Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 21. İmam Hatipliler Kurultayı'nda konuştu.
Erdoğan, Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen ÖNDER 21. İmam Hatipliler Kurultayı'ndaki konuşmasına katılımcıları selamlayarak başladı.
Ülkenin dört bir yanındaki imam hatiplilere de selam ve sevgilerini gönderen Erdoğan, "Bir imam hatip mezunu olarak 21. İmam Hatipliler Kurultayı vesilesiyle imam hatip nesliyle tekrar bir araya gelmenin bahtiyarlığı içindeyim. Dostluğun, dayanışmanın hakim olduğu muazzam bir atmosferde sizlerle beraber olmanın heyecanını yaşıyorum. Gönüllerimizi buluşturan Rabb'ime sonsuz hamdediyorum." diye konuştu.
Önder İmam Hatipliler Derneğine, yöneticilerine ve ÖNDER mensuplarına kurultayı tertip ettikleri için şükranlarını sunduğunu belirten Erdoğan, ülkenin 81 ilinden kurultaya katılanları da yürekten selamladığını dile getirdi.
Erdoğan, bu buluşma vesilesiyle imam hatiplerin kuruluşunda emeği geçen başta merhum Tevfik İleri olmak üzere ahirete irtihal eden büyükleri, hocaları ve imam hatip mensuplarını rahmetle yad ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"İmam hatip davasının çilesini omuzlamış nice isimsiz kahraman var. Bu büyük çınarın bugünlere gelmesinde emeği, fedakarlığı olan nice vakıf erbabımız var. Canıyla, malıyla ve ruhuyla kendisini bu davaya adayan öğretmenlerimiz var. Bir gencin elinden daha tutmak, bir gencimize daha ulaşmak için ter döken nice gönül insanımız var. Türkiye'den ve dünyadan imam hatiplerin kurulması, yaşaması için varını yoğunu seferber etmiş nice hayırseverimiz var. Rabb'im o güzel insanların hepsinden razı olsun. Vefat edenlerin mekanı inşallah cennet olsun."
"HER ALANDA ÜLKEMİZE İLKLERİ YAŞATTIK"
Başkan Erdoğan, son 22 yılda genel başkan, milletvekili, başbakan ve Türkiye Cumhurbaşkanı olarak milletin verdiği yetki ve sorumlulukla, yol arkadaşlarıyla Türkiye'ye hizmet ettiklerini ve aziz millete hizmetkar olmanın gurur ve şerefini taşıdıklarını kaydetti.
Ülke için 22 yılda çok eserler vücuda getirdiklerini, çok hizmetler ürettiklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yollar, köprüler, hastaneler, konutlar, şehirler, okullar inşa ettik. Ekonomide, savunmada, ticarette ülkemizi katbekat büyüttük. Her alanda ülkemize ilkleri yaşattık. Kırılmaz denilen rekorları hamdolsun kırdık. Eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, tarımda, ticarette, iç güvenlikte, dış güvenlikte aklınıza gelebilecek her alanda Türkiye'yi ilklerle tanıştırdık. Türkiye'yi dünyanın ve bölgesinin parlayan yıldızı haline getirdik. Gücünü, itibarını artırdık. Şunu burada açık yüreklilikle söylemek isterim. Tabii ki bunların tamamı önemlidir, kıymetlidir. Bizim için şeref payesidir. Bunların hiçbiri bizim mücadelemizin asıl gayesi değildir. Şahsen benim için geçmişten bugüne gelen bugünden son nefesime kadar üzerinde taşıyacağım, hatta Rabb'imin huzurunda bile inşallah bana şahitlik edecek bir makamım bir rütbem bir sıfatım var. O da imam hatipli olmaktır."
"Bana 'Ömrün boyunca yaptığın tek bir şeyi, ortaya koyduğun tek bir eseri söyle.' deseler, tereddüt etmeden vereceğim cevap gayet açıktır; imam hatip okullarının önündeki engelleri kaldırmaktır, imam hatiplerin sayısını artırmaktır, imam hatiplerin eğitim kalitesini artırmaktır." diyen Erdoğan, her şeyin, büyün rütbelerin, makamların ve sıfatların gelip geçici olduğunu ancak toprağa atılan tohumun gür bir çınara dönüşüp yüzyıllar boyuna gölgesinde medeniyetler inşa edileceğini söyledi.
