İstemenin de adabı var
Mesela pavyondasınız diyelim, şarkılar uşşaksa uşşak, rastsa rast olarak devam eder. Başka makamdan şarkı istemek ayıp sayılır.
Geçenlerde sevgili dostum doktor Zeki'yle, bir restoranda spor yazarı büyüğümüz Gürkan Ertaç'ın masasına oturmuştuk, kalkarken hesabı ödemeye yeltendik. Kızdı, Gürkan abi, "Siz benim masama oturdunuz, misafirim oldunuz. Hesabı ancak ben öderim." dedi.
İNTERNET İLETİŞİMİ
Görgü kuralları malesef günümüzde daha az önemsenir hale geldi. Bilgi teknolojilerinde yaşanan devrim ve internetin hayatımıza girişi bizleri biraz daha pervasızlaştırdı galiba. İnterneti kullanarak iletişim kuruyor olmak bize kabalık yapma hakkını vermez mesela. Hiç görüşmediğimiz veya hiç tanıştırılmadığımız insanlara arkadaşımızmış gibi davranamayız. Hayatınızda ilk kez iletişim kurduğunuz insanlardan çok mecbur değilseniz birşeyler istemek ve hatta onlara bir takım görevler yüklemek hoş bir davranış değildir.
Geçenlerde bir sosyal medyada hiç tanımadığım birisiyle aramda aşağıdaki diyaloglar geçti:
- Size bir CV'mi gönderebilir miyim?
- Neden bana CV'nizi göndereceksiniz?
- Yeni Asır'da çalışıyorsunuz İK'da.
- Evet, çalışıyorum...?
- Peki teşekkürler, ben basında çalışan arkadaşlarıma cv gönderiyorum da
- Neyse teşekkürler, sizin yaklaşımınız da süperdi!
Yine hiç tanımadığım başka birisi bana eposta gönderiyor (Aynen geldiği gibi imla hatarıyla yayınlıyorum):
- pazar günkü yazınızda ele aldığınız konu ile ilgieniyorum.
bir örgütlenme modeli üzerinde çalışıyorum.
önerdiğiniz makaleyi okuyorum şu anda.
yazarı XXX XXXX ile de iletişime geçmeye çalıştım.
"5dak. bile vakti olmadığı" için yardım alamadım.
acaba 5 dakkanız varsa çalışmalarınızı paylaşır mısınız?
(makale vs.)
dilerseniz ben çalışmamın taslağını da size gönderebilirim.
ilginize teşekkürler
Araştırmalara göre bir kişinin sizin için harekete geçmesi ve birşeyler yapması için en az 3-5 defa görüşmüş veya iletişim kurmuş olmanız gerekli. Yani talep etme zemininin oluşması için önce aranızda bir hukukun gelişmesi gerekir. Buna vaktiniz yoksa da önce kendinizi güzel bir Türkçeyle tanıtır, hal hatır sorar ardından talebinizi nezaket dolu bir dille dile getirirsiniz.
Bu konuyu yazmayı şu ana kadar hep ertelemiştim ama ne yapayım? Fuzuli'nin dediği gibi "Söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil!"
Bu hafta arkadaşımız Selin Güler görgü kurallarıyla ilgili geniş bir yazı derledi. Umarım ilginizi çeker.
İyilikle kalın
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.