Dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş şekilde iki şiddetli deprem yaşayan ülkemizde binlerce can kaybı oldu. Bu deprem, dünyanın pek çok ülkesinden daha büyük bir alanı etkileyerek 10 ilimizde enkaz yığınlarına sebep oldu. Ancak, Türk milletinin ruh dünyasında yer alan "Devlet ve Devlet otoritesi" ile ilgili inancı enkaza çevirmek, bu milletin göz bebeği olmuş Türk Silahlı Kuvvetleri, Afad, Kızılay ve Diyanet Vakfı gibi birçok STK'nın itibarını yerle bir etmek için sosyal medyanın nasıl kullanıldığını da üzülerek gördük.
MACAR EKİBE ÇAY PARASI ÖDETTİLER!
TV1 kanalında yer alan Macar kurtarma ekibini taşıyan otobüsün benzin parasının Macar kurtarma ekibi tarafından ödenmek zorunda kaldığı ve mola yerinde almak istedikleri su için Türk paraları olmaması yüzünden döviz istendiği ile ilgili haber, Twitter'da hızla daha da çarpıtılarak yayıldı. Macar Büyükelçisi, sosyal medyada gördüğü bu haberin doğru olmadığını; benzinin parasının ekibe refakat eden Türk rehber tarafından ödendiğini, kurtarma ekibinin içtiği kolaları bir başka Türk'ün ödediğini hatta dükkan sahibinin elindeki poğaçaların yarısını kurtarma ekibine verdiğini açıkladı.
BELEDİYE BAŞKANI YARDIMLARA EL KOYDU!
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ sosyal medya hesabından yaptığı video paylaşımında, "Mavi yağmurluklu Suriyeli canlı yayında itfaiye erinin telefonunu çalıyor" diye iddia etti. İddiada yer alan kişinin Türk Diyanet Vakfı'nda gönüllü olarak deprem çalışmalarına katılan hafız Abdulbaki Bozdağ olduğu ortaya çıktı. Hatay'ın Samandağ ilçesine giden yardımlara CHP Samandağ İlçe Başkanı tarafından el konulduğu ve babasının evinde sakladığı, polisin baskın yaparak malzemelere el koyduğu söylendi. İlçe başkanının malzemelere el koymadığı, resmi yoldan imza karşılığı teslim aldığı ve belediye ekipleri ile ihtiyaç sahiplerine dağıttığı, polis baskını yapılmadığı ortaya çıktı.
KIZILAY KONTEYNER FABRİKASINI KAPATTI!
Birgün gazetesinin ortaya attığı "Kızılay konteyner fabrikasını kapatmış" ve "fabrikaya bir kebapçıyı torpille müdür yaptılar" haberi sosyal medyada hızla yayıldı. Oysa ki Kızılay Malatya'da 30 yıldır atıl duran bir vagon fabrikasını alarak yıllık 72 bin adet konteyner üretecek Türkiye'nin en modern fabrikasını kurmuş ve 3 ay önce hizmete almıştı. Fabrika çalışanlarının birçoğu depremde afetzede durumuna geldi. Buna rağmen fabrika depremden bir gün sonra konteyner üretimine kaldığı yerden devam etti. Fabrikanın üretimi 3 katına çıkarıldı.
Fabrikanın kebapçı değil, ODTÜ mezunu, sektörde 30 yıllık deneyimi ve bu alanda doktorası olan bir genel müdür tarafından yönetildiği ortaya çıktı.
HATAY'A YARDIM GİTMİYOR İDDİASI!
Masterchef 2018 şampiyonu Uğur Kardaş sosyal medya hesabında "Enkazdan çıkarılan bir cenazenin Afgan bir şahıs tarafından kolunun kesilerek altınlarının alındığını" kendisi görmüş gibi iddia etti. Yapılan araştırma sonucunda ne bir Afganlı ne de kolu kesilen cenazenin olmadığı ortaya çıktı.
Mahkemede, "Bu söylediklerini ispat edecek herhangi bir delilinin olmadığı, çevrede bulunan bazı vatandaşlardan duyduğu" şeklinde ifade verdi. Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçundan mahkemece tutuklandı.
"Hatay'a yardım gitmiyor" ve "Muhalif parti belediyelerine yardım gitmiyor" haberleri sosyal medyada hızla yayıldı. Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş katıldığı televizyon programında "Sabah yola çıkan yardım ekiplerinin öğleye doğru gelmeye başladığını, akşama doğru daha çok ekibin geleceğini" açıkladı.
BURADA İÇ SAVAŞ VAR!
Hatay Spor yöneticisi İbrahim Ethem Sunar, "Burada iç savaş var, Suriyeliler yağmaya başladı" şeklinde sosyal medyada paylaşımda bulundu. Yapılan araştırma sonucunda iç savaş ve çatışma olmadığı, yağma yapan Suriyeliler bulunmadığı ortaya çıktı. Polise verdiği ifadede, "Bölgede yardıma ihtiyacı olan insanlardan duyduğunu" söyledi.
