KONUK YAZAR BÜLENT ERANDAÇ YAZDI
Bugün Kıbrıs bir başka güzel.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC),
Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yılını coşkuyla kutluyor. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile beraber, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Bakanlar, siyasi parti temsilcileri ve çok sayıda milletvekili, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin gurur gününe eşlik ediyor. Millî Mücadele Ruhu, millî ruhun İstiklâl Harbimizde tecelli etmiş halidir.
Bugün, Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Millî Mücadele Ruhu'nun şahlanmaya hazır olduğuna bir kez daha tanık olacağız. Türkiye Cumhuriyeti, Millî Mücadele Ruhu'nun eseridir. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de Millî Mücadele Ruhu'nun ikinci eseridir.
KKTC TEZKERESİ
Bugünden bakıldığında Millî Mücadele Ruhu, her bakımdan güçlü bir Türkiye'nin var olmasını gerektirir. Bu nedenle, bu ruh güncel bir anlam ve önem kazanır. Günümüzde Millî Mücadele ruhu, ekonomik olarak güçlü, bilimde ve teknolojide gelişmiş, istikrarlı bir Türkiye için her türlü fedakârlığı yapmayı öngörmektedir. Büyük Türk Milletinin çocukları, bugün ve yarın bu bilinçle Anadolu için, Yavru Vatan Kıbrıs için, Mavi Vatan için, Gökvatan için hareket etmeye kararlıdır. Millî Egemenlik Ruhu'nun tecelli ettiği TBMM'de, önceki gün "Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50.
Yıl Dönümü" başlıklı tezkere okunarak kabul edildi. Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıl dönümünün büyük bir gurur ve mutlulukla idrak edildiği belirtilen tezkerede, Kıbrıs Türk halkının Barış ve Özgürlük Bayramı'nın içtenlikle tebrik edildiği aktarıldı. Tezkerede, "20 Temmuz, yıllardır çektiği acı ve zorluklara cesaret ve sabırla karşı koyan Kıbrıs Türk halkının kurtuluş günüdür. Ada'daki egemenlik haklarının ve eşit statüsünün korunmasının sembolüdür.
1963 yılında, Kıbrıslı Rumların ortaklık devletini gasp etmesiyle başlayan, sürgün ve katliamlarla devam eden karanlık dönem bu harekâtla son bulmuş, Kıbrıs Türkü'nün varlık ve güvenliği teminat altına alınmış, Ada'da huzur ve güven ortamı tesis edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
İSİMSİZ KAHRAMANLAR
Yarım asır boyunca Kıbrıs Adası'nda kan dökülmemiş olmasının Barış Harekâtı'nın kalıcı mirası ve başarısının tartışılmaz kanıtı olduğunun altı çizilen tezkerede, "Adını barıştan alan, Kıbrıs Türkü'nü mutlak bir yok oluştan kurtaran bu harekât, Türkiye Cumhuriyeti'nin 1960 Garanti Anlaşması'ndan kaynaklanan hak ve yükümlülükleri temelinde icra edilmiştir. Bu sayede Ada'nın Enosis hayalleriyle ve bir oldubittiyle ilhakının da önüne geçilmiştir" ifadeleri kullanıldı.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman askerleri ve Kıbrıslı mücahitlerin el ele ulaştıkları zaferin, bağımsız Kıbrıs Türk Devleti'nin teşekkülünde atılan ilk adım olduğu kaydedilen tezkerede, şu ifadelere yer verildi: "Harekat kararını alan Başbakan Bülent Ecevit'i, Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan'ı, zorluklarına rağmen harekatı büyük bir başarıyla icra edip zaferle sonuçlandıran Genelkurmay Başkanı Semih Sancar'ı, bağımsızlık mücadelesinin öncü isimleri Dr.
Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş'ı saygıyla, minnetle ve rahmetle anıyoruz. Kıbrıs Türkü'nün varoluş mücadelesinde omuz omuza çarpışan Mehmetçik ve mücahitlerimizi, harekâtın isimsiz kahramanlarını, şehit ve gazilerimizi rahmet ve şükranla yâd ediyoruz. Geride bıraktığımız 50 yılda Barış Harekâtı'nın açtığı yolda başarı ve güvenle yürüyen Kıbrıs Türkleri, 1983 yılında, Kurucu Cumhurbaşkanı merhum Rauf Denktaş'ın önderliğinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ilan ederek egemenlik mücadelelerini taçlandırmıştır" denildi.
REFAHIN TEMİNATI
Kıbrıs Türk halkının Türkiye'nin de desteğiyle adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm için iyi niyetle çaba sarf ettiği vurgulanan tezkerede, "Ancak, 50 yılı aşkın süredir devam eden müzakere sürecinde Türk tarafının yapıcı rolüne rağmen, Rum tarafının uzlaşmaz tavrı nedeniyle sonuç alınamamıştır.
Kıbrıslı Rumlar Avrupa Birliği üyeliği ile ödüllendirilirken Kıbrıslı Türkler haksız ve insanlık dışı bir izolasyona, kısıtlama ve ambargolara maruz bırakılmıştır.
Kıbrıs Türkü bu duruma ne layıktır ne de razıdır. Oyalanmaya, siyasi eşitliği ve Ada'nın doğal kaynaklarını eşitlik temelinde paylaşmayı öngörmeyen önerilerle zaman kaybına tahammülleri de kalmamıştır" görüşleri ifade edildi. Tezkerede, "Ada'da iki ayrı halkın ve iki ayrı devletin varlığı daha fazla göz ardı edilmemelidir.
Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik teşebbüslerin, bu gerçek üzerine inşa edilmesi şarttır. Uluslararası toplumu Ada'daki gerçekleri kabul ederek, Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı insanlık dışı izolasyona bir an önce son vermeye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni hak ettiği şekilde tanımaya davet ediyoruz. Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Kıbrıs Türklerinin özgürlük ve refahının teminatı olmaya devam edecek, 'garantör devlet' ve 'Anavatan' olarak sorumluluklarını hassasiyetle yerine getirmeyi sürdürecektir.
Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve çıkarlarının aşındırılmasına hiçbir şekilde müsaade etmeyecektir. Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu tarihi günde, Kıbrıslı soydaşlarımızla gönül ve dava beraberliğimizi teyit ediyoruz, sarsılmaz birlik ve dayanışmamızı bir kez daha tüm dünyaya ilan ediyoruz.
Kıbrıs Türkleri, sonsuza kadar bağımsız devletlerinin çatısı altında ve kendi bayraklarının gölgesinde barış, huzur ve güvenle yaşamaya devam edecektir" ifadeleri kullanıldı.
SONUÇ
Başkan Erdoğan, geçen yıl, BM'de dünya liderlerinin gözünün içine bakarak, "KKTC'Yİ TANIYIN" diyerek haykırmıştı.
Bu çerçevede, Türk Dünyası'nın ayrılmaz bir parçası olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Türk Devletleri Teşkilatında ve Türk Devletleri Parlamenter Asamblesinde gözlemci üye statüsü kazanması memnuniyet vericidir. Millî Mücadele ruhu, ANADOLU'DAN, KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ'NE TAŞARAK, Başkan Erdoğan'ın ilmek ilmek ördüğü TÜRK DEVLETLER BİRLİĞİ'ni de dünya sahnesine çıkarmaktadır.
Bu gelişmelerin ileri adımlarla tamamlanması, 1 MİLLET 7 DEVLET gerçeğini perçinleyecektir. Birinci Kıbrıs Zaferi'ni gerçekleştiren rahmetli Necmettin Erbakan ve rahmetli Bülent Ecevit'i rahmetle, minnetle anıyoruz.
İkinci Kıbrıs Zaferi'nin mimarı da Başkan Erdoğan'dır. Artık Kıbrıs, ABD'ye, Avrupa'ya, Rumlara, Yunana yem olmayacak.
Garantör Türkiye ve masum Kıbrıs Türklerinin ayağa kalkışıyla, Doğu Akdeniz'de yeni bir denklem kuruldu.
Kıbrıs Türk Devleti hayırlı olsun.