Köroğlu Dağları'nın zirvesinde yer alan merkezdeki bir otelde henüz belirlenemeyen nedenle çıkan yangını söndürmek için Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara'dan sevk edilen çok sayıda ekip alevlere müdahale etti.
Söndürme çalışmalarına itfaiye, sağlık, AFAD, UMKE, jandarma komanda ve orman bölge müdürlüklerine bağlı ekip ve araçlar katıldı.
İtfaiye erlerinin merdivenli sepetli araçlarla ulaştığı 12 katlı oteldeki çalışmalar üst katlarda yoğunlaştı.
Bazı tatilcilerin yangın esnasında kaçmak için çarşafları birbirine bağlayarak camlardan sarkıttığı görüldü.
66 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Bakan Yerlikaya, düzenlediği basın toplantısında yangında hayatını kaybedenlerin sayısının 66'ya, yaralı sayısının 51'e yükseldiğini bildirdi.
YANGINLA İLGİLİ DÖRT BAŞMÜFETTİŞ GÖREVLENDİRİLDİ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki bir otelde meydana gelen yangında hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı, yaralanan vatandaşlara şifalar diledi.
Işıkhan, "Yaşanan elim olayı araştırmak üzere 4 başmüfettiş görevlendirilmiştir. Müfettişlerimiz gerekli incelemeleri yapacaktır. Bakanlık olarak süreci yakından takip ediyoruz." ifadesini kullandı.
BAKAN TUNÇ: SORUŞTURMA TİTİZLİKLE SÜRDÜRÜLÜYOR
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, şunları kaydetti:
"Bolu Kartalkaya'daki bir otelde çıkan yangın hepimizi derinden üzmüştür. Yangınla ilgili Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından adli soruşturma başlatılmış olup, 6 Cumhuriyet savcısı görevlendirilmiştir. Ayrıca 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmuştur. Soruşturma titizlikle sürdürülmektedir. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum."
YANGINDAN SAĞ KURTULAN ŞENTÜRK:YANGIN ALARMI OLSAYDI DAHA HIZLI HAREKETE GEÇEBİLİRDİK
Yangından sağ kurtulan Eylem Şentürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yangını ilk etapta fark etmediğini, çatıdan kar düştüğünü zannettiğini söyledi.
Yangın sesinin giderek şiddetlendiğini ve koridorlardan "yardım edin" seslerinin yükseldiğini anlatan Şentürk, "O zamana kadar herhangi bir duman görmedik, bir koku almadık. Yangın olduğu hiç aklıma gelmedi." dedi.
Şentürk, odanın kapısını açtıklarında koridorun tamamen dumanla kaplandığını gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hızlı bir şekilde hazırlanarak aşağıya inmeye çalıştık. Duman nefes almamızı engelleyecek yoğunluktaydı. Kızımla ezbere merdivenlerle dolanarak kapıya koştuk. Eşim, bizden hemen sonra çıkmasına rağmen duman yoğunluğu nedeniyle aşağıya inememiş. Pencereden alttaki sundurmaya atlayıp o kattakilerle birlikte beklemişler. Daha sonra arabanın üzerine atlayarak kurtulmuşlar."
Yangın sırasında binanın durumunun çok kötü olduğunu söyleyen Şentürk, "İnsanlar pencerede kurtulmayı bekledi. Yangın alarmı biz dışarı çıkıncaya kadar hiç çalmadı. Eşim yangın merdivenini bulamadığı için sundurmadan aşağıya atlamak zorunda kaldı. Kurtulduğumuz için çok şanslıyız." ifadelerini kullandı.
Şentürk, yaşanan süreçte ihmaller zincirinin bulunduğuna dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:
"Yangının üst katlarda çıkmadığını söyleyebilirim. Çünkü duman aşağıda yoğundu. Bizim sonradan duyduğumuz yangının restoranda çıktığı yönündeydi. O otele ilk kez gitmiyorum. Yangın merdiveni hiç dikkatimi çekmedi. Yangın alarmı olsaydı daha hızlı harekete geçebilirdik. Göz göre göre bir felaket yaşandı. Yangın alarmının ve yangın merdiveninin olmayışı insanları orada mahsur bıraktı. Bu kadar can kaybının fazla olması, yangın alarmının olmamasıdır. Eğer yangın alarmı olsaydı daha erken harekete geçilebilirdi. Biz çıkıncaya kadar yangın alarmı çalmadı."