‘Hain FETÖ’cülere karşı her zaman hazır olmalıyız’
Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı emekli Tümamiral Cihat Yaycı, Yeni Asır'a özel açıklamalarda bulundu. Topkapı Üniversitesi'nde Öğretim Üyesi görevini de yürüten Doç. Dr. Cihat Yaycı, "15 Temmuz gibi dünya tarihinde görülmemiş, hiçbir devletin başına gelmemiş, bir örgüt tarafından devletin ve silahlı kuvvetlerin ele geçirilmesi durumuyla karşılaştık. Sütten dilimiz yandı, yoğurdu üfleyerek yemeliyiz" dedi
- Gündem
- Suat Salgın
- Giriş Tarihi: 05 Ekim 2023
Mavi Vatan Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi (TÜRK DEGS) Başkanı Müstafi Tümamiral ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı, Yeni Asır Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulundu. 'Fetömetre' uygulamasının kurucusu da olan Yaycı, bu hain terör örgütü ile mücadelede önerilerini sıraladı ve Türkiye'nin 15 Temmuz 2016'da yaşanılan kalkışmanın daha geniş perspektifli ve daha etkin tekrarına hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti.
MAVİ VATANLA İÇ İÇE
- Cihat Paşam, Mavi Vatan neden önemli?
Türkiye ile Türk Milleti'nin refahı, güvenliği ve geleceği Mavi Vatan'la iç içedir. Çünkü denizler, bitmez tükenmez bir servet kaynağıdır. O bakımdan da mavi vatan, Türk Milleti'nin gelecek nesilleri için, Türkiye Cumhuriyeti'nin bekası için her bakımdan son derece önemli. Türkiye'nin Karadeniz ve Doğu Akdeniz'de- ki deniz yetki alanlarındaki gaz hidratlar bile ülkemizin 816 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayabilecek seviyede.
'DÜŞMANA KORKU SALIYORUZ'
- Milli Gemi Projesi (MİLGEM) de son derece önemli, yanılıyor muyum?
Öncelikle 1992 yılında Milli Gemi Projesi'ni hazırlatıp bütçe bulabilmek için kapı kapı dolaşan dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Vural Beyazıt'ı rahmet ve şükranla yad ediyorum.
Bu projede emeği olan mühendisleri, teknisyenleri ve emir-komuta kademesinde yıllarca bu işin peşinde koşturan herkesi saygıyla anıyorum. MİLGEM, Türk deniz kuvvetlerinin yerli ve milli savunma sanayine armağanıdır. MİLGEM, milli bir geminin yapılması ve Mavi Vatan'daki hak ve menfaatlerimizin korunması açısından önemlidir.
Şu anda Türkiye'nin ekonomisi turizm ve tarımın yanında savunma sanayi odaklıdır. Türkiye; dünyanın 14 büyük savunma sanayi ihracatçısı ülkesi haline gelmiştir. Bu çok önemli bir başarı. Mavi Vatan, bizim deniz vatanımızdır. Deniz ülkemize el uzatacak ya da parça koparmak isteyebileceklere karşı MİLGEM ve benzeri projeler büyük bir caydırıcılık sağlamakta. Artık Türkiye, dosta güven veren düşmana korku salan bir devlettir.
- TCG Anadolu da bu önemli projenin bir parçası olmalı...
TCG Anadolu ile Türk Deniz Kuvvetleri tarihinde ilk kez güç aktarım kabiliyetine kavuşmuştur.
Yani bu; bir gücü alıp, başka bir yere götürerek orada kalabilmektir.
Onlarca helikopter, onlarca zırhlı amfibi hücum aracı, çıkarma gemileri, İHA'lar, SİHA'lar ve uçak temin edilebilirse, uçaklarla birlikte dünyanın her tarafına Türk Silahlı Kuvvetleri yüzer bir üss şeklinde TCG Anadolu ile gider. TCG Anadolu bir yüzer üsstür ve bir yere gittiği zaman da kalır. Deniz havacılığı da vazgeçilmezdir.
Bizim tarihimizdeki havacılık; deniz havacılığıyla başlamıştır.
