15 Temmuz'da hedef sadece meşru hükümet değildi. Türkiye'yi her alanda bir üst lige çıkarma hedefiyle çalışan Sayın Cumhurbaşkanımız değildi. O gecenin bir başka hedefi meşru hükümeti ve bağrından çıkan Cumhurbaşkanı'nı sahiplenen aziz Türk Milleti'ydi. O yüzdendir ki direnen vatandaşlarımızın üzerine kurşun yağdırıldı. O yüzdendir ki savaş uçakları, helikopterlerden bombalar atıldı. Ama başaramadılar. Milletin iradesi, hainin idaresine galip geldi. Darbe girişiminin püskürtülmesinde basın yayın kuruluşlarının da önemli bir rol üstlendiğini unutmamak gerekir. Medya 15 Temmuz'da başarılı bir sınav verdi. O gece birçok meslektaşım ölümle burun buruna geldi. Ama hiçbiri de görevini yapmaktan geri durmadı. Çünkü hepsi için mesleki görevlerinden öte vatani bir görevdi o gece yaptıkları. İnanıyorum ki o karanlık gecenin sabahında aydınlığa çıktıysa bu ülke meslektaşlarımın da önemli bir katkısı olmuştur. Aslında bir bakıma medyanın bundan önceki darbelerde ve darbe girişimlerindeki kötü sicili de temize çıktı.
HALKTAN BİRLİK OLUN MESAJI
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla birlikte meydanlar, caddeler vatan aşkı ile yanan vatandaşlarımızla doldu taştı. Tankın önüne yatan, kurşunlara göğüs geren halkın siyaset kurumuna bir mesajı vardı: Birlik olun. O mesaj önce Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde ardından da Cumhur İttifakı'nda vücut buldu. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli, cumhurun bu direnişi sonrasında Cumhur İttifakı'nı kurdu. Ve o güçlü irade Türkiye'nin önce düze çıkması sonrasında da ilerleyişini sürdürmesi için çalıştı, çalışmaya da devam ediyor. Kendini hala sızdıkları yerlerde saklamaya çalışan FETÖ mensuplarının olabilir. Bunun için herkesin dikkatli olması gerekiyor. Bu örgütün en iyi yaptığı şey saklanmak. Dolayısıyla atılan her adımı amasız, fakatsız desteklemek hepimizin boynunun borcu. Burada bir taviz verilirse bunun hesabını başta demokrasi şehitlerimiz sonra da aziz milletimiz sorar.