Gazze Kasabı’na yakalama kararı
- Gündem
- Bülent Erandaç
- Giriş Tarihi: 22 Kasım 2024
Allah, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın ve Müslümanların dualarını kabul etti. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), soykırımcı, katil, kana susamış İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze'de savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama kararı çıkardı. UCM'nin kararı katil Netanyahu'yu bağrına basan, gönderdikleri silahlarla 50 bin Filistinlinin şehit olmasına sebep olan ABD Başkanı Joe Biden, Evanjelist Siyonistlere ve Avrupa devletlerine de tarihi bir tokattır. Çok anlamlı bir atasözümüz var: "ALMA MAZLUMUN AHINI
ÇIKAR AHESTE AHESTE." Anlamı şudur: Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin.
TARİHİ KONUŞMA
Katil Netanyahu ve onun arkasındaki ABD Başkanı Biden, yaptıkları kötülüklerin cezasını ömür boyu çekeceklerdir. Zaten Biden çekmeye başlamıştı. Hastalık yaşıyordu; başkan adaylığından çekilmek zorunda kalışı da Allah'ın ona dünyada bir cezasıydı. Çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 50 bin Filistinliyi katleden, Müslümanların kanını akıtan Siyonist Katil Netanyahu'nun tutuklanması için Cumhurbaşkanımız Erdoğan büyük mücadele veriyordu. "KİM DURDURACAK BU SİYONİST KASABI" sözleriyle insanlık duruşunu gösteriyordu. Erdoğan'ın tarihi konuşmasını hatırlayalım: "Gazze'de son asrın en büyük mezalimlerinden birini yapan Netanyahu, adını tarihe şimdiden 'Gazze Kasabı' olarak yazdırmıştır. Bu kara leke sadece Netanyahu'nun değil, ona koşulsuz destek veren herkesin alnına yapışmıştır. Bu utanç lekesi hiçbir zaman temizlenmeyecektir. Gazze'de işlenen insanlık ve savaş suçlarını da, bir ikisi hariç Batılı ülkelerin tepkisizliğini de asla unutmayacağız. İsrail yönetiminin insanlık vicdanı yanında uluslararası hukuk önünde de hesap vermesi için mevcut tüm yolları deneyeceğiz."
İSLAM DÜŞMANLIĞI
Gazze'deki binaların üçte ikisi yıkıldı, tahrip oldu ya da kullanılamaz hale geldi; sağlık ve eğitim altyapısı tamamen çöktü. Netanyahu, Gazze'de işlediği cinayetlerle antisemitizmi körükleyerek İsrail halkıyla birlikte tüm Yahudilerin güvenliğini tehlikeye atıyor. Dünyada antisemitizmle birlikte İslam düşmanlığı da yükseliyor. Batılı liderlerin Hamas bahanesiyle Filistinlileri şeytanlaştıran sorumsuz söylemlerinin bedelini ise bu ülkelerde yaşayan göçmenler ödüyor. Çoğu zaman "fanatik, akli dengesi bozuk veya aşırı sağcı" denilerek önemsizleştirilmeye çalışılan bu teröristlerle mücadelede Batılı devletlerin isteksiz davrandığını biliyoruz. Gazze krizinin başından beri sergiledikleri çifte standart, Müslümanlara yönelik nefret suçlarının cezasız kalmasında kanuni boşluklardan ziyade başka senaryoların devreye girdiğine işaret ediyor. Kur'anı Kerim'i yakan melunlara fikir özgürlüğü kılıfı altında gösterilen müsamahakar tavır kesinlikle iyi niyetli değildir. Anlaşılan geçmişte Musevilere ve Romanlara yapıldığı gibi bugün de bir "Müslüman sorunu" icat edilmeye çalışılmaktadır. Evet, Başkan Erdoğan, katil Netanyahu'nun tutuklanması için uluslararası mahkemeleri uyarıyordu.
BÜYÜK MÜCADELE
Türkiye adına dava açmak için geniş hacimli dosyalar hazırlamış, gerekli başvuruları öncelikle yapmıştı. Türkiye, davaların takipçisi olurken Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Eylül ayında katil Netanyahu'nun tutuklanmasını isteyen UCM Başsavcısı Khan'ı Ankara'da konuk etmiş; "TÜRKİYE, MİLYARLARCA MÜSLÜMAN ARKANIZDA" diyerek büyük destek verdiğini göstermişti. Erdoğan, İsrail'in işlediği suçların hesabını vermesi gerektiğini belirterek, soykırım suçlularının hak ettikleri cezaları almasının son derece önemli olduğunu ifade etmişti. Khan, Filistin'de soykırım yapan "Gazze Kasabı" Netanyahu'nun tutuklanması için başvuruda bulunmuştu. Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı, dört ay önce açılan davada Gazze Kasabı Netanyahu'nun tutuklanması gerektiğini söyleyince, başta "Ben Siyonistim" diyen ABD Başkanı Biden ve Yahudi Dışişleri Bakanı Blinken çılgına dönmüştü. ABD Başkanı Joe Biden, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Başsavcısı Kerim Khan'ın İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant'a ilişkin yakalama kararı başvurusunu "utanç verici" olarak nitelendirmiş ve utanmadan reddetmişti.
SOYKIRIM SUÇU
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de UCM Başsavcısı Khan'ın yakalama kararı başvurusunu temelden reddettiklerini iddia etmişti. UCM Başsavcısı Kham'ın soykırımcı Netenyahu hakkında dava açıldıktan sonra tutuklama kararı istemesine rağmen, ABD Başkanı Biden, ABD kongresinin Demokrat ve Cumhuriyetçi evanjelist-siyonist temsilcileri GAZZE KASABINI ABD KONGRESİNDE utanmadan konuşturdular. ABD'nin desteğine rağmen Gazze Kasabı hakkında UCM nihayet yakalama kararı çıkardı. Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yetki alanına giren suçlar; soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ve saldırı suçlarıdır. Statü'nün 6. maddesinde düzenlenen bu suç, Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü'nün 4. maddesinde de yer almaktadır. Türkiye'nin de taraf olduğu 1948 tarihli Soykırım Sözleşmesi'nden alınmıştır. Ulusal, dini veya etnik grubun üyelerinin öldürülmesi, zihinsel ya da bedensel ağır cezalar verilmesi, grup üyelerinin fiziksel yıkımına neden olacak zor koşullara kasıtlı olarak tabi tutulması gibi eylemler bu kapsama girer. Bu suçlar savaş veya barış döneminde, ulusal ya da uluslararası mücadele sırasında işlenebilir. Soykırımdan farkı, belirli bir gruba ya da topluluğa üye olma ön şartını içermemesidir. Bu suçlar arasında; adam öldürme, işkence, cinsel şiddet, toplu tehcir, ayrımcılık (apartheid), halkı zorla göçe zorlama gibi eylemler bulunur. Uluslararası çatışmalar sırasında, Lahey ve Cenevre düzenlemelerine aykırı olarak işlenen suçlar bu kapsamda değerlendirilir.
SONUÇ
Katil, Siyonist, Gazze Kasabı! İşlediğin suçların cezasını bu dünyada çekeceksin. Kanını akıttığın Müslümanların gözyaşları selinin önünde sürükleneceksin. UCM'nin tarihi kararı karşısında saygıyla eğiliyoruz.