İstanbul Finans Merkezi, Başkan Erdoğan'ın katılımıyla açıldı.
Başkan Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Finans ve ekonomi camiamızın kıymetli temsilcileri, çok değerli kardeşlerim sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bugün sizlerle finans sektörümüz açısından stratejik önemde bir açılışla sizlerle birlikteyiz.
Bu yıl 6 Şubat depremlerinin gölgesinde idrak ettiğimiz Ramazan'ı dolu dolu değerlendirmenin gayretindeyiz. Deprem bölgesindeki kardeşlerimizi ihmal etmeden yatırım hamlelerimize hız veriyoruz. Milletimizi hayalleriyle buluşturmayı sürdürüyoruz.
Bugün de Türkiye'yi bir üst lige çıkartacak İstanbul Finans Merkezi'nin ilk etabını açıyoruz. Ülkemizi yatırım, istihdam yollarıyla büyütme üzerine kurulu ekonomi modeliyle hedeflerimizi bir üst seviyeye taşıdık. İnşallah İstanbul'u dünyanın sayılı finans merkezlerinden biri haline getireceğiz demiştik ve getirdik. Merkez Bankası'nı İstanbul'a taşıyacağız dedik karşımıza çıktılar, Ziraat ve Vakıfbank için de aynı şeyi yaptılar. Türkiye'nin finans tarihinde neler olduğunu bilmiyor. İstanbul tarihte nasıl finans merkeziyle bu görevini yeniden üstleniyor. İstanbul Finans Merkezi Türkiye'nin dünya ekonomisindeki yerini gerçekleştirmek için oluşturalan bir projedir. Toplam 65 milyar liralık yatırım değeriyle ülkemiz ve dünyanın en prestijli projesini hayata geçirdik.
İFM, 21 ofis binasıyla, AVM'siyle, kongre merkeziyle, oteliyle ve otoparkıyla iş dünyasının tüm ihtiyaçlarına cevap verecektir. İstanbul'un Anadolu yakası da ayrı bir zengiliğe kavuşmuştur. İFM, yerli ve yabancı yatırımcıların faaliyetleriyle ülkemize ekonomik anlamda önemli kazançlar sağlayacaktır.
Tüm bunların yanı sıra, İFM, yatırım çekme potansiyelimizi de artıracaktır. Büyük altyapı projelerinin finanasmanı ile finansal istikararın devamlılığını sağlayacaktır.
Ülkemize tüm bu katkıları yapacak merkezimiz 10 yıllık bir emeğin ürünüdür. Bu merkezin asıl değeri önümüzdeki yıllarada daha net anlaşılacaktır. İFM'nin yapımında emeği geçen herkesi şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum.
Ülkemiz 14 Mayıs'ta yapılacak bir seçim sürecinin içinde bulunuyor. Türkiye'nin geleceğine dair kritik bir karar vereceğiz. 2 farklı anlayış arasında büyük bir tercih yapacağız. Biz milletimizin 21 yıldır olduğu gibi eser ve hizmet siyasetine oy vereceğini biliyoruz. 14 Mayıs'ta inşallah bir kez daha milli irade tecelli edecek, aziz milletimiz Türkiye Yüzyılı'nı başlatacaktır. Ömrünün 40 yılında meydanların nabzını tutan bir siyasetçi olarak sandığın renginden bir şüphe duymuorum. Sonuçtan bağımsız bir hususu da belirtmek isterim. Seçim dönemleri siyasetçilerin kantara çıktığı günlerdir. Millet bu dönemde siyaset kurumuna kulak kesilir, vaadlerini ölçer. Böylece gelecek 5 sene boyunca kim ve hangi zihniyet tarafından idare edileceğine karar verir. Üzülerek ifade etmek isterim ki muhalefetin Türkiye'yi yönetebilecek bir vizyonunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Ülkemizin 2002 öncesinde neden geri kaldığını da göstermiştir. Tespitlerimizi haklı çıkartacak pekçok örnek var. Gerçek dünya ile ilgisi olmayan vaatler. 300 milyar dolar İngiltere'den getirecekmiş. Demek ki tefecilerle görüştü, sözler aldı. O sözleri burada aktarıyor. 20 yıl bu ülkede başbakanlık yaptım, cumhurbaşkanlığı yaptım. Ama böyle yalan dolan hile başka hiçbir lider görmedim. Bu SSK'yı batıran değil mi? Savaş Ay hayatta olsaydı o hastanelerin halini tekrar göstereyseydi. Şimdi şehir hastanelerimizle dünyaya meydan okuyoruz. Bay Bay Kemal, yap işlet devret nedir bilelim diyor. Öğrenemediysen ne yapalım seninle mi uğraşalım.
Bu millet çok değil, 26 sene önce meydanlara 2 anahtar vaadiyle dolaşanların kendini, elindeki anahtardan da ettiğini unutmaz. Ülkeye geride milyarlaca dolar borç takarak ortadan kaybolduğunu unutmaz.
Malum 7'li masanın etrafında olaanlardan biri ile Davos'tayız. Bunlar Türkiye'yi idare etmek hakkında konuşuyorlar. Türkiye'yi idare etmek benim işim. 23 milyar dolar IMF'ye borcumuz vardı. 2013'e kadar borcumuzu bitirdik. 2013'ten itibaren daha IMF ile işimiz kalmadı. Bu 7'li masa kapalı kapılar ardında IMF ile pazarlıklar yapıyor.
Bunlar bu millete çok çile çektirdiler. Bu millet 1990'lardaki popülist söylemlerin Türkiye'yi nasıl çöküşe sürüklediğini unutmaz.
Bu otoyollarımız, bu köprülerimiz şu havalimanlarımız olmasaydı Türkiye'nin bir ucundan öbür ucuna nasıl giderdik.
Artık Iğdır'daki Muş'taki yavrularımızın okumak için İstanbul'a Ankara'ya gelmesine gerek yok. Hemen oradaki üniversiteye gidip tahsilini yapıyor.
Türkiye Varlık Fonu sahipliğinde ve Çevre Şehircilik ve İklim Bakanlığı koordinasyonunda tamamlanan İstanbul Finans Merkezi bankalar etabı, bugün törenle hizmete girdi.
Tek seferde inşa edilmiş, dünyanın en büyük ve en gelişmiş alt yapı imkanlarına sahip olan İstanbul Finans Merkezi, mimari tasarımları ve üst düzey donatılarıyla İstanbul ve Türkiye'nin yüz akı olacak.
İstanbul Finans Merkezi, 1,3 milyon metrekare ofis alanı, 100 bin metrekarelik alışveriş merkezi, 2 bin 100 kişilik kongre merkezi, 5 yıldızlı oteli ve akıllı şehir modeli ile yurt içi ve yurt dışından birçok misafiri ağırlayacak.
Projede bankalar etabının açılmasıyla birlikte yurt içinden ve yurt dışından yine önemli banka ve finans kuruluşlarının da İstanbul Finans Merkezi'nde yer alması bekleniyor.