Derin ABD'nin Karadeniz tezgahına Türkiye tokadı

NATO, 2008 zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan'ı üye yapma kararını kayda geçirdi. O günden bugüne Amerika (NATO) ile Rusya arasında bir savaş satrancı oynanıyor. NATO'nun bu kararı üzerine Rusya lideri Putin önce Gürcistan'da sert operasyonlar yaptı. Halen devam eden Ukrayna savaşı da yine NATO'nun tahrik edici kararının sonucu olarak sürüyor. Amerikalıların (NATO) ayak basamadığı tek deniz Karadeniz'dir. Konuk Yazar Bülent Erandaç'ın analizi...

NATO 75. yılını kutluyor.
Güzel demeçler, törenler yapılıyor ama arka planda kritik gelişmelerin de işaret fişekleri çakıyor.
NATO, 2008 zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan'ı NATO üyesi yapma kararını kayda geçirdi. O günden bugüne Amerika (NATO) ile Rusya arasında bir savaş satrancı oynanıyor. NATO'nun bu kararı üzerine Rusya lideri Putin önce Gürcistan'da sert operasyonlar yaptı. Halen devam eden Ukrayna savaşı da yine NATO'nun tahrik edici kararının sonucu olarak sürüyor.
NATO'nun 2008 Gürcistan kararının bir tehlikeli boyutu da Karadeniz olduğu gerçeğidir.

DONANMA GÜCÜ FARKI
Evet, Amerikalıların (NATO) ayak basamadığı tek deniz olan Karadeniz'dir.
Derin Amerika (NATO), Bulgaristan ve Romanya'yı NATO üyesi yapmasını yeterli görmüyor. Doğu Avrupa'da muhtemel bir Rus ilerlemesini durdurmak için Ukrayna savaşının desteklenmesi yetmiyormuş gibi, Karadeniz'e donanma gücünü inşa etme tezgahlarını sürdürüyor.
Derin ABD kritik tezgahları çalıştırırken, Avrupalı müttefiklerini bir manivela olarak kullanmak istediği gözleniyor.
Fakat, Türkiye haricinde halihazırda Rusya karşısında Karadeniz'de kayda değer bir şekilde bayrak gösterebilecek yeterlilikte ve güç seviyesinde donanmaya sahip başka bir ülke bulunmamaktadır. ABD ile çakışan bir anlayışla hareket eden Türkiye, bağımsız bir dış politika rotası izlerken, derin ABD'nin Karadeniz üzerinde kurguladığı tehlikeli oyunları çok iyi okumaktadır.

GÜLER'DEN NET MESAJ
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, NATO 75. yıl zirvesine hareket ederken, özellikle Karadeniz üzerinde huzurdan bahsetti. Başkan Erdoğan'la Washington'a beraber giden Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler de Türkiye'nin kararlı pozisyonunu bir kez daha hatırlattı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Karadeniz'in stratejik bir savaş alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı. Bakan Güler, "Türkiye bugüne kadar (Rusya-Ukrayna) savaşın her iki tarafını da üst düzey görüşmelerde bir araya getirebilen tek ülke oldu. Karadeniz'in stratejik bir savaş alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz" dedi.Avrupa Birliği üyesi müttefiklerin 'NATO'nun güvenlik şemsiyesi dışında' alternatifler aramasının ittifakın birlik ve beraberliğine zarar vereceğini vurgulayan Güler, "Avrupa- Atlantik bölgesindeki en etkin güvenlik örgütü NATO'dur.
Avrupa'nın kendi güvenliğini artırma çabalarını anlamakla birlikte, başka bir oluşuma ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
3'LÜ MEKANİZMA İNŞASI
Washington, Karadeniz'deki müttefiklerinin ve ortaklıklarının donanmalarının yetersizliğinden hareketle, Karadeniz'in tahıl başta olmak üzere artan ticari faaliyetleri ile enerji nakil hatlarına perde arkasında olumsuz girişimlerini sürdürdüğü Türkiye'nin başarılı şekilde açtığı Rusya tahılının gemilerinin sigorta sistemi İngiliz anahtarı ile kapalı tutuluyor. Türkiye, uluslararası deniz anlaşması Montrö hükümlerini adaletle uygulamaktadır. Türkiye, NATO üyesi Bulgaristan ve Romanya ile de Karadeniz için üçlü bir mekanizmayı inşa etmeyi başarmıştır. İşte bu noktada, Karadeniz'de huzur varken derin, Amerika açısından neden diğer denizlerden farklı bir denizdir?

MONTRÖ SÖZLEŞMESİ
1936 Montrö Sözleşmesi, Karadeniz'e kıyısı olmayan tüm devletler için geçerli olan erişim sınırlamalarını belirliyor.
Uluslararası seyrüsefer için kullanılan ve transit geçiş ilkesine tabi olan diğer boğazların aksine Montrö Sözleşmesi, Karadeniz dışındaki ülkelerin Akdeniz'den Karadeniz'e Türk Boğazları yoluyla sokabilecekleri deniz gücünün büyüklüğünü belirliyor, ölçeğini sınırlayıcı bir rol oynuyor. Montrö, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelere ait denizaltıların ve büyük gemilerin geçişini yasaklamasıyla başta ABD olmak üzere NATO üyesi ülkelerin donanmalarının yine bir NATO üyesi ülke olan Türkiye tarafından sınırlandırılması sonucunu doğuruyor.
Zira Montrö, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin donanma varlığını toplam otuz bin tonla sınırlıyor. Ayrıca bu sözleşme herhangi bir donanma unsurunun Karadeniz'de bulunma süresini 21 veya daha az gün sayısıyla sınırlamaktadır. Esasında bu sınırlama, günümüz donanmaları ölçeğinde hiçbir şekilde Karadeniz'de savaşamama sonucunu doğurmaktadır.

SONUÇ
Karadeniz'de seyrüsefer hakkının garantörü ve NATO'nun Karadeniz'deki en büyük donanmaya sahip müttefiki olarak Türkiye, Karadeniz'de düzenin korunması ve caydırıcılığın sürdürülmesi açısından her zaman kritik öneme sahip bir ülke konumundadır. Türkiye'nin Rusya ve Ukrayna çatışmasının iki tarafıyla da görüşebilecek şekilde kendini konumlandıran bir politika izlemesi, çatışmaların müzakereler yoluyla barışçıl çözümü ve olası krizlerin hafifletilmesi konusunda Ankara'nın oynayabileceği rolün ne denli değerli olduğunu göstermektedir. Montrö Sözleşmesi'nin hilafına Karadeniz'in uluslararası sularında bayrak göstermek, seyir serbestliğinden istifade etmek, uluslararası ticaretin kesintiye uğramasına engel olmak benzeri 'masum' söylemlerin arkasında yatan Karadeniz'de Amerikan hegemonyasını inşa etme politikasına karşı Türkiye vardır ve var olacaktır. Dolaylı strateji izleyen, Karadeniz'e kıyısı olan iki NATO müttefiki Bulgaristan ve Romanya'ya geriden liderlik etme yöntemiyle destek vermek isteyen derin ABD ve Avrupa ülkelerinin Karadeniz limanlarında savaş gemisi inşa yeteneklerini artırma yönünde atabilecekleri olası adımlar, Karadeniz'de suların bulanmasına ve Rusya'nın da Karadeniz donanmasını misliyle artırma sonucunu doğurabileceği asla unutulmamalıdır. Bağımsız Türkiye, dünya barışı için vardır. Karadeniz'de huzuru bozma girişimlerine geçit verilmeyecektir.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.