Anlayamadığım şeyler...
***
Bilim evreni daha iyi anlamak ve hayatımızı kolaylaştırmak için yapılır değil mi? Bilimin adresi de üniversiteler. TC vatandaşı olarak on yıllardır onbinlerce profesöre akademisyene maaş ödüyor, kampus duvarları arkasında korunaklı bir yaşam sağlıyoruz peki verdiklerimizin karşılığını alabiliyor muyuz?
Yani bir Türk bilimadamının hayatımızı kolaşlaştıran bir icadı aklınıza geliyor mu? Yayın yapmış olmak hayatımızı kolaylaştırıyor mu? Üniversiteler yüksek liseye döndü, kimsenin umrunda mı?
Hükümeti eleştiriyoruz, orduyu eleştiriyoruz, herkesi ve her şeyi eleştiriyoruz da üniversite hocalarını niye kimse eleştirmiyor?
***
Sosyal medya madem bu kadar güçlü ve etkili de niye insanlar hala gazetelere ve televizyonlara çarşaf çarşaf ilan veriyorlar? Hani geleneksel medyanın sonu gelmişti?
***
Geçenlerde bir doktor arkadaşım İngilizce eğitimi almak istedi. Birlikte sözümona ciddi bir kursa gittik. Oturduk konuştuk, fiyatta anlaşıldı. Tam kalkacakken "Peki" dedim "Hocaların CV'lerini bize ne zaman göndereceksiniz?" "Nasıl yani" dedi genç bayan, "Bunu yapamayız."
Saatine dünya kadar para ödeyeceğimiz hocanın kim olduğunu, gerçekten ehil olup olmadığını bilmek hakkımız değil mi? Sizin sözünüze güvenmek zorundayız öyle mi?
Kendi ülkelerinde kasap, manav, taski şoförü olan onlarca kişi ülkemizde meydan boş olduğu için İngilizce hocası oluverdi senelerce ve halen de devam ediyor. Acaba ben de Londra'ya gitsem Türkçe öğretmenliği yapabilir miyim?
***
Bir keresinde bir vapur yolculuğunda kaptanla bir tartışma yaşamıştım. Yetkililere şikayet etmek için ardığımda telefonun ucundaki beyefendi yasa gereği baze eski hükümlülerin istihdam edildiğini bunlardan birisine denk gelmiş olabileceğimi söylemişti. Dondum, kaldım.
İnsanların suçlarının karşılığı olan cezayı çekip toplumsal hayata katılmaları son derece normal ancak bu vatandaşlarımızın istihdam edileceği daha özel yerler olmalı. Düşünsenize evvelce kontrolünü kaybederek suç işlemiş birisi içinde yüzlerce yolcu bulunan bir gemide tekrar kontrolünü kaybederse ne olacak?
***
Devlet kamunun haklarını korumak adına mücadele ettiği için gazetecilere bir takım olanaklar sağlıyor. Bir gazeteci kamunun bilgilenme hakkı adına çalışma yaparken veya bir yolsuzluk araştırması yaparken darp edilebiliyor, tehdit edilebiliyor, zor durumda kalabiliyor. Devlet buna karşılık olarak, gazetecilere silah ruhsatı alma kolaylığı veriyor, hizmet pasaportu veriyor, aracını istediği yere ücretsiz park etme ve toplu taşıma araçlarını ücretsiz kullanabilme gibi haklar sağlıyor.
Benim anlamadığım ışıkçısı, sescisi, grafikeri ve hatta muhasebecisi de dahil pek çok insan gazeteci sıfatıyla cebinde sarı basın kartı taşıyor. Haber üretmeyen bu insanlar ne tür bir risk alıyorlar?
Merak ediyorum...
***
Çocuk işçilerin ve çocuk gelinlerin utanç kaynağı olduğu ülkemizde insanlar nasıl utanmadan çocuk bayramı kutlarlar bir türlü anlamam. Çocuklar için neyi başardınız da kutlamasını yapıyorsunuz?
Son olarak bugün anneler günü. Bir insanın annesine onu sevdiğini söylemesi ve ona sarılması için özel bir gün icad etmeye gerçekten gerek var mı?
Neyse başta kendi annem olmak üzere tüm annelerin bu özel gününü kutlarım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.