Bu insanların kim olduğu konusunda bilgi vermedi.
BÜTÜN SINIRLAR AÇILDI!
"Bütün sınırların açıldığı, Suriye'den Türkiye'ye sığınmacı akını yaşandığı" ve "Kızılay'ın deprem çadırlarını önce Suriye'ye yollandığı" iddiası sosyal medyada hızla yayıldı.
Oysa sınır kapılarından hiçbiri açılmamıştı. Birleşmiş Milletler'in ve uluslararası diğer kuruluşların Suriye'deki depremzedeler için yolladığı yardımlar Kilis'te bulunan iki sınır kapısından gönderiliyordu.
Kızılay'ın tüm çadırları Türkiye'deki depremzedelere yollanıyordu. Kızılay'ın Suriye'ye yaptığı çadır yardımı yoktu. Bu iddialar da yanlış çıkmıştı.
ÇÖP KONYETNERİ YALANI!
Euronews muhabiri Dilek Gül deprem bölgesinde bir depremzede ile röportaj yapıyor, "Çadır olmadığı için depremzedelerin çöp konteynerlerini birleştirip üstünü çarşafla örterek soğuktan korunmaya çalıştığını" söylüyordu. Muhabirin röportaj yaptığı depremzede Büşra Erden sosyal medya hesabından, "ısrarla orada kalmadığını, ağır hasarlı apartmanın altında tüp deposu olduğu ve kurtarma ekiplerinin bunu bilmeden yapacakları çalışmalardan dolayı patlama olmaması için orada beklediğini" muhabire söylemesine rağmen muhabirin röportajın bu bölümünü keserek yayınlamadığını açıklıyordu.
KIZILAY ÇORBA DAĞITMADI!
CHP'DEN seçilen ve TİP milletvekilliğine geçen Sera Kadıgil Sütlü, Kızılay'ı hedef alarak, "Bir tane Kızılay çadırı gören var mı? Çorba dağıtan Kızılay var mı? Niye? Başkanı ilahiyat mezunu" dedi. Bu haber sosyal medyada hızla yayıldı. Oysaki Kızılay Başkanı Kerem Kınık, ilahiyatçı değil tıp doktoru. En önemlisi Kızılay deprem sabahı bölgedeki ilk mobil mutfağını saat 08.00'de, son mutfağı da saat 10.00'da açarak tüm bölgede yiyecek dağıtımına başlıyordu.
BARAJIN DUVARI ÇATLADI!
OĞUZHAN Uğur'a ait Babala TV adlı sosyal medya hesabında "Hatay Yarseli Barajı'nın duvarının çatladığı" yönünde paylaşım yapıldı. Saatler sonra doğru olmadığı ortaya çıkınca paylaşım silindi. Hatay'da baraj yıkılacak düşüncesi ile yardım görevlileri çalışmayı bırakarak bölgeyi terk etmeye başladı. Oğuzhan Uğur bu olayın kendi paylaşımından kaynaklanmadığını savunuyor. Konuyla ilgili savcılık soruşturması sürüyor.
BİNLERCE YANLIŞ VE YALAN HABER
İLETİŞİM Başkanlığı bünyesinde bulunan Dezenformasyon Bildirim Servisi'ne e-Devlet ve mobil uygulamalar ile bildirilen yalan bilgi ve haber sayısı 6200'ü aşıyordu. İletişim Başkanlığı bu haberlerle ilgili doğru bilgiyi içeren bültenler yayınlamaya başladı. Bunun yanında İletişim Başkanlığı'na bildirilmeyen binlerce yanlış ve yalan haber sosyal medyada dolaşıyordu. Deprem çalışmalarına katkıda bulunma dışında niyetleri olanlara bilerek ya da farkında olmadan katkıda bulunan sosyal medya kullanıcıları, deprem bölgesinde ailesini, eşini, dostunu, malını, mülkünü kaybetmiş afetzedelerin üzüntü, endişe ve kızgınlık gibi hislerini provoke ederek olayların çıkmasına, deprem kurtarma çalışmalarında görevli personelin çalışmalarının aksamasına sebep oldular.
YASAL DÜZENLEME GETİRİLMESİ ZORUNLU
İNSANLAR her türlü fikri savunabilmeli, konuşma özgürlüğü mutlaka olmalı ancak söylediğiniz sözlerin yalan bilgi içermesi, başkalarına zarar vermesi, iftira niteliğinde olması ve bunların sonucunda insanların canına ve malına zarar gelmesi, onurunun ve haysiyetinin kırılmasına yönelik olması, toplumu isyana kışkırtan yer ve zamanda yapılması kabul edilemez. Bu nedenle en kısa süre içerisinde medya ve sosyal medyada özellikle doğal afet ve savaş zamanlarında, terör olaylarında yanlış ve yanıltıcı bilgi verenler hakkında caydırıcı cezalar içeren, dokunulmazlık zırhının geçerli olmadığı yasal düzenlemelerin getirilmesi bir zorunluluktur.