İon Medeniyeti'nin 12 kenti arasında bulunan, İzmir'in Urla ilçesindeki Klazomenai Antik Kenti'nin merkezi konumundaki Karantina Adası'nda 26 yüzyıl öncesinin kalıntılarını ortaya çıkarmak için kazı çalışması başlatıldı. Urla-Klazomenai Antik Kenti'ndeki kazılara bu yıl Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca 150 bin lira ödenek ayrıldığı belirtildi.
50 KİŞİLİK EKİP
Felsefe ve mimari alanda ileri olan, Thales, Anaximandras ve Anaximanes gibi filozoflar yetiştiren Batı Anadolu'da M.Ö. 1050-300'lü yıllarda hüküm süren İon Medeniyeti'nin 12 kenti arasında anılan antik kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir Valiliği'nin desteğiyle 1981 yılından bu yana süren kazı çalışmalarına yeniden başlandı. Hitit Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Yaşar Ersoy'un başkanlığında, Hitit, Ege, Ankara, Mersin, Dokuz Eylül ve Orta Doğu Teknik üniversitelerindeki 20 akademisyen ve 30 işçiden oluşan 50 kişilik kazı ekibiyle yürütülen çalışmalarda, İon Medeniyeti'nin bölgedeki kalıntıları aranacak. Ekim ayına kadar devam edecek çalışmalar kapsamında bu yıl ilk kez, Klazomenai Antik Kenti'nin merkez yerleşimi konumunda bulunan, günümüzde de Karantina Adası olarak adlandırılan 30 hektarlık yarım adada kazılara başlandı.
MİMARİ DOKU
Urla-Klazomenai Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. Yaşar Ersoy, "Klasik dönem sonrası Urla'daki bu antik kentin tarihsel sürecini ve mimari izlerini daha anlaşılır kılmak hedefimiz olacak. Adadaki mimari izlerin plana işlenmesine, birbirleriyle olan konumlarını anlamaya çalışacağız. Adada sterilizasyon üniteleri var. Bütün sistem hala ayakta. Karantina adı buradan geliyor. Adadaki iskan, bildiğimiz kadarıyla yaklaşık 2 bin 600 seneye öncesine gidiyor. Adanın açığındaki diğer küçük adalarda da tarım yapılmış. Kazılarda, yamaçtaki oyuntunun içine yapıldığı muhtemel olan tiyatronun ne şekilde, hangi izleriyle günümüze ulaştığını belirleyeceğiz. Kentin en ucundaki yamaçtaki yükseltide de Athena Mabedi bulunuyor. Adanın doğu sahilinde rüzgardan uzakta görkemli, sivil yapıların bulunduğunu da biliyoruz. Onların da tespitini yapacağız" dedi.
Salgın hastalıklar tedavi ediliyordu
Pers Savaşları sonrasında İskender'in hükümdarlığındaki yerleşimi yansıtan tarihi kalıntılar ve belgelere göre adada, M.Ö'den önceki dönemde ticari taşımacılık gibi çeşitli nedenlerle seferden dönenlerin salgın hastalıklara karşı sağlık kontrolleriyle tedavilerinin yapıldığı kabul ediliyor. Bu nedenle Karantina Adası olarak biliniyor.