geçmişte tekrar NATO'ya girmesini sağlayan kişiler de bunlarla aynı zihniyetteydi. Bu zihniyetin temsilcileri de geçmişte Yunanistan'ın tekrar NATO'ya girmesini salık vermişti. Dolayısıyla asıl taktik yanlış orada yapılmıştı. Onun bedelini şimdi biz ödüyoruz. İnşallah bir daha yeniden bedel ödemeyeceğiz. Tabii şunu da söyleyeyim, olay sadece İsveç, Finlandiya değil. Olaya bu terör örgütlerinin durumundan bakacak olursak şu anda aynı yanlışı Almanya da yapıyor, aynı yanlışı Hollanda yapıyor, aynı yanlışı Fransa yapıyor. Bunların birbirinden farkı yok."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "kendisinin ve ailesinin kaçacağı" yönündeki iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Bunların söylediği şu sözler var ya, geçmişte aynı şeyleri bunlar rahmetli Menderes için söylediler. Değişen hiçbir şey yok." dedi.
Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda, 27 Mayıs darbesinin 62. yılı programında bunları belgelerle açıkladığını hatırlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"O zaman ne diyorlardı? 'Uçaklar dolusu altın, uçaklar dolusu elmas kaçırmışlar.' Kim? İşte o şehadete giden Menderes ve arkadaşları. Menderes ve diğer hepsi için aynı yalanları söylüyorlardı. Şimdi aynı yalanları bunlar söylüyor. Bunlar da aynı telden çalıyorlar. Değişen bir şey yok. Açıyorlar o sayfaları, oralara bakarak ağa babalarının yalanlarını tekrar ediyorlar, onlar da aynı şeyi söylüyor, aynı şeyi yapıyorlar. Şimdi, 15 Temmuz gecesi ben eğer 15 dakika geç kalmış olsaydım bugün ne şahsım, ne çocuklarım, eşim, damadım, torunlarım hiçbirimiz belki de hayatta olmayacaktık. Nitekim o gün bulunduğumuz yere baskın yapanlar, bizim iki korumamızı şehit ettiler, iki bayan korumamız ağır yaralandı. Bunları biz yaşadık, gördük. Biz saat 01.15 gibi Atatürk Havalimanı'na indik, 11 gibi Bay Kemal oradaydı ve FETÖ'cüler tankların arasından Bay Kemal'i geçirdiler, Bakırköy Belediye Başkanı'nın evine gönderdiler. Kaçan kim? O tankların arasından giden kim? Bay Kemal. Biz ise milletimizi havalimanına çağırmıştık, biz de oradaydık ve milletim de bizi yalnız bırakmadı. Gece hep birlikte geldiler, alanda toplandılar. Üzerimizden helikopterler, jetler geçiyordu ama onlar orada bizimle beraber buluştular. Kimin kaçtığı, kimin kaçabileceği ortada. Biz yola kefenimizi giydik öyle çıktık. Bugün de aynı şekilde yola devam ediyoruz."
"İsrail ya da Doğu Akdeniz gazının Avrupa'ya gönderilebilmesi için projenin Türkiye üzerinden geçmesi noktasında neler yapılabilir? TANAP hattıyla bir bağlantı kurulabilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, Türkiye'nin yeni sondaj gemisi ve sismik araştırma gemilerinin Akdeniz'de belirlediği yerler olduğunu söyledi.
Bu belirlenen yerlerde sondaj gemilerinin çalışma yapacağını ifade eden Erdoğan, "Doğal gaz konusunda İsrail'le böyle bir adımı atma hususunda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımızın muhatabıyla ve İsrailli yetkililerle yapacağı görüşmeler olacak. Bu tür bir adımı atma noktasında şu anda Dışişleri Bakanımızın da bize getirdiği bilgilere bakarsak, hazır olduklarını söylüyorlar ve bu çerçeve içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi.
Türkiye-İsrail ilişkilerini daha olumlu bir noktaya getirmenin adımlarını böylece atmış olacaklarını belirten Erdoğan, şu anda konuyla ilgili bakışların olumlu olduğunu, temennilerinin bu istikametteki gelişmeleri süratle tamama erdirmek olduğunu kaydetti.
"EN UFAK SALDIRIYI CEVAPSIZ BIRAKMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL"
Erdoğan, Suriye'nin kuzeyindeki olası bir operasyona ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Suriye'nin kuzeyinden Türkiye'ye karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı bizim cevapsız bırakmamız mümkün değil. Suriye'nin kuzeyinde malum terör örgütlerinin odaklanma noktaları var. Bu odaklanma noktaları, Suriye'nin kuzeydoğusundan kuzeybatısına kadar bütün o bölgelerde mevcut. Başta ABD olmak üzere tüm koalisyon güçleri maalesef bu terör örgütlerine ciddi manada silah, araç, gereç, mühimmat yardımı yapıyorlar ve bunu hala devam ettiriyorlar. ABD buraya binlerce tır bu yardımları yaptı. Kime yapıyor? PKK, YPG, PYD terör örgütlerine. Hepsine bu yardımlar yapıldı, hala da devam ediyor. Hatta bunlara bölgede eğitim de veriyorlar. Şimdi, bu gerçekler ortada dururken biz hala bunları görmezlikten mi geleceğiz? Nasıl ki Kuzey Irak'ta PKK'ya ve PKK'nın adeta yavrucuklarına karşı yaptığımız operasyonlar var, aynı durum Suriye için çok daha geçerli, çok daha önemli. Her zaman söylediğim gibi, bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz, inmeye de mecburuz. Biz şehitlerimizin bedelini bunlara ödetmeyecek miyiz? İşte iki günde yaklaşık 30 civarında teröristin işini bitirdik. Kuzey Irak'takilerle beraber şu anda 100'ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. Bu süreç devam edecek, bırakamayız. Terörizmin ve teröristlerin kökünü kazıyacağız."