Erdoğan, "Rahmetli büyüklerimiz işte bu tohumu toprağa attılar. Bedel ödeme pahasına bu tohumları samimiyetle toprağa serptiler. Biz de yeni tohumlar attık, o tohumları Türkiye'nin dört bir yanına ulaştırdık. Var olanlara gözümüz gibi baktık, onları koruduk, kolladık, fidana, ağaca dönüşmelerini sağladık." dedi.
İmam hatipleri kuranların sadece 3-5 kişi olduğunu, kendilerinin ise bir avuç olduklarını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Şimdi görüyorum ki sel olduk, çağlayan olduk, deniz olduk, hatta okyanus olduk. Şununla iftihar ediyorum; hani istiklal şairimiz Mehmet Akif diyor ya 'Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli/Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Evet, sevgili imam hatipli kardeşim, sen varsın, sen işte buradasın, sen iftiharla ayaktasın, sen eskisinden daha çoksun, eskisinden daha güçlüsün. Şunu unutma; sen varsan şehadetleri dinin temeli olan ezan yurdumun üstünde ebedi inleyecek, ebedi okunacak. Sen varsan Allahuekber nidaları semalarımızdan hiçbir zaman eksilmeyecek. Sen varsan rengini şehitlerimizin kanından alan bayrağımız nazlı nazlı dalgalanmaya devam edecek. Sen varsan bu millet, mazlumların umut kaynağı olmaya devam edecek."
Başkan Erdoğan, imam hatipliler olarak en başta bunu başardıklarını, İstiklal Marşı'nın o muhteşem ruhunu yaşattıklarını, İstiklal Marşı'nı kendilerine adeta bir Kur'an tefsiri yaptıklarını ve onun kılavuzluğuyla bu yolda azimle yürüdüklerini kaydetti.
Erdoğan, "Korkmadık, ay yıldızlı al bayrağımızın şafaklarımızda hürriyetle, iftiharla, itibarla dalgalanması için mücadele ettik. Hakka tapan milletin istiklali için çok çalıştık. Yurdumuzu alçakları uğratmamak için göğsümüzü siper ettik." diye konuştu.
Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşındaki "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli" dizesini anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Ayasofya'yı zincirlerinden biz bu imanla kurtardık. 86 yıllık mahzunluğun ardından Fatih'in emanetine sahip çıktık. O ulu mabedini mümin yüreklerle yeniden biz buluşturduk. Ayasofya'nın, İstanbul'un, Türkiye'nin ve tüm İslam aleminin kalbindeki sızıyı hamdolsun biz dindirdik. Ve şunu bütün zerrelerimizle söyledik; 'Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet/Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal.' Bizim dün yolumuz buydu, bugün yolumuz budur. Allah ömür verdikçe yarın da istikametimiz işte bu olacaktır."
"MİNARELER EZANSIZ KALMASIN DİYE VARIZ"
Başkan Erdoğan, bu ülkenin her bir vatandaşının kendileri için değerli olduğunu, bu ülkedeki her insanın kendileri için göz bebeği olduğunu, okullar arasında ayrım yapmadıklarını ve bu ülkenin her bir okulunun da kendileri için çok mühim olduğunu dile getirdi.
İmam hatiplerin bir ihtiyaç neticesinde ortaya çıktığını ve varlık sebeplerini hakkıyla ifa etmiş eğitim yuvaları olduğunu kaydeden Erdoğan, imam hatiplerin her safhası mücadelelerle dolu bir asırlık mazisiyle direnişin ve dirilişin sembolü olduğunu vurguladı.
Erdoğan, Arif Nihat Asya'nın şirini özellikle hatırlatmak istediğini belirterek, Dua şiirinden "Biz kısık sesleriz, minareleri sen ezansız bırakma Allah'ım/Cihat meydanını pehlivansız bırakma Allah'ım/Kahraman bekleyen yığınlarını kahramansız bırakma Allah'ım/Yarının yollarında yılları da ramazansız bırakma Allah'ım/Bizi sen sevgisiz, susuz, havasız ve vatansız bırakma Allah'ım/Müslümanlıkla yoğrulan yurdu, Müslüman'sız bırakma Allah'ım." dizelerini okudu, programa katılanlar da "Amin" diye karşılık verdi.
İmam hatipliler olarak bunun için var olduklarını söyleyen Erdoğan, "Minareler ezansız kalmasın diye varız. Cihat meydanı pehlivansız kalmasın diye varız. Kahraman ordumuz kahramansız kalmasın diye varız. Bir vatanımız var, bir vatanımız hep var olsun diye varız: Müslümanlıkla yoğrulan yurdumuz, Müslümansız kalmasın diye varız. En başından itibaren mücadelemiz bunun içindir." dedi.
