Başkan Sema Pekdaş, hakimlerin tembellik ve önyargıyla aldığı kararların da etkisiyle, kadına yönelik şiddet ile cinayetin engellenemediğini söyledi
ALİ EYCE (HABER MERKEZİ)
İzmir Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek'in, eşini döven erkeklerin evden uzaklaştırılıp maaşının 4'te 3'ünün evde kalan eşi ile çocuklarına tahsis edilmesini önermesinin ardından benzer bir çıkış da İzmir Barosu'nun ilk kadın Başkanı Sema Pekdaş'dan geldi. Pekdaş, kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin önlenememesinde yargının da payı olduğunu belirterek, "Hakimlerimiz tembellikten ve alışkanlıklardan facia kararlara imza atıyor" dedi. Pekdaş, 2002'de Medeni Kanun, 2005'de ise Ceza Kanunu'yla olumlu değişiklikler yapıldığını ancak yargı kararlarındaki kadına karşı ön yargı ve zihniyetin değişmediğini söyledi.
YANLIŞ DÜŞÜNCE
Pekdaş, Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde Gediz Üniversitesi'nce düzenlenen, "Anayasa'nın 10'uncu Maddesi Çerçevesinde Kadına Yönelik Olumlu Ayrıcalıklar" konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Pekdaş, "'Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyin' gibi ifadelerin yer aldığı kararlar var. Aile mahkemeleri uzaklaştırma cezası verirken, 'O erkek şimdi ne yapacak' diye düşünülüyor. Eşine şiddet uygulayan erkeğin uzaklaştırma cezası bittikten sonra neler yapabileceği düşünülmüyor. 'Bu kadına 3 ay ya da 6 ay şiddet yapamayacaksın. Ancak sonrasında yapabilirsin' gibi bir düşünceye ortam yaratılıyor. 'Verilen süre zarfından şiddet göstermemen yönünde denetleneceksin. Ancak ömür boyu da kadına şiddet uygulamayacaksın. Aksi halde hakkında cezai işlem yapılır' denilmesi gerekiyor" diye konuştu.
KAĞIT ÜSTÜNDE
Pekdaş, "Kağıt üzerinde koruma altındaki kadınların, savcı ve hakimlerce de gerçek anlamda korunması gerekiyor. Hala cinsiyet ayrımcılığı yapıldığını, bu yönde bazı kararlar verildiğini görüyoruz. Ailenin korunması adına cezai yaptırımlar daha da artırılmalı. Kanunlarınızda var ama kararlarınızda hala cinsiyet kotası veya pozitif ayrımcılık yapıyorsanız burada kadını korumuş olamazsınız" dedi. Anayasa'da son yapılan düzenlemelerle, özellikle de 10'uncu maddeyle, kadına olumlu ayrıcalıklar tanındığını, bunların hayata geçmesini sağlayacak yasaların da bir an önce hazırlanması gerektiğini söyleyen Pekdaş, "Yerel yönetimlerde kendilerine yer bulabilen kadınların oranı yüzde 1.23'tür. Avukatların yüzde 36'sı kadın olmasına rağmen, ülkemizdeki 78 barodan sadece 4'ünde kadın başkan var" dedi.
İşsizlik oranı yüksek
İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş, kendisinin de yer aldığı "Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordinasyonu"nun yaptığı araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İzmir'de yaşayan kadınların yalnızca yüzde 24.3'ünün ücretli bir işte çalıştığını belirten Pekdaş, "İzmirli kadınların büyük bölümü işsiz ve yoksul. Bu durumda olan kadınlar şiddete maruz kaldıklarında, o ortamdan uzaklaşabilmeleri için barınma ve iş bulma kaygılarının kamu kurumlarınca ortadan kaldırılmalı. İzmir'de 10 bin kadından birine yetecek kapasitede kadın sığınma evi bulunuyor" dedi.
İşte öneriler:
Şiddete Karşı İzmir Kadın Koordinasyonu"nun hazırladığı raporlar çerçevesinde ortaya koyduğu öneriler hakkında da bilgi veren Pekdaş, bunları şöyle aktardı:
- 4320 Sayılı "Ailenin Korunması Yasası", isminden başlayarak değişmeli ve tüm eril şiddet türlerini kapsar hale getirilmeli
- Kadından ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı'nın ismi ve çalışma alanı
değiştirilmeli. Kadın ve aile kavramlarının sürekli bir arada kullanılmasından vazgeçilmeli
- İçişleri Bakanlığı'nce nüfusu 50 bini geçen belediyelerde sığınak açılıp açılmadığı denetlenmeli ve açmayanlara yaptırım uygulanmalı
- Sağlık Bakanlığı'nca ülkedeki tüm sağlık kuruluşlarında kadına yönelik şiddet için özel birimler oluşturulup oluşturulmadığı denetlenmeli
- Bütçe yapılırken toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadına yönelik şiddetin önlenmesine ilişkin mekanizmalara daha fazla ödenek ayrılmalı. Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi silahlanma ve ibadet işlerine ayrılan ödenekler azaltılmalı
- Tüm sağlık kuruluşlarında şiddet gören kadınlara yönelik, teşhis, muayene ve tedavi hizmetleri veren birimler oluşturulmalı ve kadınlar doğrudan buralara başvurulmalı
- İzmir Valiliği bünyesinde şiddet mağduru kadınların başvuru yapıp sorunlarına çözüm bulabilecekleri birimler oluşturulmalı
"Karısını döven erkekte genetik bozukluk vardır"
İzmir Valiliği'nin Kadından Sorumlu Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü öncesinde Yeni Asır'a çarpcı açıklamalar yapmıştı. Gevrek, manşetten yayınlanan bu açıklamalarında eşini döven erkeklerin bir süre evden uzaklaştırılmasını ve maaşının 4'te 3'ünün evde kalan eşi ile çocuklarına tahsis edilmesini önerdi. Gevrek, "Eşini döven erkekte genetik bozukluk vardır" diye konuşmuştu.