Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Başakşehir Futbol Kulübü Tesisleri'nde düzenlenen Başakşehir Futbol Akademisi ve Kupa Meydanı Açılış Programı'na katıldı. Tören sırasında yaptığı konuşmada, gençlik yıllarından bu yana futbola olan ilgisini vurgulayan Erdoğan, bu tür projelerin Türk futbolu açısından büyük önem taşıdığını belirtti.
"BAŞAKŞEHİR'E ÇOK YAKIŞTI"
Başkan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Değerli yöneticilerim, kıymetli sporcularımız, saygıdeğer misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Bu anlamda açılış töreni vesilesiyle sizlerle beraber olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bugün Başakşehir Futbol Kulübümüz, gençlerimiz ve Türk futbolu açısından çok önemli bir projeyi hayata geçirmenin bahtiyarlığını bizlere yaşatıyor. İstanbul Başakşehir'in ülkemize kazandırdığı futbol akademisi ve kupa meydanının hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Akademinin hem büyük bir ihtiyacı gidereceğine hem de bir vizyon projesi olarak tüm spor kulüplerimize örnek olacağına inanıyorum. Futbol akademimiz 65 bin metrekarelik bir tesis alanında. 3 adet mini futbol sahası, üç adet futbol sahası, 50 futbolcunun konaklayabileceği yatakhanesi, 250'şer kişilik yemekhane ve kafeteryası var. Diğer donatılarıyla toplam 330 bin metrekare büyüklüğünde gerçekten muhteşem bir eser olmuş.
"NİCE BAŞARILAR GETİRECEK"
Üst düzey bir futbol eğitimi için her şeyin düşünüldüğü, gereken her türlü imkanın sağlandığı akademinin kulübümüzün altyapısına yeni bir soluk kazandıracağı kanaatindeyim. Futbol akademisinin de hizmete girmesiyle İstanbul Başakşehir'in başarı grafiği inşallah daha da yükselecektir.
Öncelikle bir hakkı teslim etmek isterim. Kuruluşundan bu yana geçen 10 yıllık sürede İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü kendi alanında eşine az rastlanır başarılara imza attı. Kulübümüz; vefakar taraftarı, yıldız futbolcuları, hedefe kilitlenmiş yönetim kadrosuyla adını Türk futbolunun devleri arasına yazdırdı. Kovid salgınının ilk dönemine tekabül eden 2019-2020 sezonundaki Süper Lig şampiyonluğuyla Başakşehir bu unvana ulaşan 6'ıncı takımımız oldu. Süper Lig şampiyonluğunun yanı sıra iki kez Türkiye Kupası finali oynayan kulübümüz, 10 sezonun 8'inde Avrupa kupalarına katılarak ülkemizi uluslararası turnuvalarda da başarıyla temsil etti. Kısa sürede taraftarlarının desteğini hak ettiğini gösteren Başakşehir Futbol Kulübü'müzü kulüp yönetimini, teknik kadroyu ve tüm sporcularımızı tebrik ediyor, başarılarının artarak devamını diliyor, futbol akademisi ve kupa meydanının hayata geçirilmesinde katkısı olan herkesi tebrik ediyorum.
"HER TÜRLÜ SIKINTILARINDA YANINDA OLDUK"
Burada şunu da özellikle ifade etmek istiyorum. Gençlik yıllarında sporla bilfiil ilgilenmiş, futbolu her zaman tutkuyla takip etmiş, bugün de düzenli spor yapan bir cumhurbaşkanıyım. Ülkemizin futbol başta olmak üzerine sporun bütün dallarındaki başarılarını arttırmaya, bu konuda da makamların ötesinde şahsen de çok büyük bir önem veriyorum. Bugüne kadar hiçbir kulüp ayırmadan Türk futboluna katkı yapan her türlü girişimi samimiyetle teşvik ettim. Aynı şekilde bütün kulüplerimizin başarılarıyla gurur duydum. Her türlü ihtiyaçlarında, sıkıntılarında ve sevinçlerinde kulüplerimizin yanında olmaya çalıştık. Bundan sonra da hakkaniyetli ve adaletli çizgimizi koruyacağız. Bu vesileyle bugün başlayan 2024-2025 sezonunda tüm takımlarımıza başarılar diliyor, gerek heyecan seviyesi, gerekse centilmenlik düzeyi yüksek bir sezon geçirmeyi ümit ediyoruz. Kulüplerimizin oynayacakları birbirinden güzel maçlarla futbol aşkıyla yürekleri coşan milletimize tam anlamıyla bir futbol resitali yaşatacaklarına inanıyorum.
