Masa nasıl kuruldu ve Akşener neden kalktı?

Konuk Yazar Erhan Çalışkan yazdı.

2002 öncesinde Türkiye, Batı dünyası için yarı sömürge halinde bir devletti. Merkez bankasının uyguladığı yüksek faiz politikası ve IMF reçeteleri ile ülkede üretilen tüm kaynaklar faiz olarak batılı fon sahiplerine, mutlu azınlığa aktarılıyordu. Köklü devlet geleneği ve kültürü ile dünya devleti olma potansiyeli yüksek Türk Milleti ve Türk Devleti'nin, içeride devşirilen etki ajanları vasıtası ile ekonomi, siyaset, kültür ve eğitim gibi her alanda eli kolu bağlanıyordu. 2002 seçimleri bir dönüm noktası oldu; yeni bir lider ve yeni bir parti Türkiye'de iktidara geldi.

PRANGALAR SÖKÜLDÜ
Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türk Milleti ve Devletine takılan prangalar birer birer çözüldü.
Türkiye kendine gelmeye başladı. Batının askeri karakolu olmaktan çıkıp kendi milli çıkarları doğrultusunda hareket etmeye başladı. Faizle para kazandıkları düzen ortadan kalktı.
Türkiye her geçen gün artan bir şekilde batının pazarı olmaktan çıkıp batının pazarlarını eline alan bir konuma geçmeye başladı.
Önce CHP eli ile finanse ettikleri ve ilden ile taşıdıkları aynı insanlarla Demokrasi Mitingleri organize ettiler.
Sonra sahip oldukları fondaş gazetelerde "Genç Teğmenler Rahatsız" başlıkları atarak orduyu darbe yapmaya davet ettiler.
Başaramayınca dünyada hiçbir örneği olmayan bir şekilde Anayasa Mahkemesinde iktidar partisine karşı kapatma davası açtılar. Bunu da başaramayınca devreye FETÖ casusluk örgütünü soktular. Adalet Bakanlığına sızan FETÖ casusluk örgüt üyelerini kullanarak "Kumpas Davaları" açıp adli darbe ile İktidarı devirmek istediler. O da olmayınca 15 Temmuz Darbe girişimine başvurdular. Gizliden yaptıkları bütün organizasyonlar açığa çıktı. Artık Türkiye kendini savunmaya ve "Dünya Beşten Büyüktür" diyerek küresel düzene kafa tutmaya başlamıştı.
Batılı düşünce kuruluşları 2027 yılı sonunda Türkiye'nin cari açığının kapanacağı ve silah sanayinin geri dönülmez biçimde bağımsızlaşacağını, Türkiye'nin batıya bağımlılığının minimum düzeye ineceğini bunun da batı çıkarları için ölümcül bir tehdit olduğunu dile getirmeye başladılar.

ABD'NİN MÜDAHALE MASASI
İşte bu noktada darbe ile yapamadıklarını gerçekleştirmek için ABD Başkanı Biden gizlemeye gerek duymadan Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin seçimler yolu ile değiştirilmesi gerektiğini ifade etti.
Başkanın sözleri gerek ABD'li vakıflar gerekse büyükelçileri vasıtası ile hayata geçirildi. Milyonlarca dolar, var olan ve yeni kurulan medya kuruluşlarına aktarıldı. Türkiye'de seçimlere doğrudan müdahale etmek için bir masa kurdular. "Batının Türkiye ile derdi yok! Derdi diktatör Erdoğan ile!" söylemini yayarak Muhalefet partilerinin hepsini kurdukları bu masaya oturmaya zorladılar. Görünüşte 6 sandalyeli olan masanın uzaktan kumandasını besleyip büyüttükleri terör örgütünün siyasi temsilcisi olan HDP'ye teslim ettiler. ABD'nin başını çektiği batılılar, normal şartlarda bir araya gelmesi mümkün olmayan 7 benzemez ve hatta ezeli düşmanları bir arada tutmak için makam, mevki, para, güç ellerinde ne varsa seferber ettiler. Küçük partilerin liderleri CHP listelerinde verilecek birkaç vekillik ile masada tutulabilirdi. Zor olan ise tabanı milliyetçi ve muhafazakar olan İyi Parti ve bölücü HDP'nin bir arada tutulması idi.

ARTIK BARAJI GEÇEBİLİYOR
Meral Akşener bir önceki seçimde Millet İttifakına katılmak zorunda kalmıştı. Çünkü partisi yeni kurulduğu için yüzde 10 seçim barajını aşamama riski vardı. Bugün ise seçim barajı yüzde 7 ve İYİ Parti baraj altında kalma riski olmadığını görüyor.
HDP ile yapılan işbirliğinin İYİ Parti tabanında yarattığı rahatsızlığı ve bunun sonucunda meydana gelebilecek kopmaları da görüyor. Siyasi adres arayan Kemal Kılıçdaroğlu ve ekibi tarafından partiden tasviye edilen Atatürkçüler ve Ulusal Solcuların İYİ parti adı altında toplanabileceğini de anketlerden görüyor. İşte bütün bunlar ışığında Kemal Kılıçdaroğlu adaylığında seçim kazanmanın zor olduğu, kazansa bile Kemal Kılıçdaroğlu'nu yönetemeyeceğini de biliyor. İstanbul ve Ankara Belediye başkanlarının; tercihen İmamoğlu'nun daha yönetilebilir olduğunu ve daha yüksek oy alma potansiyeline sahip olduğunu görüyor.

MASAYA DÖNME İHTİMALİ
İşte yaşananların arkasında yatan nedenler bunlar. Meral Akşener etkin olabileceği bir ittifak içerisinde olmak istiyor.
Bu mümkün değilse seçime tek başına girerek partisini büyütmek istiyor. Bazı araştırmacılara göre Meral Akşener tek başına seçime katılırsa seçimi kazanamasa bile CHP'nin yerine Ana Muhalefet partisi haline geleceğini ve Tayyip Erdoğan'ın katılmayacağı bir sonraki seçimlerde ise en kuvvetli Başkan adayı haline geleceği dile getiriliyor.
Meral Akşener henüz kesin kararını vermiş değil, halen kalktığı ya da kalkmak zorunda kaldığı masaya dönme ihtimali var. Masaya dönmesi durumda liderliği yara alacak ve CHP'ye daha fazla taviz vermek zorunda kalacaktır ya da seçimlere kendi başına katılacak kendisinin ve partisinin geleceğini kendisi belirleyecektir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.