"Operasyonla ilgili ABD ile bir temasımız, diplomasi trafiğiniz var mı? Varsa bu süreç nasıl ilerliyor?" sorusuna Erdoğan, "Bu konularla ilgili her şeyden önce herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika'nın da üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika eğer üzerine düşen görevi terörle mücadelede yerine getirmiyorsa biz ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Bir yerlerden izin alarak terörle mücadele yapılmaz." yanıtını verdi.
"GÜNDEMİMDE BAY KEMAL'İN ADAYLIĞI YOK"
"Yunanistan'da yeni nesiller sürekli Türk karşıtlığı ile yetiştiriliyorken Yunanistan'ın normalleşmesi sizce mümkün müdür? Yunanistan'ın Türk karşıtlığından vazgeçmesi gibi bir ihtimali nasıl görüyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları ifade etti:
"Yunanistan ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantılarına son verdik mi? Bunu açıkladık mı? Bu ne demektir? 'Ey Yunanistan kendine çeki düzen ver' demektir. Sen kendine çeki düzen vermedin, biz de Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi kaldırdık. Artık şu an itibarıyla Miçotakis muhatabım değildir. Niye? Ben siyaseti şahsiyetli bir şekilde yürüten insanları muhatap alırım. Benimle konuşacaksın, yemek yiyeceğiz, 'Üçüncü ülke veya şahısları aramıza koymayalım' diyeceğiz, bunun sözünü vereceksin, ondan sonra 15 gün geçecek, ABD'ye gideceksin, Amerikan Kongresi'nde Türkiye'nin aleyhinde konuşma yapacaksın. Neymiş? Oradan alacağı alkışlar için. Kusura bakma. Bizim bunlarla yapacağımız bir şey yok. Bu denli silahlanma şu, bu, vesaire, bu süreci işletenlerle yapılacak bir şey yok. Yapacağımız tek şey var, bize dost olana dostuz ama bir defa şunu iyi bilsinler ki bize düşman nazarıyla bakanlara da biz gereğini yaparız."
"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun seçim yaklaştığı zaman aday olmayacağı, adaylığı başkasına vereceği" iddialarına ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, "Benim gündemimde Bay Kemal'in adaylığı filan, bunlar söz konusu değil. Gündemimde böyle bir şey yok." yanıtını verdi.
"GİTTİĞİ YOL, YOL DEĞİL"
Sosyal yardımları eleştiren CHP'ye ait belediyelerin de artık sosyal yardımlar yaptığı belirtilerek, "Seçimleri böyle kazanacaklarını ifade ediyorlar. Bu değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, "Bu üst geçitlere astıkları pankartlarla sosyal belediyecilik olmaz. Oralarda 'şunu yaptık, bunu yaptık' diye ifade edilenlerin hiçbirine ben inanmıyorum. Böyle bir şey yok. Araştırın, bunların yapılmadığını göreceksiniz. Çünkü bunların işi gücü yalan." cevabını verdi.
Elektrik kesildi diye gittikleri evde böyle bir şeyin olmadığının görüldüğünü belirten Erdoğan, "Sayaçlar kontrol ediliyor, böyle bir şey olmuş değil. Bunların hepsi akşam yalan, sabah yalan. Biz ise yalan üzerine bina edilen bir siyaset yapmıyoruz." dedi.
Erdoğan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in 2. Abdülhamit dönemine ilişkin sözleri hatırlatılarak, "Türkiye düşmanlarının o dönemin darbecilerinin sloganını kullanmasını, hala 113 yıldır Sultan Abdülhamit düşmanlığı yapmasını ve bu noktada sizi de hedef göstermesini nasıl değerlendiriyorsunuz? sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu hanım, ne yazık ki tarihçiyim diye geçinirken kendi tarihini inkar edecek kadar talihsiz bir noktaya geldi. Nasıl Osmanlı'yı 33 yıl yöneten Sultan Abdülhamit'e saygısızlık yapan, hakaret eden, 'kızıl sultan' diyen cibilliyetsizler varsa maalesef aynı güzergaha bu hanımefendi de düştü. O da onların izinde, onların yolunda giderek maalesef cennet mekan Sultan Abdülhamit'e bu saygısızlığı yaptı. Biz kendisine acırız. Gittiği yol, yol değil. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu. Meral Hanım kimle yürüyor şu anda? Bay Kemal'le. Bay Kemal'in ne olduğu belli. Dolayısıyla onunla beraber yürüyenlerden, HDP gibi PKK terör örgütünün parlamentodaki uzantılarıyla beraber olanlardan daha başka ne bekleyebiliriz. Sultan Abdülhamit gibi sırat-ı müstakim üzere olan, bu şekilde yaşamış bir ulu hakana bu şekilde saldırmanın bu millet tarafından affedilmeyeceğine inanıyorum. Onun ruhaniyeti bunların gömülmesine inşallah yetecektir."