"ADİL OYUN OYNAYALIM"
Her zaman söylüyoruz. Futbol rekabetin yanı sıra iş birliğinin dayanışmanın ve takım ruhunun da sembolü olan bir spordur. Hangi sebeple olursa olsun futbol; husumetin, holiganlığın, kavganın, ideolojinin girmesi her şeyden önce sporun ruhuna zarar verir. Elbette herkesin tuttuğu bir takımı, renklerine aşık olduğu bir kulübü tekniğine, karakterine, oyununa hayranlık duyduğu bir futbolcusu mutlaka vardır. Ama hiçbir şey ülkemizin ve milletimizin huzurundan daha mühim değildir. Ülkemize ve Türk futboluna kaybettiren bir anlayışla hareket etmenin hiçbir bahanesi olamaz. Sporun birleştiren, kaynaştıran 85 milyon olarak birliğimizi perçinleyen rolüne özellikle bugünlerde çok fazla ihtiyaç duyuyoruz. Tüm kulüplerimizden içinde bulunduğumuz sezon boyunca futbolumuzu kısır tartışmaların uzağından tutma ve fair play ruhunu güçlendirme noktasında azami hassasiyet bekliyoruz. Aynı şekilde milyonların ilgiyle, beğeniyle takip ettiği sporcularımızın da sorumlu davranarak topluma ve gençlerimize örnek olmalarını istiyoruz. Bu anlayışla hareket eden sporcu ve kulüplerimize şimdiden teşekkür ediyorum.
"STAT SAYISI 346'YA ULAŞTI"
Futbol camiamız, son 22 yılda Türk sporuna sağladığımız güçlü desteğin en yakın şahididir. Yaptığımız devasa yatırımlarla ülkemizin spor altyapısını komple yeniledik. Bizden önce spor kulüplerimizin temel sıkıntılarından biri ihtiyaçlarını dahi karşılayacak stadyumlara sahip olmamalarıydı. Birçok takımımızın eli yüzü düzgün stadyumu dahi bulunmuyordu. Mevcut stadyumlarımızın kahir ekseriyeti de kullanım ömrünü tamamlamış vaziyetteydi. 2002'de aziz milletimizin takdiriyle göreve gelir gelmez bu sorunu çözmek için hemen kolları sıvadık. Şimdiye kadar bundan tam 10 sene önce hizmete açtığımız Başakşehir Fatih Terim Stadı'nın aralarında olduğu 38 yeni stadyumun inşasını tamamladık. Şu an 4 tane stadyumun yapımı, 3 tanesinin de proje ve ihale çalışmaları devam ediyor. İl ve ilçe düzeyinde 277 olan stat sayımızı 346'ya yükselttik. 2002 yılında Türkiye genelinde 595 futbol sahasını 2,5 kat artışla bin 365'e çıkardık.
"HER ŞEY TÜRK FUTBOLU İÇİN"
Aynı şekilde 372 olan spor salonu sayısı, neredeyse 3 kat artışla 904'e yükseldi. 2002'de tüm Türkiye'de gençlik merkezi sayımız sadece 9'du. Bugün 508 gençlik merkeziyle evlatlarımıza hizmet veriyoruz. Ülkemizdeki toplam spor tesislerinin sayısını bin 575'ten aldık, 4 bin 421'e ulaştırdık. Türkiye'nin dört bir köşesini kapalı spor salonlarıyla, halı sahalarla, basketbol, voleybol sahalarıyla yüzme havuzlarıyla donattık. Futbol kulüplerimize, Spor Toto vasıtasıyla önemli miktarda maddi gelir imkanı sunduk. Kulüplerimizin sponsorluk aracılığıyla yeni finansal araçlar oluşturmasını kolaylaştırdık. Bankalar Birliği Anlaşması'yla kulüplerimizin mali sürdürülebilirliğini devam ettirebilmesini sağladık. Daha bunlar gibi nice desteği ve teşviki, Türk futbolunun emrine verdik.
