'Yenidoğan çetesi' komisyonunda görevli doktor soruşturma sürecini anlattı
"Yenidoğan çetesi"ne ilişkin İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünde kurulan komisyonda görevli doktor Malik Türkay Esin, Kemal Bey'e bu işin emniyet ayağını da dahil edip telefon dinlemesiyle, kişi takibiyle, yer tespitiyle büyük bir operasyona dönüşmesi gerektiğini söylediğimizde, "Tamam, nereye kadar giderse gitsin, arkanızdayız" yanıtını verdi
- Gündem
- AA
- Giriş Tarihi: 20 Ekim 2024 15:27
İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden olan ve haksız kazanç elde eden çetenin faaliyetlerinin ortaya çıkarılmasına ilişkin süreci, o dönem İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü Özel Sağlık Kuruluşları Denetim Biriminde uzman olarak görev yapan, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekim Yardımcısı doktor Malik Türkay Esin anlattı.
Esin, konuyla ilgili ilk olarak Mart 2023'te Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) üzerinden gelen bir şikayet üzerine İl Sağlık Müdürlüğü bünyesinde soruşturma başlatıldığını söyledi.
Özel sağlık kuruluşlarının her yıl düzenli olarak çeşitli vesilelerle denetlendiğini, 2023'te de ocak ayından itibaren denetimlerin yapıldığını dile getiren Esin, "Bu denetimler sırasında yoğun bakımlarda birtakım eksiklikler gördüğümüzde örneğin 'A hastasının ilacı düzgün yazılmamış, ötekinin kaydı tutulmamış, berikiyle ilgili bir şey olmuş.' denildiğinde bunlara normal cezai işlemleri uyguladık. Ama aklımızda böyle kişilerin ölüm sebebi olacak, böyle bir organize yapı olacağı düşüncesi olmadığı için hep adli yönden, Sağlık Bakanlığı ile ilgili yasalar çerçevesinde bunlara yasal işlemler uyguladık. Ama kafamızın bir yerinde de bu hatanın, aksaklığın bu kadar sık olmayacağı, bunun araştırılması gerektiği düşüncesi vardı ve araştırıyorduk zaten. Ancak mart ayında gelen şikayet kafamızda bazı şeylerin şekillenmesine sebep oldu. O dönemde bir de bu gözle bakarak, 'Evet, bu organize olabilir, o zaman isimleri araştıralım, bu aksaklık hep aynı isimlerde karşımıza çıkıyor.' düşüncesi oluştu. 'Evet, bu organize, bilinçli yapılan bir şey, böyle masum hata, eksik vesaire değil, bu organize bir işlem.' diye şekillendi." ifadesini kullandı.
Durumu, o dönemin İl Sağlık Müdürü, şimdiki Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'na aktardıklarını anlatan Esin, "O dönemde denetim bölümünden sorumlu uzman olduğum için şimdiki Sağlık Bakanı'mız Sayın Kemal Memişoğlu'na çıktık ve dedik ki 'Efendim, böyle bir durum, şikayet vardı teyidi alınan. Bizim gördüğümüz tablo da bu işi doğruluyor. Bunun daha büyük bir çapı var. Uzmanlık gerektiren bir dal. Bununla ilgili komisyon kuralım. Komisyonda yenidoğan yoğun bakım da olsun.' Kemal Hoca, 'Sonuna kadar gidin.' dedi." diye konuştu.
"KEMAL HOCA, 'TAMAM, NEREYE KADAR GİDERSE GİTSİN, ARKANIZDAYIZ' DEDİ"
Talimat üzerine bir komisyon kurulduğunu ve yapılan denetimlerde tablonun net olarak görüldüğünü anlatan Esin, Kemal Memişoğlu'nun desteğiyle sürecin ilerlediğini söyledi.
Esin, şöyle devam etti:
"Komisyon çalışmaları devam ederken orada bulduğumuz eksikler ve sıkıntılarla ilgili yasal işlemleri zaten başlattık ama bunun bir de adli yönü var. Örneğin bu organizasyonu gidip bir kurumu denetleyerek bulamazsınız. Bunun mesai sonrası görüşmeleri, kişilerin özel telefonlarının dinlenilmesi vesaire işlemler olacağı düşüncesiyle tekrar Kemal Bey'e çıktık, o zamanki İl Sağlık Müdürümüzdü. Dedik ki 'Bizim yaptığımız denetimler bunlara sadece maddi cezalar getirir ama bu iş organize gözüküyor. Daha büyük ve sıkıntılı. Uygun görürseniz, bu işin emniyet ayağını da dahil edip, telefon dinlemesiyle, kişi takibiyle, yer tespitiyle büyük bir operasyona dönüşmesi gerekiyor.' Kemal Hoca, 'Tamam, nereye kadar giderse gitsin, arkanızdayız.' yanıtını verdi."
Durumun emniyete bildirilmesiyle özel bir ekibin kurulduğunu belirten Esin, zaman zaman yapılan dinlemeler neticesinde uzmanlık gerektiren konularda danışmanlık hizmeti verdiklerini söyledi.
Esin, durumun hassasiyeti nedeniyle duyulmaması için küçük bir ekiple çalıştıklarını belirterek, şunları ifade etti:
"Hatta bu arada şöyle bir işlemimiz de oldu. Örneğin emniyet bize şu bilgiyi geçiyordu; 'Hocam bir hastanede şöyle bir sıkıntı var. Çocuğun zarar göreceği, gerekli ilacı vermedikleri konuşuluyor.' denildiğinde, bize müdahil olmamız söyleniyordu. Biz aynı hastaneye sanki rutin bir şikayet varmış ya da rutin bir denetimmiş gibi ekibimizle gece ya da hafta sonu giderek, 'Rutin denetim yapıyoruz, bu bebeğin ilacı nerede? Bu bebeğin değerleri doğru değil, yasal işlem.' şeklinde müdahil oluyorduk ama gittiğimiz yoğun bakımlarda hiçbir zaman bu işin emniyet tarafından takip edildiğini ya da telefonda konuşmaları duyduğumuz konuyu gündeme getirmiyorduk. Sanki ailenin ya da müdürlüğün rutin şikayeti gibi işlemlerle en azından çocuğun zarar görmesini engelleyip, daha sonra emniyetin işini takip etmesini kolaylaştırma yoluna gittik."
"KEMAL BEY'İN 'SONUNA KADAR GİDİN' LAFI ÇALIŞMAMIZI KOLAYLAŞTIRDI"
Esin, sürekli özel hastanelere denetime gittiklerini, ancak denetimlerde üst amirin tutum ve tavrının önemli olduğunu dile getirdi.
"Yenidoğan çetesi" soruşturmasında dönemin İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu'nun yaklaşımına vurgu yapan Esin, "Kemal Bey, 'Ben emniyet kısmında önünüze çıkacak engeli kaldıracağım, gece araba, izin, onay ne gerekiyorsa sabaha kadar olsa arayın, evrak getirin imzalayacağım.' demese bu şekilde gidemezdik. Ya da bu iş bir yerden duyulur ve gerekli önlemi alırlardı. Çünkü karşıdaki grup böyle küçük, basit, bir hemşirenin, doktorun, sağlık memurunun tek başına yapacağı bir şey değil. Organize bir yapı olduğu için işin en kritik yanı arkanızda size destek olan iradedir. O önünüzü açıyorsa gitmesi daha kolaydır. O yüzden Kemal Bey'in orada 'Sonuna kadar gidin.' lafı çalışmamızı kolaylaştırdı." ifadesini kullandı.