Turkuvaz Medya neden hedefte? İşte kirli kampanyanın altında yatan gerçekler
Başlatılan dezenformasyon kampanyasıyla Turkuvaz Medya iftiralarla hedef alındı. Sabah Gazetesi yazarlarından Mehmet Barlas ve Okan Müderrisoğlu da bu kirli kampanyanın altında yatan gerçekleri köşelerine taşıdı. İşte o yazılar...
- Gündem
- Giriş Tarihi: 30 Ağustos 2022 09:42
- Güncelleme Tarihi: 30 Ağustos 2022 17:21
İşte Sabah yazarı Mehmet Barlas'ın "Turkuvaz Medya neden hedefte?" başlıklı yazısı
Seçimler yaklaştıkça "dezenformasyon kampanyaları" da hız kazanıyor. Bunu daha önceki seçimlerde de defalarca yaşadık. "Yalanlar, iftiralar, montajlar" piyasaya saçıldı. Ne Fuat Avni'ler gördük. Şimdi tek değişen şey, iftira atanların maskeleri. Yoksa nerelere bağlı oldukları herkes tarafından biliniyor.
Zaten akli melekeleri sorgulanan ABD Başkanı Biden da bunu itiraf etmişti. Ne kadar Türkiye düşmanı, ne kadar FETÖ'cü, PKK'lı, kaçak suçlu varsa hepsi bir ağızdan Türkiye'yi zor durumda bırakıp Erdoğan'ı indirmek için nefret kusmaya başladılar.
Turkuvaz Medya'nın hedef alınmasının sebebi de budur. Çünkü bu yalanlarla ve iftiralarla mücadele edebilecek en büyük kale Turkuvaz Medya'dır.
Bünyesinde Sabah, A Haber ve ATV gibi Türkiye'nin öncü medya kuruluşlarını barındıran Turkuvaz Medya'da uzun yıllardır başyazarlık yapıyorum. Darbe tehditleri, Cumhuriyet mitingleri, Gezi ayaklanmaları, polis/yargı darbe girişimleri ve son olarak 15 Temmuz ihanetinde hedefte hep Turkuvaz Medya vardı. Bu süreçte, dayatmalara karşı hep toplumun ve milli iradenin yanında olduk.
Şimdi Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimlerinden birine hazırlanırken hedefte yine Turkuvaz Medya ve Yönetim Kurulu Başkanı Serhat Albayrak var. Bir yandan siyaseti, diğer yandan medyayı yıpratarak seçimlere giderken yeni bir "toplum mühendisliği"ne imza atılmak isteniyor. Yıpratılmak istenen aslında Cumhurbaşkanı Erdoğan. Herkes şunu bilmelidir ki, kim ne iftira atarsa atsın bu süreçte biz yine milli iradenin yanında olacağız.
Bugün, yani 30 Ağustos itibarıyla Türkiye zorlu bir seçim sürecine girmiştir. Bunun sıradan bir seçim olmadığı artık ortada. Her zaman olduğu gibi aklın yine galip geleceğine yürekten inanıyorum. Bu vesileyle 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutluyorum.
İşte Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu'nun "Milli merkez medya neden hedef?" başlıklı o yazısı
Ağustos, Türk milletinin zaferler ayıdır. 26 Ağustos 1071'de Alparslan, Malazgirt'te Anadolu'nun kapılarını Türk yurdu olarak açmış, 30 Ağustos 1922'de Büyük Taarruzla Gazi Mustafa Kemal Atatürk o gerçeği ebediyete kadar tescillemiştir.
Gel gör ki...
Bu coğrafyada yaşamanın her zaman bir bedeli olmuştur. Bu, dün olduğu gibi bugün de değişmemiştir. Tarihimiz, ülke ve millet için dertlenenler ile ülkeyi ve milleti dert görenler arasındaki mücadelenin sayısız örnekleriyle doludur. Nitekim günümüz şartlarında bu hesaplaşma "kayıtdışı siyaset unsurları" üzerinden sürmektedir. Yine ve yeniden "toplum mühendisliği faaliyetleri" ile karşı karşıyayız. Zaten memleket ne zaman kritik seçim kavşağına girse, açık/örtülü unsurlar aktive edilir ve millet için millete rağmen zihniyeti hortlar.
Bakınız...
Eldeki veriler bize gösteriyor ki seçimlerin sonucunu doğrudan etkileyecek üç hassas faktör söz konusu...
1- Ekonomi. 2- Toplumsal fay hatları.
3- Dezenformasyon odakları karşında milli medya duruşu.
Dilerseniz ekonomi ile başlayalım.
Elbette yüksek enflasyon, kur oynaklığı ve hala süren yüksek faiz talebi üzerinden büyük bir bilek güreşi yaşanıyor.
Hal böyle olduğu içindir ki muhalefet partileri ile muhalif yerli ve yabancı analistler Türkiye Ekonomi Modeli'ne yüklendikçe yükleniyorlar. Fakat o da ne? Hükümet, enflasyon düşünceye kadar memuru, emekliyi, işçiyi, çiftçiyi, KOBİ'leri, gençleri, dezavantajlı grupları rahatlatan tedbirleri hayata geçirdikçe, birilerinin bel bağladığı kitlesel oy kaymaları yaşanmadı! Ekonomi ajandasını canlı tutmakla birlikte görünmez eller bu defa "toplumun sinir uçlarına" yöneldiler. Cemevlerini hedef alan eşkaller süratle deşifre edilmekle kalmadı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara'da Hüseyin Gazi Cemevi'ni ziyaret ettiği gibi bu yıl ki Hacıbektaş Veli'yi anma etkinliklerine katılarak "bir olalım, iri olalım, diri olalım" ortak mesajıyla her türlü oyunun bozulacağını cümle aleme ilan etti!
Ve şimdi büyük tezgahın bir diğer enstrümanı kullanılmakta!
Nedir o?
Bilgi kirliliği, algı operasyonu, itibar suikasti ve milli merkez medyayı yıpratma...
Sosyal medya ağları üzerinden üretilen yapay gerçekliğe, yani yalana geniş kitlelerin inanmasını sağlama amaçlı kurgunun son hedefinin Turkuvaz Medya ve Yönetim Kurulu Başkanvekili Serhat Albayrak olması sürpriz değil. Allah'tan karanlık aktörler, sinsi ortakları ve niyetleri belli de kılık değiştirseler bile kumpaslarına karşı koymak mümkün.
Özetle...
Türkiye'ye ve Cumhur İttifakı'na operasyon çekenlerin önündeki engelin, yerli ve milli medya olduğu çok açık.
Bu kale sağlam sağlam olmasına da kamu yetkisi kullananlar da kendilerinden emin olup bizim kadar hukuka güvenmeli, ikna edici olmalıdır!