Başkan Recep Tayyip Erdoğan, dün Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda Albaraka İslami Finans Zirvesi'nde konuştu.
Önemli açıklamalar yapan Başkan Erdoğan, "Albaraka İslami Finans Zirvesi münasebetiyle sizleri medeniyetimizin göz bebeği güzel İstanbul'umuzda ağırlamaktan memnuniyet duyuyorum. Zirveye iştirak eden tüm ilim erbabına ve sektör temsilcilerine katkılarından dolayı şükranlarımı sunuyorum. Zirvenin ülkemiz, ekonomimiz ve insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum.
Bu vesileyle Albaraka Zirvelerini hayata geçiren aziz kardeşim merhum Şeyh Salih Kamil'i rahmetle yad ediyorum. Alternatif finans araçlarının her türlü zorluğa rağmen elde ettiği başarıda merhum Şeyh Salih'in, Albaraka İslami Finans Vakfının ve Albaraka Zirvelerinin çok önemli payı vardır. Mevla kendisinden razı olsun diyorum" dedi.
'VİZYONUMUZUN SEMBOLÜ'
Türkiye'nin Albaraka zirvelerine ilk kez ev sahipliği yaptığını belirten Başkan Erdoğan, "Dünyanın 75 farklı ülkesinden yaklaşık 1500'den fazla katılımcıyı inşallah zirve münasebetiyle Türkiye'de misafir edeceğiz. Konuşmasını ilgiyle dinlediğim Abdullah Kamil kardeşimi Albaraka İstanbul Zirvesi için yürekten tebrik ediyorum. Doğu-batı arasında tarih boyunca ticari ve beşeri köprü vazifesi üstlenen Türkiye finansal piyasalar arasında da aynı rolü oynamaya başladı. İstanbul Finans Merkezi bu çabalarımızın ve vizyonumuzun adeta sembolü oldu. İstanbul'un finans ve İslami finans alanında büyük bir potansiyele sahip olduğunu uluslararası yatırımcılar da tasdik ediyor. Zirvenin İslami finansın etik standartlarının daha iyi anlaşılmasına vesile olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
'DÜNYA BİR DEĞİŞİM SÜRECİNDE'
Son yıllarda dünyanın köklü bir dönüşüm sürecinden geçtiğini sözlerine ekleyen Başkan Erdoğan şöyle konuştu: "Koronavirüs salgınının yol açtığı tahribatın enkazı kaldırılmadan Rusya-Ukrayna savaşı patlak vermiş bunu Gazze krizi izlemiştir. Gazze'deki toplu katliamlar küresel düzenin acziyetini gözler önüne sermiş, kurumlara olan güveni sarsmıştır. Şu an dünyada mazlumu koruyacak, zalimi durduracak, zulmün önüne geçecek bir kurumsal mekanizma yoktur. Türkiye olarak uzun süredir duruma dikkat çekmekteyiz. Küresel sistemin tüm unsurlarıyla yeniden dizayn edilmesi gerektiğini söylüyoruz. Dünya 5'ten büyüktür tespitimiz sistemin değişmesine olan acil ihtiyacı göstermektedir. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Afrika'da onca yeraltı kaynağına rağmen insanlar açlıktan ölüyorsa, Suriye'de, Sudan'da kan akmaya devam ediyorsa Gazze'de 35 bin 600 masum insan acımasızca katlediliyorsa, kusura bakmayın kimse kendini emniyette hissedemez."
"EL ELE VERMELİYİZ"
ADALETİN olmadığı yerde huzur ve barışın da olmayacağını ifade eden Başkan Erdoğan şöyle konuştu: "Küresel sistemin elitleri bu tabloyu görmezden ve duymazdan geliyor. Fakat yaşadığımız her hadise, her bölgesel kriz yıllarca biteviye giden her kanlı barış ve barış karşısındaki savaş hepimize bu gerçekleri tekrar hatırlatıyor. İnsanlık olarak hem kendimizin hem evlatlarımızın müreffeh bir dünyada yaşamasını istiyorsak çözüm yerine sürekli sorun üreten mevcut sistemde özellikle ısrardan vazgeçmeliyiz. Bunun yerine daha dengeli, daha adilane, daha kuşatıcı bir sistemin ihdası için hep beraber el ele vermeliyiz."
KÜRESEL FİNANS KIRILGAN BİR YAPIDA
VAR oluş gayesi üretimi, istihdamı ve değer üretimini desteklemek olan finansal sistemin artık reel sektörden bağımsız ve reel sektörü sömüren bir yapıya dönüştüğünü ifade eden Başkan Erdoğan, "Sistem gelir ve servet adaletsizliklerini besleyerek yapay büyümeye yol açarak, az gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler üzerinde aşırı baskı oluşturuyor. Küresel finans mimarisinin oldukça kırılgan bir yapıda olduğunu bugün süreci doğru okuyan herkes kabul ediyor. Katılım finans sistemini hak ettiği yere getirmemiz gerekiyor. Bunun için finansa yönelik bakış açısını değiştirmeliyiz. Önümüzdeki dönemde tüm bu birikimi müstakil bir katılım finans kanununu ülkemize kazandırarak taçlandırmak arzusundayız" dedi.
"ZALİM DAHA DA GÜÇLENİYOR"
BAŞKAN Erdoğan zirvede servet eşitsizliğine de değinerek, "Günümüzde servet eşitsizliği dünyada en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1'lik kesim, toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Zayıfı daha zayıflatan, fakiri daha da fakirleştiren, zalimi güçlendiren bu sistemin dertlerimize derman olmayacağını kabul etmek zorundayız" dedi.