'Yenidoğan Çetesi' davasında mahkemede Ceren Hemşire’den itiraflar yeni itiraflar
Yenidoğan Çetesi davasında yeni gelişmeler yaşandı. Tutuklu sanıkların savunmalarının tamamlanmasının ardından, tutuksuz sanıkların ifadeleri alındı. İlk savunmayı yapan hemşire Ceren Hatice Kırım, duruşmada dikkat çeken ifadeler kullandı. Bir telefon görüşmesinde "Bize çomak soktular" dediği ortaya çıkan Kırım, savunmasında, "Çok denetim gördüm, ama bu farklıydı!" dedi. İşte ifadelerden dikkat çeken kısımlar.
- Gündem
- Sabah
- Giriş Tarihi: 27 Kasım 2024 20:13
İstanbul'da, SGK'dan daha fazla para almak uğruna yeni doğan bebekleri önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ederek, ihmal sonucu en az 10 bebeğin ölümüne neden oldukları ve haksız kazanç sağladıkları iddiasıyla 22'si tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor. Bugün ilk olarak tutuksuz sanık hemşire Ceren Hatice Kırım savunma yaptı. 12 senedir yenidoğan hemşiresi olduğunu söyleyen sanık, "Olaylar medyaya yansıyınca işten çıkarıldım" dedi. Hastaların basamak belirlemeleri ilgili yaptığı konuşma sorulan sanık, "Bir yerden duymuşumdur. Benim görev alanımda değil" dedi.
"BİZE ÇOMAK SOKTULAR" SÖZLERİ SORULDU
Bir telefon konuşmasında yapılan denetimle ilgili, "Bize çomak soktular" dediği hatırlatılan sanığa ne demek istediği soruldu. Telefonda konuştuğu kişinin o dönemki erkek arkadaşı olduğunu söyleyen Ceren Hatice Kırım, "Kendisinin sağlıkla alakası yok. Hastanem zarar görecek diye bu tarz cümleler kurmuşum. Çok uzun zamandır yenidoğan hemşiresi olduğum için çok denetim gördüm. Bu kez yapılan denetim çok detay ve farklıydı" dedi.
"FIRAT SARI PARAYI BANA GÖNDERİYORDU!"
Sorumlu hemşire olduğu için Fırat Sarı'nın paraları kendisine gönderdiğini anlatan sanık, "Parayı bana gönderiyordu. Ben de dağıtıyordum. Hepsinin kaydı var ben de hepsini size sunacağım. Yüksek meblağları sunacağım. Gelen her paranın çıkışı da var. Maddi bir kazancım olmadı" dedi. Mahkeme başkanının sorusu üzerine kendi adına olan telefon numarasını Fırat Sarı'ya verdiğini anlatan Kırım, "Kendi adıma kayıtlı bir telefon numarası çıkartmıştım Fırat Sarı'ya verdim. Kullandı mı kullanmadı mı bilmiyorum. Daha sonra iptal ettirdim" dedi.
"SORGULAMADIN MI?"
Duruşma savcısı da bu ifadenin üzerine, "Fırat Sarı ile bir samimiyetin olmadığını söylüyorsun ama kendi adına telefon hattı çıkarıp neden veriyorsun? Hiç sorgulamadın mı?" diye sordu. Sanık ise, "Mecburiyetinden kaynaklı olduğunu söyledi ben de çıkardım verdim" dedi.
"ZOR OLDUĞU İÇİN EKSTRA PARA GELİYORDU"
Hemşire Ceren Hatice Kırım, "Zor olduğu için ekstra para geliyordu. Kaynağını sorgulamadım. Mesai ödemesi olarak alıyordum. Mesaim 17.00'de bitiyordu ben 22.00'de çıkıyordum bu emeğin bir ödemesi. Hastanede ödüyordu ama Medisence" diye konuştu.
"ÇOK TECRÜBELİ OLDUĞUM İÇİN"
Mahkeme Başkanı'nın 'Neden hastane değil de Medisense ödüyor?' sorusuna ise Ceren Hatice Kırım, "Medisense, ayrıyeten kıdem ücreti olarak veriyordu. Çok tecrübeli olduğum için" dedi.
"PARA KARŞILIĞI SEVK ETTİ"
Tutuksuz sanık doktor Şehmuz Çelik savunmasında, "Çocuk hastalıkları uzmanıyım. 38 yıllık hekimim. Türkiye'nin tüm bölgelerinde çalıştım. 2017 yılında emekli oldum. Emekli olduktan sonra çeşitli hastanelerde çalıştım. En son Birinci Hastanesinde çalıştım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Bazı kişilerin hakkımda yaptığı asılsız suçlamaları kabul etmiyorum. Hakan Doğukan Taşçı sorumsuz davrandı. Ben aradığımda işim var başka hemşire ile vizite yap diyordu. Hakan Doğukan Taşçı ve Hasan Basri Gök kendini benim gibi tanıtarak 112'den aldığı hastaları başka hastanelere para karşılığı sevk etti" diye konuştu.
"HEMŞİRE MESAİ SAATİNDE GELMEDİ"
Şehmuz Çelik, "Fırat Sarı'nın getirdiği Hakan Doğukan Taşçı emirlerimi dinlemeyip hastaların takiplerini aksatmıştı. Hakan Doğukan Taşçı 08.00'de mesaide olması gerekirken Çorlu'da olduğu bellidir. Ben istemediği söylememe rağmen Fırat Sarı görevine devam etmesine izin verdi. Ben hiçbir çıkar sağlamadım" şeklinde konuştu.
"HASTADAN 5 BİN LİRA ALDILAR"
Şehmuz Çelik, "Hakan Doğukan Taşçı kendini benim gibi tanıtarak hastadan 5 bin lira aldı. Hayatımda hiç bir örgüte üye olmadım. Hakkımdaki örgüt suçlamasını kabul etmiyorum. Ben mesai saatlerine uyan bir hekimim. Her sabah yenidoğan yoğunbakıma gidip, vizitimi yaparım. Ben ne SGK'ya ne de başka bir kurumu dolandırmak için belge düzenlemedim" dedi.
"BUNLARDA VİCDAN YOKMUŞ MAALESEF"
Tutuksuz sanık doktor Şeyhmus Çelik, "Güney Hastanesi, başka bir doktorla anlaştıklarını söyleyerek istifa etmemi istediler. İstifamı verdim. Kaya bebek ertesi gün ex oldu. Bebek zaten 500 gram kötü bir bebekti. Kaya bebeğin ne gelişini, ne takibini ne de ex oluşunu bilmem" dedi. Serdarova bebeğin, mesai saati dışında Gıyasettin Mert Özdemir tarafından getirildiğini söyleyen Çelik, "Hastanede çocuk kardiyolojisi olmadığını bilmedikleri halde hastaneye getirmişler. Çocuğun sigortası yoktu. Ailenin parası da yok. Ameliyat edilecek ama para yok. Ama duyuyoruz ki Hasan Basri Gök ve Doğukan Taşçı aileden para almış. Bunlarda vicdan yokmuş maalesef. Ailenin parası olmadığı için ameliyat için 112'ye verdik. Ancak hiçbir yerden dönüş gelmedi. Aile de alıp götüremiyor. Zaten çocuğun sürekli damardan ilaç alması gerekecek. Bu ilacı vermekle sorumlu olanlar hemşirelerdir. Bu hemşirelere soralım bu ilacı kim kesti neden kesti" diye konuştu.