"MORALİMİZİ BOZMAYACAĞIZ, HEDEFİMİZE GİDECEĞİZ"
Elini vicdanına koyan herkesin kabul ve teslim edeceği husus şudur. Cumhuriyet tarihimiz boyunca futbol dahil spora en büyük yatırımı yapan en güçlü desteği veren iktidar açık ara bizim iktidarımızdır. Bundan da açıkçası sadece memnuniyet duyuyoruz. Yaptığımız yatırımların meyvesini yavaş yavaş toplamaya başladık. Daha önce sadece belli spor branşlarına sıkışan başarı grafiğimiz, şimdi daha geniş bir yelpazeye yayılıyor. Tarihsel olarak güçlü olduğumuz spor dallarının yanı sıra sporcularımız uzun yıllar kısıtlı varlık gösterdiğimiz alanlarda da madalya kazanıyor. Kürsüye çıkıyor, İstiklal Marşımızı tüm dünyaya gururla dinletiyor. Son olarak 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası'nda A Milli Futbol Takımımızın sergilediği anlamlı başarı bizlere hem cesaret vermiş hem de doğru yolda olduğumuzu teyit ve tasdik etmiştir. Tüm bunlara rağmen önümüzde halen katetmemiz gereken daha çok mesafe olduğunun farkındayız. Moralimizi bozmadan engellere aldırmadan hatalarımızdan ders çıkartıp eksiklerimizi tamamlayarak hedeflerimize varacağız. Başarılarımızın kalıcı olabilmesi için sadece çok çalışmamız değil, aynı zamanda zihniyet değişikliğine de gitmemiz gerekiyor.
"TARAFTARLARIN KIYMETİNİ BİLİN"
Günümüzde futbol yalnızca sahada oynanan bir müsabakadan ibaret olmaktan çıktı. İster tasvip edelim ister etmeyelim. Bugün artısı ve eksisiyle devasa bir futbol endüstrisinden bahsediyoruz. Bu gerçekle yüzleşmek, bunu kabullenmek, temel prensiplerimizden taviz vermeden ülkemiz futbolunu buna göre uyarlamak durumundayım. Üzerine kararlılıkla ve yeni bir anlayışla gitmemiz gereken hususların en başında meselenin finansal boyutu geliyor. Benden sonra tufan mantığıyla hareket edildiğinde ne yazık ki bunun faturasını sadece kulüplerimiz değil Türk futbolu ödemektedir. Hepimiz şu hakikati çok iyi biliyoruz. Türk futbol taraftarı; özverili, fedakar, takımına sahip çıkma noktasında üzerine düşeni fazlasıyla yerine getiren bir gruptur. Taraftarın dişinden, tırnağından artırıp formasını satın aldığı, maçına gittiği, şartlarını zorlama pahasına tüm imkanlarıyla desteklediği takımından beklentisi de doğal olarak fevkalade yüksektir. Bu beklentinin üzerinde baskı oluşturduğu kulüplerimizi uzun vadeli yatırımlar yapma yerine kısa vadeli kazanımlara yönlendirdiği bir başka hakikattir. Bunun sonucunda kulüplerimiz ya ağır mali yük altına girmek ya da zaten çok kısıtlı olan kaynaklarını verimsiz kullanmak mecburiyetinde kalabiliyor.
