İsrail ordusu, 28 Ağustos Çarşamba günü, Tubas, Tulkerim ve Cenin Mülteci Kamplarına eş zamanlı bir baskın başlattığını duyurdu. İsrail'in saldırılarında şu ana kadar en az 17 Filistinli hayatını kaybetti, onlarcası yaralandı ve 45 kişi gözaltına alındı.
Hava kuvvetlerinin de desteğiyle kuşattığı ve 4 Filistinlinin yaşamını yitirdiği Tubas'taki el-Faria Mülteci Kampı'nda İsrail askerleri, bir caminin altyapısını da tahrip etti. İsrail ordusu, 30 saat boyunca devam eden saldırının ardından sabah saatlerinde kamptan çekildi.
Filistinliler, İsrail ordusunun çekilmesinin ardından bıraktığı yıkımla baş başa kaldı.
Kamptaki Filistinli kadınlardan biri, patlama ve çatışma nedeniyle bütün gece "yüreğinin ağzında olduğunu" en fazla da oğlunun gözaltına alınmasından korktuğunu söyledi.
İsrail ordusunun hava saldırısıyla öldürülen 4 Filistinlinin cenazesi, yüzlerce kişinin katılımıyla kaldırıldı. Filistinliler cenaze töreninde havaya ateş açtı.
"İŞGAL, İRADEMİZİ KIRAMADI"
Filistinli yerel direniş grubu El-Faria Tugayı lideri Ebu Rıdvan, yaptığı açıklamada, "İsrail ordusunun evleri yıktığını, havaya uçurduğunu, altyapıyı yıktığını "tek becerdiğinin de bu olduğunu" dile getirerek, "Hala meydandayız ve savaşıyoruz. İşgal, irademizi kıramadı. 30 saatlik saldırı, yıkım ama İsrail'in başarısızlığı" ifadelerini kullandı.
El-Faria Mülteci Kampı Hizmetler Merkezi Direktörü Asım Mansur da İsrail ordusunun en fazla birlikle şu ana kadar en ağır tahribi yaptığını vurgulayarak, "Kamptaki evlerin yüzde 90'ına baskın düzenlendi. Eşyaları kırdılar, patlayıcılarla kapıları patlattılar" dedi.
İsrail askerlerinin çok sayıda kişiyi kampta sorguladığını, bazılarını gözaltına aldığını bazılarını da serbest bıraktığını aktaran Mansur, yaşananları "tam bir suç" diye niteledi.
"AMAÇ FİLİSTİNLİLERİ GÖÇ ETTİRMEK"
İsrail ordusunun, patlayıcıyla tahrip ettiği Ebu Bekr es-Sıddık Camii'nin yakınında yaşayan Ebu Davud da evinin girişinin havaya uçtuğunu, çok sayıda birliğin evine girdiğini ve her şeyi yok ettiğini, gençleri de gözaltına aldığını belirtti.
Ebu Davud, İsrail ordusunun patlayıcı kullanmasıyla çevrede yangın başladığını, su kesintisi nedeniyle yangını söndürmekte zorlandıklarını anlattı.
Kamp sakini yaşlı Alaa el-Abuşi, "tüm şiddet ve vahşete rağmen topraklarından ayrılmayacaklarının" altını çizerek İsrail ordusunun amacının "barbarca saldırarak insanları buradan göç ettirmek olduğunu ancak bunu başaramayacaklarını" ifade etti.
İsrail ordusunun yıktığı yakındaki bir büfeye işaret eden Abuşi, insanların buradan "hayatını kazandığını" dile getirerek, "Bu yıkılanlar da mı silahlıydı?" sorusunu yöneltti.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne saldırı başlattığı 7 Ekim 2023'ten bu yana, işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de Filistinlilere yönelik gözaltı, baskın ve saldırılarda artış yaşanıyor.
İsrail 28 Ağustos'ta işgal altındaki Batı Şeria'nın kuzeyinde Cenin, Tulkerim ve Tubas kentlerindeki mülteci kamplarına "II. İntifada"nın yaşandığı 2002'den itibaren en yoğun ve kapsamlı "Yaz Kampları" adlı saldırısını başlattığını duyurmuştu.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs'te de 7 Ekim 2023'ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasbeden İsraillilerin saldırılarında en az 670 Filistinli hayatını kaybetti.