Artık büyük devlet olma idealine sahip Türkiye, deniz havacılığını; ABD, Fransa, İngiltere, İtalya gibi uçak gemisiyle taçlandırmalıdır. Beyaz üniformalı pilotlarıyla, taarruz uçaklarıyla, uçak gemilerine sahip bir devlet olmalıdır. Türkiye, uçak gemisi olan ülkeler kulübüne katılmalıdır.
Bu çok önemlidir. Uçak gemisine sahip olduğunuz zaman dünyadaki etkiniz de, prestijiniz de çok artar. Dolayısıyla hem siyasi hem de diplomatik olarak etkiniz her yerde görülebilir.
'Fetömetre' uygulamasının kurucusu olan Doç. Dr. Cihat Yaycı, muhabirimiz Suat Salgın'a açıklamalarda bulundu.
'GÜÇLÜ OLMAK ZORUNDAYIZ'
- Peki silahlı İnsansız Deniz Araçları (SİDA) hakkında neler söylersiniz?
SİDA'lar; hem denizaltı, hem de su üstü olmak üzere insansız deniz araçlarımızdır. SİDA'lar çok önemli bir güçtür. Bizim bu insansız araçlar, gerek deniz araçları, gerek denizaltı araçları, gerekse hava araçlarından oluşan teknolojimiz son derece önemlidir. Savunma sanayinin bu şekle dönüşmesine başta TGC Anadolu, İHA'lar, SİHA'lar, SİDA'lar, gemiler, şimdi fırkateynlerimiz hizmete girmek üzere, hava savunma muhriplerimize ait proje hayata geçirilmek üzere. Biz ülke olarak bunlarla ayakta durabiliriz. Bu coğrafyada; ordumuz, silahlarımız çok güçlü olmak zorunda.
KURUMLARIN MÜCADELESİ
- Siz aynı zamanda 'Fetömetre' uygulamasının da yaratıcısısınız. Peki size göre FETÖ ile mücadelede hangi noktadayız?
FETÖ ile mücadele her kurum tarafından yapmalı. Çünkü bu örgütün devlete ve kurumlara nasıl sızdığı itirafçı ifadelerinde son derece sabittir. Mesela, sınav hırsızlıkları, katalog evlilikleri, sicilen biribirlerini destekleme, atamalar, görev yerleri, hangi üniversitelerde yayın yaptıkları, tüm bunların hepsi belirlenmiştir...
Onun için bunları tespit etmek önemlidir. Bunları 'hapse atalım' demiyorum. Ama bunlar devlet birimlerinde, devletin akademilerinde belirli yerlere gelemesinler.
Bunlar tespit edilsinler, görevlerini çok daha az pozisyonlarda yapsınlar. Devlet kiminle çalışıp, çalışmayacağına özgürce karar verebilmelidir. 'Herkes devletle çalışacak' diye bir kaide söz konusu değildir. 15 Temmuz gibi dünya tarihinde görülmemiş ve hiçbir devletin başına gelmemiş, bir örgüt tarafından devletin ve silahlı kuvvetlerin ele geçirilmesi durumuyla karşılaştık. Artık sütten dilimiz yandı. Yoğurdu üfleyerek yemeliyiz. Şüpheden devlet yararlanmalıdır.
'YENİ DÜZENLEME YAPILMASI ŞART'
- Sizce FETÖ meselesi günümüzde hangi noktada?
FETÖ, salt bir terör örgütünden öte bir casusluk örgütüdür.
FETÖ ile mücadele; DHKPC, PKK, TİKKO, IŞİD v.s gibi salt bir terör örgütleri için çıkarılan kanun ve yöntemlerle yürütülemez.
Bu konuda yeni kanun düzenlemesi şarttır. Aynı zamanda, bir an önce FETÖ ile Mücadele Kurumu kurulmalıdır. Çünkü FETÖ şu anda çok cüretkar bir şekilde konuşmakta.
Şunu bir mesaj olarak vermek istiyorum; hain terör örgütü bu kez halkı ekonomik ve sosyal zorluklardan dolayı sokağa dökmek ve sığınmacı konusunu provoke ederek, Türk Milleti'ni karşı karşıya getirmeyi planlanmakta.