"İNSANA YATIRIM YAPALIM"
Kulüplerimizin mali yapılarını bozma yanında geleceğini de rehin alan bu cendereden mutlaka ama mutlaka çıkması lazım. Mali tablosu bozuk olan bir kulübün takdir edersiniz ki sportif başarıyı yakalaması da zordur. Ayağı yere basan politikalarla hem sportif başarıyı hem de güçlü bir mali yapıyı tesis edecek projelere yönelmek zorundayız. Düzgün ve sürdürülebilir bir finans yapıyla yönetilen kulüplerin ne kadar başarılı olduğunu yakın çevremizde görüyoruz. Bu başarı örneklerinin ülkemize de tatbik edilmesi pekala mümkündür. Şunu çok net ifade etmek isterim. Ülkemizde futbolu daha ileriye taşımak istiyorsak en büyük yatırımı insana yapmak mecburiyetindeyiz. Gençlerimize güvenmenin inanmalı ve onların geleceğine yatırım yapmaktan asla vazgeçmemeliyiz. Tabii ki dünyanın yıldız futbolcularının iyi, kaliteli özellikle de bu sporcu evlatlarımızın ülkemize gelmesi burada top koşturması Türk futbolunun seyir keyfini arttırmaktadır. Fakat aslolan kendi insan kaynağımızın layıkıyla değerlendirilmesidir.
"ARDA GİBİ GENÇ YETENEKLER YETİŞTİRİN"
Şayet Süper Lig takımlarında oynayan gençlerimizin sayısı azalıyorsa bunun manası yeni futbolcuların yetişmesinde bir tıkanıklık var demektir. Bunun muhakkak önüne geçmemiz gerektiğine inanıyorum. Kendi insan kaynağımızı değerlendirmezsek spor kulüpleri olarak da ülke olarak da hak ettiğimiz yerlere gelemeyiz. Bakınız, Arda Güler'in genç yaşta elde ettiği başarı tüm kulüplerimiz için hem güzel bir örnek oldu hem de altyapı yatırımlarının önemini gösterdi. Bu örneğin yenilerini eklemek için hep beraber çalışmalıyız. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Başakşehir Futbol Akademisi'nin doğru zamanda atılmış çok kıymetli bir adım olarak görüyorum. Futbolumuzun güzelleşmesi, gelişmesi arzu ettiğimiz seviyelere çıkması için bu tür hamlelere ihtiyacımız var.
"HEYECANI DİRİ TUTALIM"
Avrupa'nın en genç nüfusuna sahip ülkelerinden Türkiye dünya futboluna nice yıldız kazandıran insan kaynağı havuzuna ziyadesiyle sahiptir. Yeter ki biz işimizi düzgün yapalım, hakkıyla yapalım, günü kurtarmaya değil işte bugün burada olduğu gibi geleceğe damga vurarak projeleri gençleştirmeye odaklanalım. Yeter ki biz gereksiz tartışmalarla, milletimizin futbol aşkını köreltmeyelim. Bilakis bu heyecanı diri tutacak adımlar atalım. Gerisi sadece zaman ve sabır meselesidir. Başta belediye başkanımız olmak üzere ve bunun yanında kaymakamımız olmak üzere bütün Başakşehir'de yaşayan vatandaşlarımızı özellikle Başakşehir'de oynanacak müsabakalara teşvik etmelerini ve Başakşehir gençliğini birçok olumsuz alışkanlıklardan kurtarıp stada sevk etmemizin gereğini tavsiye ediyorum. Rabbim yolumuzu bahtımızı açık etsin diyorum. İstanbul Başakşehir'in bu yeni tesisinin Türk futboluna ve ülkemize hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Akademiye uzun yıllar İstanbul Başakşehir'de ter döken top koşturan takımımızın elde ettiği başarılarda çok büyük payı olan Mahmut Tekdemir'in adının verilmesini de bir vefa örneği olarak değerlendiriyorum. Mahmut Tekdemir Futbol Akademisi bünyesinde eğitim görecek olan tüm evlatlarımıza Rabb'imden üstün başarılar temenni ediyorum. Başakşehir Futbol Kulübü yönetimini böyle bir tesisi hayata geçirdikleri için tekrar tebrik ediyorum. Sizleri bir kez daha saygıyla selamlıyor, Allah'a emanet ediyorum. Sağ olun, var olun. Kalın sağlıcakla.