Son dakika haberleri... Başkan Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Müteahhitler Birliği Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreni'nde önemli açıklamalarda bulundu.
Ödül alan firmaları ve temsilcilerini tebrik eden Erdoğan, müteahhitlik pazarıyla ilgili küresel düzeyde yapılan değerlendirmelerle oluşturulan dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhitliği listesinin 2022 yılı sonuçlarının belli olduğunu belirtti.
Başkan Erdoğan, Türkiye'den 42 firmanın girdiği bu listede yer alan müteahhitlere ödüllerinin verileceğini, dünyanın en büyük 225 uluslararası teknik müşavirliği listesinde yer alan 6 firmanın ödüllerinin de takdim edileceğini aktardı.
Küresel krizlerin gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı kasıp kavurduğu bir dönemde müteahhitlik ve müşavirlik firmalarının böylesine yüksek rakamlarla listede yer almasının önemli bir başarı olduğunu vurgulayan Erdoğan, listede yer alanların işlerini yakından bildikleri firmalar olduğunu söyledi.
Erdoğan, yurt dışında ziyaret ettikleri ülkelerde müteahhitler tarafından hayata geçirilen projeleri gördükçe ve duydukça gururlandıklarını belirterek, "Biz de görüştüğümüz her devlet ve hükümet yetkilisine müteahhitlerimizle çalışmaları yönünde telkinde bulunuyoruz. Hatta sizlerin kazancının, ülkemizin kazancı olduğu anlayışıyla halihazırda bir proje mevcutsa telkini ısrara çeviriyoruz." diye konuştu.
Her alanda olduğu gibi müteahhitlik sektöründe de Türkiye'nin potansiyelinin çok daha fazlasını hak ettiğini dile getiren Erdoğan, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin altyapı ihtiyacının sürdüğünü, ilaveten gelişmiş ülkelerin artık iyice yaşlanan altyapılarını yenileme ihtiyacının da giderek arttığını kaydetti.
Erdoğan, Türkiye'nin son 21 yılda gerçekleştirdiği büyük altyapı hamlesinin müteahhitleri hem tecrübe hem ekipman bakımından küresel rekabette öne çıkardığını bildirdi.
"MÜTEAHHİTLİK BEREKETLİ BİR SEKTÖRDÜR"
Başkan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Önümüzdeki on yılda küresel müteahhitlik hizmetleri sektörünün en az yüzde 10'unda hatta yüzde 15'inde söz sahibi olmamızın önünde hiçbir engel göremiyorum. Sizlerden artık daha büyük ve nitelikli projelere yönelmenizi, ülkemizi ve kendinizi sektörün zirvesine çıkarmanızı bekliyorum.
Savunma sanayinde nasıl kısa sürede büyük bir sıçrama yaptıysak müteahhitlik sektöründe de mevcut iş hacmini ve ciromuzu hızla katlayarak büyütmemiz mümkündür. Üstelik müteahhitlik bereketli bir sektördür. Kendini bu alanda ispatlayan pek çok firmamızın turizmden enerjiye, sanayiden sağlığa, eğitimden tarıma pek çok alanda başarılı yatırımlara imza attıklarını biliyoruz. Bu şekilde katlanarak artan yatırım, üretim, istihdam ve ihracat gücünüzle ülkemizin büyümesine yaptığınız katkılar için her birinize şükranlarımı sunuyorum.
Türkiye'nin geleceğine dair hiçbir vizyonları ve heyecanları olmayanların şu salondaki toplantının gerisinde yatan emeği, mücadeleyi, alın terini anlayamaz. Biz 2023 vizyonu dediğimizde 'bunlar 15 yıl sonrasının hayalini kuruyor ama bakalım o kadar siyasi ömürleri olacak mı' diyenlerin çoğunun siyasi ömrü bizden önce dolup gitti.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümüne ulaştığımız bu yıl 2023 vizyonumuzun çoğunu hayata geçirmiş olmanın şevkiyle gözümüzü 2053'e diktik. Rabb'imiz bize o günlere erişmeyi nasip eder etmez orasını bilemeyiz. Ama gençlerimizin gözlerinde 2053 hedeflerimizi hayata geçirecek azmi ve coşkuyu görebiliyorum. Dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline gelme yolunda ilerleyen Türkiye için ne 2053 ne 2071 ne de daha öteye uzanan hedefler artık birer hayal değil. Sizlerin de tüm hesaplarınızı ilk etapta Türkiye'nin 2053'te ulaşacağı yere göre yaptığınıza inanıyorum."
