Dil eğitiminde yeni stratejiler gerekli
Bu konuyu daha fazla irdeleyip kimseyi sıkıntıya sokmak da istemem. Söylenmesi gerekenler söylendi. Üzerinde durmamız gereken "İnsanlarımız neden İngilizce konuşamıyor" sorusu.
Türkiye'nin İngilizce yeterliliği konusundaki durumunu Education First (EF) İngilizce Yeterliliği İndeksi gösteriyor.
Yaş sınırının olmadığı ve İngilizcesini kanıtlamak isteyen her kişiye açık olarak gerçekleştirilen ve 60 ülkeden 750 bin kişinin katıldığı indekste Türkler 41'inci sırada yer alıyor.
İlk sıralar İskandinav ülkelerinde. Bu tabloda Türkiye'yi geçen ülkeler arasında Meksika, Peru, Brezilya gibi ülkeler var.
Türkiye'den daha kötü durumda ülkeler ise Şili, Mısır, Fas, Kuveyt, Katar, Libya, Kazakistan, Cezayir, Kazakistan, Suidi Arabistan ve İran.
SORUNLAR NELER?
Dil uzmanı Dr Christopher McCormick, Türkiye'de yaşanan sorunları şöyle özetliyor:
* Dil öğretiminde müfredatın nasıl olduğuna bakmak lazım. Yalnızca dil bilgisi seviyesine odaklanmak aslında yapılan en kolay davranış. Ne kadar kelime ezberlediğinize, ne kadar gramer öğrendiğinize ve bunları ne kadar kullandığınıza bakılıyor. İnsanlar test edileceklerini bilerek ve testi geçmeleri için ne gerekiyorsa onu öğreniyorlar. Testi geçmeleri için 10 kelime grubunu öğrenebiliyorlar ama doğal bir şekilde bir konuşma yapamıyorlar.
* Eğer iletişim ve etkileşim başarılabilirse dil öğreniliyor. Deneyim ve kültür paylaşımı önemli. Etkileşim olmazsa başarı olmuyor. Japonya'da birçok kişi İngilizce testi sonucunu, zeka seviyesini gösteren bir belge gibi kullanıyor. Fakat yüksek puan alanlar bile İngilizce'nin kullanıldığı resepsiyonistlik işine alınamıyorlar. Çünkü dili kullanmayı bilmiyorlar. Dili yaşar ve canlı hale getirmek gerekiyor.
* Öğrencilerin de dili öğrenmeye ihtiyaç duymaları, dil öğrenme konusunda heyecan duymaları gerekiyor. Sınıf içi uygulamalardan keyif almaları gerekiyor.
* Uygulama bazlı eğitimi ancak bu dilde konuşarak yapabilirsiniz. Derste de bu dili konuşmalarını sağlamanız lazım.
* Türkiye'de yabancı filmleri neden Türkçe'ye çeviriyorsunuz? İnsanlar alt yazı okuyabilirler ve dinleyerek de dili daha iyi anlayabilir ve öğrenebilirler.
* Filmlerdeki kişilerin birbirleriyle nasıl etkileşim kurduklarını ve duygularını gözlemleyerek o kültürü de daha iyi anlarlar. İngilizce yeterlilikte en üstte olan İskandinav ülkelerine bakın. Tüm filmleri orijinal dilinde veriyorlar.
McCormick'in dediği gibi dili bir külfet diploma alabilmek için aşılması gereken bir engel gibi görmek değil de sevmek ve kullanmak gerekiyor.
Umarız dil konusunda başarı için birileri harekete geçer.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.