14 Mayıs seçimleri yaklaştıkça dünya gündeminde de geniş yankı uyandıran Türkiye siyasetine dair bir değerlendirme de Londra merkezli dergi The Economist dergisinden geldi. Derginin araştırma ve analiz bölümü Economist Intelligence Unit (EIU), Türkiye'deki cumhurbaşkanlığı seçimini Erdoğan'ın kazanmasını öngördüklerini belirtti. Açıklamada, "Erdoğan ve kabinesinin deprem bölgesinde 7/24 gösterdiği çaba, atılan temeller; ekonomide emekliler başta olmak üzere açıklanan reformlar, Kılıçdaroğlu'nun gafları, Millet İttifakı'nın dağınık görüntü vermesi, Muharrem İnce'yle girilen soğuk savaş gibi sebepler, kararsız seçmenlerin Cumhur İttifakı'na yönelmesini sağladı. Bu son anket sonuçlarına da yansıdı" ifadeleri kullanıldı.
ERDOĞAN'IN GÜÇLÜ PROFİLİ
Londra merkezli dergi The Economist'in araştırma ve analiz bölümü olan Economist Araştırma Birimi (EIU) 14 Mayıs'taki seçimlere dair bir değerlendirmede bulundu. Araştırmacılar Agathe Demarais ve Adeline VanHoutte, "Yarışın mevcut cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Millet İttifakı'nın adayı Kemal Kılıçdaroğlu arasında olduğuna şüphe yok" değerlendirmesinde bulundu.
EKONOMİDE REFORMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kamuoyundaki profilinin güçlü oluşuna değinilen analizde, "Erdoğan seçim yaklaştıkça maaş artışı ve düşük kredi faizi gibi bir dizi somut adımlar atarak 'seçim ekonomisi' taktiğini kullanıyor. EIU, muhafazakar seçmenlerin çoğunun desteğini elinde tutan Erdoğan'ın yeniden seçileceğini öngörüyor" denildi. Erdoğan ve kabinesinin deprem bölgesinde 7/24 gösterdiği çaba, atılan temeller; ekonomide emekliler başta olmak üzere açıklanan reformlar, Kılıçdaroğlu'nun gafları, Millet İttifakı'nın dağınık görüntü vermesi, Muharrem İnce'yle girilen soğuk savaş gibi sebepler, kararsız seçmenlerin Cumhur İttifakı'na yönelmesini sağladı. Bu son anket sonuçlarına da yansıdı.
KILIÇDAROĞLU DÜŞÜŞTE
DEĞERLENDİRMEDE Kılıçdaroğlu'nun düşüş yaşadığına da yer verildi: "Son dönemlerde, Kılıçdaroğlu'nu ön plana çıkaran analizlerde ciddi anlamda düşüş yaşanıyor. Altılı masanın ilk günlerde estirdiği "kazanacağız" rüzgarının, uluslararası basında da dindiği görülüyor."