Ocak 2014 rakamlarına göre ülkemizde istihdam edilenlerin sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre 761 bin kişi artarak 25 milyon 194 bin kişiye yükselmiş. Ocak 2014 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 2.6 puan azalarak yüzde 33.6 oldu. Yani kayıt dışı çalışanları sayısı da yaklaşık 9 milyon. Devletin denetleme çalışmaları sayesinde 2013 yılının Eylül ayına kadar 100 bin iş yeri ve 1.5 milyon kişi de kayıt altına alındı. Bunlar yeterli mi? Elbette değil. Kayıt dışılık ülkemizin kanayan yarası ve mutlaka bitirmemiz gerekiyor.
Ancak bu yazımda dikkatinizi çekmeye çalışacağım konu kayıt içindeki kayıt dışılık. Bu da ne demek demeyin? Bir örnekle anlatayım.
2013 yılı Kasım ayı itibariyle, Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) toplam 25.129 sigortalı, özel sağlık kuruluşlarında çalışan doktor olarak bildirilmiş. Bu doktorların 19.388'i 30 gün üzerinden SGK'ya bildirilirken, geri kalanı part-time çalışma olarak kayıtlara girmiş. Özel sektörde sigortası 30 gün üzerinden yapılan doktorların neredeyse yarısından fazlası, kamuda görev yapan ve ortalama ücreti 5 bin 900 TL olarak tespit edilen devlet doktorundan daha düşük seviyede ücretle SGK'ya bildirilmiş. Özel sektörde çalışan doktorların yüzde 6'ya yakın bir bölümü asgari ücret seviyesinden SGK'ya bildirilmiş.
DEVLETİN PRİM KAYBI
Tıp eğitimi ağır ve meşakkatli bir eğitim bir doktorun ayda sadece asgari ücret kazanabildiğine inanmak zor.
Basit bir hesapla 1.507 doktor ayda 846 TL kazanıyorum diye beyanda bulunmuş ve 412 TL pirim ödemiş. Bu kişiler gelirlerini ortalama ücret olan (pratisyen doktorlar için) 5.900 TL'den gösterselerdi ortalama 2.300 TL pirim ödenmesi gerekecekti. Arada 1.800 TL'lik bir fark var. Bu da göz göre göre devletin aylık 2.712.600 TL pirim kaybı demek. Yüzde 6 asgari ücret gösteriyor dedik ama yüzde 94 de gerçek maaşını gösteriyor sonucu çıkmasın bundan. SGK tespitlerine göre özel sektörde çalışan doktorların yüzde 20'ye yakın bir bölümü 2 bin 500 TL ve altında ücret geliri elde ediyor olarak gösterilmiş. Tabii bu "muzipliği" yapanlar sadece doktorlar değil, eczacı ve avukatların yüzde 25'i, mimarların yüzde 18'i, öğretmenlerin yüzde 12'si, mühendislerin yüzde 11'i ve hemşilerin de yüzde 10'u kendini asgari ücretten gösteriyor.
DOĞRU DAVRANMAK
SGK meslek kodlaması sayesinde önemli iyileştirmeler yaptı. Artık işverenler gerçek ücret üzerinden pirim ödeme konusunda adım atmak zorunda kalacaklar. Ama burada çalışanların da hassas davranması gerekiyor. Konuyla ilgili görüştüğün uzman avukat Firuzan Kökten, kişilerin anayasal olarak sözleşme yapma hakkı olduğunu hatırlatıyor. Yani kişi rıza gösteriyorsa mesleği ne olursa olsun asgari ücrete çalışmakta serbest. Yani işveren "Bizim sözleşmemiz var ben bu kadar ödüyorum" derse yapabilecek bir şey yok. Ancak ülkemizin gelişmesi için "doğru" olmak "doğru" davranmak zorundayız. Bu duyarlılığı da toplumun en eğitimli kesimlerinden beklemek hakkımız.
Balık baştan kokmasın!