Aman gözden kaçmasın. Geçtiğimiz hafta çarşamba akşamı a haber/ atv yayınında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin geleceğini çok yakından ilgilendiren dış politika ile ilgili son derece dikkat ceken açıklamalar yaptı: "Krizler ve savaşlarla anılan bir dünyayı tecrübe ediyoruz. Biz bu ortamda güçlü, bağımsız bir Türkiye inşa edebildik ve bunu sürdürmeye ihtiyacımız var. Savaş bu topraklara gelmesin diye mücadele verdik, vermeye devam edeceğiz.
Şunu açıklayabilirim; ülkemizi savaşa sokmayacağız. Bizim son iki yıllık çabamız olmamış olsaydı Batı kulübü Türkiye'yi Rusya'ya karşı savaş ortamına çekerdi. Biz burada olduğumuz müddetçe buna müsaade etmeyeceğiz."
TARAF TUTMAYAN HAMLELER
Evet. Küresel güçlerin derin planlarını iyi okuyan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 'Batı Kulübü' derken Ukrayna savaşı özelinde ABD, İngiltere, NATO'nun Türkiyenin, "taraf olması" için Ankara'ya baskı yaptığına işaret etti.
Bilindiği gibi Amerika'nın dünyada gidemediği tek deniz Karadeniz'dir. Yeni dünya kurgulamaları eşliğinde, derin ABD-İngiltere, Karadeniz'i NATO gölüne çevirme ve Rusya'yı güneyden kuşatma planlarını yıllardır bir türlü devreye sokmadı.
Çünkü karşısında bölgesel güç Türkiye'nin küresel aktörü Recep Tayyip Erdoğan'ı buldu. Karadeniz'e girmeye geçit sağlayamadı. Başkan Erdoğan, Rusya lideri Putin ile komşuluk ilişkilerini sürdürürken ABD ile Rusya arasında taraf tutmayarak sofistike hamleler geliştiriyor.
Başkan Erdoğan-Türk Devlet Aklı, ABD-NATO baskılarına karşı çıkarak Boğazlar'ı Batı donanmalarına açmıyor.
Başkan Erdoğan, ABD/ NATO ile taraf olsa, Ukrayna savaşı muhakkak ama muhakkak Karadeniz'e sarkacak, Karadeniz üzerinden Türkiye ile Rusya cephesine dönecekti.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, a haber/atv ortak yayınında, "Biz burada olduğumuz müddetçe bu olmayacak" derken olası gerginlikte ABD ile Rusya arasında tarafsız kalacağını açıkça gösterdi.
KARA GÖZLERİ İÇİN DEĞİL!
Peki NATO'cu ABD-Avrupa hayranı CHP-Kemal Kılıçdaroğlu velev ki 14 Mayıs'ta iktidara gelirse ne olacak?
Aziz milletimiz bu noktada bir gerçeği muhakkak görecektir.
7'li Kılıçdaroğlu koalisyonu Türkiye'yi NATO'ya-Washington'a çıpalayacaktır.
Putin/Rusya ile papaz duruma düşecek, Karadeniz'i ABD-NATO'ya açmak suretiyle Ukrayna Savaşı'nın dalgalarının Karadeniz sahillerimize vurmasına vesile olacaktır.
Şimdi hep beraber düşünelim.
ABD Başkanı Biden'ın (CIA/Pentagon) Başkan Erdoğan'ı neden devirmek istediği apaçık ortaya çıkmıyor mu?
ABD Başkanı Biden-ABD, Kemal Kılıçdaroğlu'nu kara gözleri için sevmiyor. Kılıçdaroğlu koalisyonunu iktidara getirmek suretiyle Karadeniz'e girme, Karadeniz'i NATO gölü yapma, Rusya'yı güneyden kuşatma, Rus donanmasının Akdeniz'e inmesine engel olma sevdasında. Başkan Erdoğan açık ve net, "Biz olmazsak bunlar Batı Kulübü ile hareket ederler, tarafsızlığı kaybederler ve ülkeyi savaşa sokarlar" demektedir.
AB'YE BAĞLILIK YEMİNLERİ
7'li Kılıçdaroğlu koalisyonunun tüm açıklamalarında, NATO'ya, AB'ye bağlılık yeminleri edildiğini hep beraber görüyoruz. CHP, İYİ Parti gibi masanın asıl kısmını oluşturan partilerin önde gelen kimi isimlerinin ağzından Batı ile ilişkilerini bu bağlamda ele alacaklarını, Ukrayna'nın yanında olacaklarını, Rusya'ya karşı tarafta yer alacaklarını duyduk.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dış ilişkiler başdanışmanı eski Londra Büyükelçisi Ünal Çeviköz, "Rusya'ya, Türkiye'nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız"demişti.
Altılı masadan, S-400'ler ve Akkuyu dahil edilerek, Rusya ile ilişkileri yererek, "Zelensky'nin yanındayız" cümlelerini duymadık mı?
14 Mayıs seçiminde 7'li Kemal Kılıçdaroğlu koalisyonu iktidar olursa Türkiye'yi savaşa sokma pozisyonunda olacaklarını aklımızdan çıkarmamalıyız.
NATO-ABD-AVRUPA hayranı 7'li Kemal Kılıçdaroğlu koalisyonunun hayata geçireceği dış politikanın, Başkan Recep Tayyip Erdoğan-Türk Devlet Aklı tarafından özellikle son 8 yılda Türkiye'nin geliştirdiği "bağımsızlık" politikalarını 180 derece değiştireceği gerçeğini asla unutmamalıyız.
BAĞIMSIZLIĞIN ELDEN ÇIKMASI!
Kılıçdaroğlu koalisyonun, Türkiye'yi yeniden ABDNATO'ya çıpalamasının nasıl bir felaketin ortaya çıkacağı, savaşa girmek bir yana, yeni dünya düzeninde lider ülke olma şansımızı kırması düşünüldüğünde eski alışkanlıklarla ve günlük çıkarlarla hareket edildiğinde ülkemizi nasıl bir riske sürükleyeceğini seçim önce düşünmemiz muhakkak bir görevdir.
Ülkemizin kuzeyinde Ukrayna savaşı sürerken Ege'de Yunanistan'ın 12 mil küstahlığı içinde bulunduğu bir gerçekken, Irak-Suriye'de çok sayıda savaşa teşne bir dünya karşımızda dururken Kemal Kılıçdaroğlu'nun ülkemizi yeniden NATO'ya vagon yapması bir felaket senaryosunu karşımıza çıkarmaktadır.
Çünkü bu, iktidarı ele geçirmekten çok Türkiye'nin diğer her şeyden daha öncelikli ve kıymetli "BAĞIMSIZLIĞI'nın
elden çıkarılması demektir.
SONUÇ
AZİZ
Büyük harflerle... ASLA VERİLMEYECEKTİR! Çünkü bağımsızlık Türk milletinin en büyük karakteridir.