Uyum içinde çalışan bir ekip firmaya değer katar
Personel arasındaki işbirliğini ortaya çıkarmak için görev tanımları ve hedefler net olarak aktarılmalı. Belirsizlikler ve yanlış anlaşılmalar işyerinde gerilime ve huzursuzluğa yol açabiliyor
- İnsan Kaynakları
- Giriş Tarihi: 10 Ekim 2009 16:34
İşyerlerinde sıkça rastlanan çalışanlar arasındaki gerginliği önlemek, sağlıklı iletişim, barış ve huzurlu bir çalışma ortamı sağlamak için tüm çalışanların görev tanımlarının ve çalışmaları ile ilgili hedeflerin net olarak belirlenmiş olması gerektiğine dikkat çeken Ersoy; "Birçok kurumda çalışanlardan beklenenler, hiyerarşik yapılanma, kurumiçi iletişim, çalışanların birbirlerine ve yönetime karşı sorumlulukları iyi tanımlanmamış olduğu için yaşanan belirsizlikler, yanlış anlaşılmalar işyerinde gerilimlere ve huzursuzluklara yol açar.
Bu durumu ortadan kaldırmak için işyerlerinde kurumiçi iletişim kanalları geliştirilmeli, etkili ve yapıcı bir iletişim kurulabilmesine olanak sağlanmalı, çalışanların istek ve düşüncelerini paylaşabilmelerinin önü açılmalıdır" dedi ve ekledi: "Bunlarla birlikte çalışanların başarıları takdir edilerek motive edilmeleri de huzurlu bir çalışma ortamı oluşturulmasına katkı sağlar."
İletişim becerileri
Kurumların başarısının çok büyük ölçüde çalışanlara bağlı olduğunu anlatan Ersoy; bu nedenle çalışanların kurum hedeflerini benimsemelerine, kurum kültürünü kazanmalarına ve etkili iletişim becerilerine sahip olabilmelerine katkı sağlamak üzere eğitilmelerinin önemli olduğunu söyledi.
İşyerlerinde yöneticilere düşen görevlerden de bahseden Ersoy, yöneticilerin kurumun hedefleri ve politikaları konusunda bilgili olmalarının önemi üzerinde durdu ve şöyle konuştu: "Yöneticiler çalışanların geribildirimlerine önem vermeli ve bu geribildirimleri etkin bir biçimde kullanabilme becerisine sahip olmalı. Ülkemizde de, dünyada da otoriter yönetim anlayışından giderek uzaklaşılıyor. Çalışanların memnuniyet düzeyi önem kazanıyor.
Başarılı bir yönetici çalışanların tatmin düzeyinin yükselmesini sağlayacak düzenlemeleri yapabilmelidir. Çatışma söz konusu olduğunda durumun iyi analiz edilmesi, çatışmayı hazırlayan faktörlerin tespit edilmesi ve var olan koşulların kurumun yararına olacak şekilde yönetilmesi gerekmektedir."
Kurum felsefesi
İnsan kaynakları yönetimi eğitimi verdiğini de anlatan Ersoy eğitimlerde çalışanların kapasitelerinden gereği gibi yararlanmak ve onların örgüte - işyerine - organizasyona olan etkili katkılarını artırmak, emek verimliliğini ve işgücü performansını, motivasyon ve teşvik programları sayesinde artırmak, çalışma hayatının kalitesini artırarak çalışmayı cazip hale getirmek, örgüt verimliliğini, örgüt ve ekip çalışmasını ve toplam kaliteyi özendirecek çalışmalar yapmak ve uygun örgüt kültürünün temellerini atmak gibi konulara değinildiğini belirtti.
Uyum içinde çalışan bir ekibin firmalara önemli artılar kattığını belirten Ersoy, ekip çalışmasının toplam kalite yönetiminin de önemli kavramlarından olduğunu belirtti. Ersoy; "Kurumun kalite felsefesini benimsemesi için eğitim faaliyetleri oldukça önemli yer tutmaktadır" dedi ve ekledi: "Toplam kalite anlayışının yerleştirilebilmesi için iç denetim de bir zorunluluktur. İç denetim, bir kurumun faaliyetlerini geliştirmek ve onlara değer katmak amacıyla gerçekleştirilen bağımsız, tarafsız bir güvence ve danışmanlık sağlama faaliyetidir. Bu faaliyet kurumun kurumsal yönetim süreçlerinin etkinliğini değerlendirmek ve geliştirmek amacına yönelik sistemli ve disiplinli bir yaklaşımla yardımcı olma faaliyetidir. Günümüzde iç denetim anlayışı değişmiştir. Geçmişteki işlem odaklı, hata odaklı iç denetim yaklaşımı, bugün süreç odaklı, işin etkinliğinin artırılmasına yönelik bir stratejik akıl ortaklığına doğru değişim ve gelişim göstermiştir."
Firmalar değişmek zorunda
İşyerlerinde değişim fikrinin her zaman korkutucu olduğunun da altını çizen Ersoy; dünyadaki rekabet ortamında firmaların yenilikleri yakından takip ederek kendilerini bu yönde yenilemelerinin önemli olduğunu anlattı. Ersoy "Firmalar için değişim ve gelişim zorunluluk haline geldi. İşletmelerin yenilenebilmelerinin önemli bir bölümü de çalışanların değişime katılmaları ile mümkündür. Ancak birçok kurumda, çalışanlar yeni sistemlere ya da politikalara ayak uydurmakta zorlanırlar. Bunun temelindeki sebep değişime karşı dirençtir. Bu direncin kırılabilmesi için öncelikle çalışanların bu konudaki kaygılarını ifade etmelerine imkan tanınmalı, hangi alanda değişimi güç ve zor buldukları öğrenilmeli. Ayrıca, değişimin neden gerekli olduğu konusunda ikna olmaları için süre tanınmalı ve elbette ki başarılı bir eğitim sürecinin de bu doğrultuda planlanması sağlanmalıdır" dedi.