Bu döneme "Türkiye Yüzyılı" dediklerini hatırlatan Erdoğan, Cumhuriyetin ilk asrının imarını üstlenen müteahhitlerden Türkiye Yüzyılı'nın inşasında da önemli görevler beklediğini dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin sadece mevcut sınırlarından ibaret bir ülke olmadığının altını çizdi. Tarihi, siyasi, sosyal ve kültürel etki alanının genişliğiyle dünyada eşine, benzerine az rastlanır bir devletin vatandaşları olunduğunu belirten Erdoğan, "Ülkemizin dinamiklerini sadece kağıt üzerindeki rakamlardan ibaret gören, gücümüzü spekülatif raporlarla tartmaya kalkan herkes bugüne kadar hüsrana uğramıştır. Bugün aynı hatayı yapanların akıbeti de aynı olacaktır. Etki alanı her geçen yıl daha da genişleyen bir ülke olarak, diğer hususlarla birlikte imar ve inşa sorumluluğumuz da artıyor. Bu sorumluluğu hayata geçirecek olan sizlersiniz." diye konuştu.
Gelecek yıldan itibaren çok daha fazla sayıda firmanın bu listelerde yer alarak hem kendilerine hem ülkeye çok daha büyük kazançlar sağlayacağına inandığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Attığınız her adımda, girdiğiniz her mücadelede bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hep yanınızda yer alacağımdan şüpheniz olmasın. Türkiye'nin ve Türk milletinin çıkarları söz konusu olduğunda kimsenin inancına, meşrebine tercihlerine bakmadığımızın şahitleri bizzat sizlersiniz.
Bizim yarışımız ancak eserde, hizmette, inşada, ihyada, gönül kazanmada olur. Öteki rekabetler siyasetin cilvesidir ve hak ettiği kadar değere sahiptir. Asıl olan bu gök kubbede hangi hoş sedaları bırakabildiğimizdir. Kendi kafalarındaki saplantıların ve kalplerindeki hırsların ürünü hezeyanlarla sizleri tereddüde sürüklemek isteyenlere asla aldırmayın. Hani şair 'Yürüyeceksin millet yürüyecek, arkandan' diyor ya. Biz de size yürüyün, arkanızdan milletle beraber biz de yürüyeceğiz diyoruz."
"HER MÜCADELENİN BİR BEDELİ, BİR YÜKÜ OLUYOR"
Erdoğan, bir asırlık cumhuriyetin her döneminin kendi içinde zorluklarla geçtiğini ancak kuruluş dönemi haricinde son on yılda yaşanılan büyük saldırıların tarihte ayrı bir yeri bulunduğunu hatırlattı.
Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Hangi görünüm altında gerçekleşirse gerçekleşsin maruz kaldığımız her saldırının, giriştiğimiz her mücadelenin bir boyutu da ekonomi olmuştur. Türkiye'yi faiz, kur, enflasyon cenderesinde tutmak isteyenlerin tuzaklarıyla boğuşarak bugünlere geldik. Sorunlarımızın bir kısmının elbette iktisadi dayanakları vardır. Ama emin olun ekonomide yaşadığımız sıkıntıların çok önemli bir kısmı iktisadi değil, siyasi saikle hayata geçirilen oyunların ürünüydü. Yurt dışında iş yapan firmaların temsilcileri olarak bu tabloyu sizlerin çok daha iyi görebildiğine inanıyorum.
Kendi ülkelerinde asla uygulatmayacakları yöntemleri bize karşı hoyratça kullanan yapıların operasyonlarını masum ve makul kabul etmek kesinlikle mümkün değildir. Hamdolsun tıpkı siyasi mücadelelerde kendi gücümüzle elde ettiğimiz kazanımlar gibi ekonomide de kendi gerçeklerimize uygun tedbirler geliştirerek yolumuza devam ediyoruz. Elbette her mücadelenin bir bedeli, bir yükü oluyor. Bugün ekonomide yaşadığımız sıkıntıların gerisinde işte böyle bir arka plan vardır."