"İMAM HATİP MÜCADELESİ BİR VATAN SAVUNMASIDIR"
Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şunu asla unutmayın sevgili gençler. Eğer bu topraklardan Müslümanlığı, eğer bu topraklardan ezanı, minareyi, camiyi, Kur'an'ı çekip alırsanız, inanın geriye hiç ama hiçbir şey kalmaz. Geride millette kalmaz, memlekette kalmaz. Bu topraklar 2 asırdır saldırı altında ama şuna dikkat edin, en çok da imanımıza saldırıyorlar. En çok da inanç değerlerimize saldırıyorlar. En çok da ilim, irfan yuvalarımıza saldırıyorlar. Şunu çok iyi biliyorlar; ezan yoksa, cami yoksa, Kur'an yoksa, iman yoksa, vatan yoktur, millet yoktur, Türkiye yoktur. İmam hatip mücadelesi bir vatan savunmasıdır. İmam hatip mücadelesi bir iman mücadelesidir. İmam hatip mücadelesi bir varlık yokluk mücadelesidir.
Hatırlayın, 100 yıl önce toplarıyla, tüfekleriyle, tanklarıyla, uçaklarıyla geldiler ama bu aziz toprakları işgal edemediler. Milletin iman dolu göğsünü, serhaddini aşamadılar. Bu milleti imanından koparmadan işgal edemeyeceklerini anladılar. Bu milleti ruh köküyle bağını kesmeden asla esir alamayacaklarını anladılar. Onun için içeriden ve dışarıdan iman kalemizi kuşatmaya çalışıyorlar. Hainlikle, ajanlarıyla, paralı askerleriyle her türlü yalanla, iftira ile, kışkırtmayla, aileye, ahlaka, geleneklerimize yönelik ellerindeki her türlü aparatla özellikle imanımızı hedef alıyorlar. Dün topraklarımızı nasıl işgal edemediyseler bugün de Allah'ın inayetiyle iman kalemizi kuşatamayacaklar."
İmam hatiplilerin vatan ve iman savunmasında yine en ön safta yerlerini alacaklarını belirten Erdoğan, "Sevgili gençler medya ve sosyal medya... İşte bu kötü emeli olan, işte bu imanımıza ve vatanımıza kasteden ellerde birer silaha, birer işgal silahına dönüşmüştür. Gençliğin ahlakı, gençliğin imanı, aile kurumu, dolayısıyla vatanımız çok açık, çok tehlikeli bir saldırının altındadır. Masum gibi görünen, sanki eğlenceymiş gibi görünen bütün o içerikler sinsi bir ur gibi milletimizin ve gençlerimizin imanını hedef almaktadır. İşte bu işgal saldırısını da püskürtecek, bununla baş edecek, imanını ve vatanını yine en önde savunacak olanlar sizler olacaksınız." diye konuştu.
Erdoğan, Gazze'de 11 yıldır insanlık dışı bir soykırımın devam ettiğini, Filistin topraklarının 1918'de Osmanlı Devleti oradan çekildiği günden bugüne Siyonistler tarafından karış karış işgal edildiğini kaydetti.
Filistinlileri Ramallah ve Gazze'de daracık toprak parçalarına sıkıştırıldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Şimdi İsrail hem Batı Şeria'da hem Gazze'de soykırım yaparak oraları da işgal etmeyi hedefliyor. Dün gencecik bir evladımızı Ayşenur Ezgi Eygi'yi alçakça katlettiler. Bugüne kadar 17 bini çocuk, 40 bin masum sivili öldürdüler. Çocuk, kadın, genç, yaşlı demeden barbarca saldırıyorlar, kan döküyorlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Gazze'de bir İsrail-Filistin savaşı değil, yayılmacı Siyonizm ile vatanlarını koruyan Müslümanların mücadelesinin var olduğunu vurgulayarak, "Gerek ülkemiz içinde gerek İslam ülkelerinin bazıları bu meseleyi kendisinden uzak bir mesele olarak görüyor ve fena halde yanılıyor. Daha önce de söyledim. İsrail Gazze'de durmayacak. İsrail eğer bu şekilde devam ederse Ramallah'ı da işgal ettikten sonra gözünü başka yerlere dikecek. Sıra bölgedeki diğer ülkelere gelir. Lübnan'a, Suriye'ye gelir. Dicle ve Fırat arasındaki vatan topraklarımıza göz koyacaklar. Önünde poz verdikleri her haritayla bunu açık açık söylüyorlar. Sadece Gazze'yi işgalle yetinmeyeceklerini şimdiden ilan ediyorlar. Biz işte onun için 'Hamas Müslümanlar adına direniyor.' diyoruz. Biz onun için 'Hamas sadece Gazze'yi değil, İslam topraklarını, Türkiye'yi savunuyor' diyoruz." dedi.
"TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKADA MANEVRA ALANINI GENİŞLETEREK HER TÜRLÜ ADIMI BUNDAN SONRA DA KARARLILIKLA ATACAĞIZ"
"İsrail'in devlet terörünün karşısında durmak bizim için İslami bir vazifedir, imani bir vazifedir, vatani bir meseledir, tabi ki milli bir meseledir." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Böyle kritik bir dönemde İslam ülkeleri bir an önce uyanmalı tehlikenin farkına varmalı ve işbirliğini daha da arttırmalıdır. Mısır'la, Suriye'yle attığımız yeni adımlar, büyüyen yayılmacılık tehdidine karşı bir dayanışma hattı oluşturmaya yöneliktir. Bütün İslam ülkeleri de nerede duracağı belirsiz İsrail işgaline karşı ortak tavır takılmalıdır. Biz en başından itibaren bu çağrıyı yapıyoruz. 'İsrail şımarıklığını, İsrail haydutluğunu, İsrail'in devlet terörünü durduracak yegane adım İslam ülkelerinin ittifakıdır.' diyoruz. Şunun bilmesini isterim: Mısır'la başlattığımız yeni süreç Gazze'nin Filistin'in hayrına olacaktır. Diğer komşu ülkelerde yürüttüğümüz temaslar bölgemizin faydasına olacaktır. İçimizdeki bedhahların ne dediği bakmadan, bölgemizdeki dostlarımızın sayısını arttırmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin dış politikada manevra alanını genişleterek her türlü adımı bundan sonra da kararlılıkla atacağız."
Önceki hafta 26 Ağustos'ta Sultan Alparslan ve ordusunun muhteşem zaferi olan Malazgirt Zaferi'nin 953'üncü yıl dönümünü gururla idrak ettiklerini belirten Erdoğan, geçen hafta Malazgirt'le başlayan Anadolu'daki zaferlerin sonu olan 30 Ağustos zaferini yine coşkuyla kutladıklarını anlattı.
Erdoğan, "Burada şu hususun altını çizmek isterim: Türk askerini, Türk ordusunu tarihte muhteşem zaferlere götüren hiç kuşkusuz göğsündeki imanıdır. Alparslan ve ordusu Malazgirt'te zaferi iman ile kazandılar. Mohaç'ta, Kosova'da, İstanbul'un surları önünde, Mercidabık'ta, İnebahtı'nda, Çanakkale'de, Sakarya'da ve daha nicesinde ordumuz imanıyla zafer kazandı. Türk Silahlı Kuvvetleri demek peygamber ocağı demektir. Türk Silahlı Kuvvetlerinin göğsünden imanı alırsanız geriye bir şey kalmaz. Bunun acı örneklerini yakın geçmişte gördük." diye konuştu.
"15 TEMMUZ'DA BİZ BU HAİNLERİ TEMİZLEDİK"
"Başörtüsüyle, kılık kıyafetle, imam hatiplerle, ilim irfan yuvalarıyla uğraşan bir ordunun kabiliyetlerini nasıl yitirdiğine, dışarıdan çok içeriyle uğraşarak milletin nazarında nasıl yanlış yere oturduğuna hep birlikte yakın zamanlarda şahitlik ettik." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Milletimizin göz bebeği kahraman ordumuz maalesef hiç hak etmediği sıfatlarla anılır oldu. Yanlış ellerde ordumuz yıpratıldı, örselendi, güven kaybına uğradı. Sokaklarınızda sarıklı, sakallı insanların kovalandığı, subayların başörtülü annelerinin kışlaya alınmadığı vesayetçi dönemlerde FETÖ'cü vatan hainlerini ordumuzun kılcallar��na kadar yerleştirdiler. 15 Temmuz'da biz bu hainleri temizledik. Ordumuzu ölümcül bir urdan kurtardık ve şimdi ordumuz hamdolsun aslına özüne dönüyor. Malazgirt'teki ruh, Çanakkale'deki ruh, İstiklal Harbi'mizdeki ruh ordumuza yeniden kök salıyor, yeniden vücut buluyor. FETÖ'cü hainlerden ve vesayet artıklarından temizlendikçe ordumuz terör örgütleriyle mücadele ve vatan savunmasında destanlar yazıyor."