İzmir'de 114 kişinin yaşamını yitirdiği depremin yaraları sarılırken bu felaketin sorumluları da gün yüzüne çıkmaya başladı. Bayraklı'da yıkılan binaların çürük olduğunun yıllar önce ilçe belediyesi tarafından tespit edildiği ancak belediyenin yetkisi olmasına rağmen bunları yıkmadığı anlaşıldı. Gerek tespitin yapıldığı dönem görevde olan Bayraklı Belediye eski Başkanı Hasan Karabağ ve yeni Başkanı Serdar Sandal gerekse İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, yıkım konusunda yetkilerinin olmadığını savunurken kanunlar, belediyenin yetkisi olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor.
KANUN MADDELERİ OLDUKÇA AÇIK
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin Z fıkrasının devamında sayılan ilçe belediyelerinin görevleri arasında "Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etmek ve yıkmak" ifadesi kullanılıyor. Aynı kanunun 11. maddesi de ilçe belediyesinin bunu yapmaması halinde büyükşehir belediyelerinin yapması konusunda yetki tanıyor. Ayrıca 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 39. maddesi de bu tür binaların tahliyesi ve yıktırılması konusunda belediyelere yetkili veriyor. Bu arada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yayınladığı genelgede de maliklerin yaptırmasını beklemeden riskli binaların tespitinin idarelerce yapılması gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, İstanbul Kartal'da 21 kişinin öldüğü bina çökmesi olayından sonra da Bakanlık 81 ilin belediyelerinden riskli binaları kendisine bildirmesini bir kez daha istedi. Daha önce İzmir'deki yapı stoğu ve fay hatları üzerindeki binaların tespiti gibi verdiği bir çok soru önergesiyle ilgili ya hiç ya da net cevap alamayan İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin AK Partili Meclis üyesi Erhan Çalışkan, "Kanunlar açık ve net. Görev ve yetkim yok diyenler yalan söylüyor. İnşaat projesini onaylayan, ruhsatını veren, temel vizesini yapan, oturma raporunu düzenleyen ilçe belediyesidir. Yani yapı ile ilgili her türlü bilgi ve belge ilçe belediyesinde; kanun açıkça yetki vermiş. Çürük tespiti yaptığı andan itibaren bunları yıktırmayan tüm belediye başkanları bu işten sorumlu. Sıralı olarak ilgili müdürler, ilgili başkan yardımcıları ve tüm amirler de öyle. Çünkü belediyenin görevlerinde bu net şekilde ifade ediliyor. Görev de yetki de onlarda. Belediye başkanları daha ne yetki istiyor ki? Burada başka yetki isteyen kötü niyetlidir. Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyelerini denetlemek zorunda kanun maddesi açık. Bir kere denetledi mi? Varsa belgesi çıkarsın. O yüzden ölenlerin vebali görevini yapmayan bu adamların ellerinde" diye konuştu.
"YAPMAYACAKSIN VALİLİĞE BİLDİR"
Çalışkan "Bari yapmayacaksın, valiliğe ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü'ne başvur. De ki 'Ben bunları yıkamıyorum'. Sonra Valilik yıksın. O zaman hükümete ben tespit ettim sen yıkmadın deme hakkın olur. Varsa belediye başkanının kaymakamlığa ya da bakanlığa yazdığı yazı çıkarsın ortaya koysun. Hem görevini yapmıyorsun hem elini taşın altına sokup bu binaları yıkmıyorsun sonra da diyorsun ki yetkim yok. Bir belediye başkanının bu yetkilerle bu konuda yapamayacağı hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı. Belediyelerin bu çürük binalardan insanları tahliye etmeyi ve yıkımı yapamamalarının sebebinin tamamen seçim kaygısı olduğunu vurgulayan Çalışkan, "Oy uğruna insanların ölümüne göz yumuyorlar" dedi.
'BİR ARPA BOYU YOL ALAMADILAR'
Çalışkan, şöyle devam etti: "Meclis'te 'İzmir deprem bölgesi gelin kentsel dönüşümü TOKİ ile beraber yapalım' dedik. TOKİ ve uygulamalarını kötülediler, kentsel dönüşümü kendilerinin yapacağını söylediler. Ama 15 yıldır bir arpa boyu yol alamadılar. Şimdi de kentsel dönüşümü merkezi hükümet yapsın diyorlar. Bence ne dediklerini bilmiyorlar. Depremle ilgili soru önergelerime verdikleri cevaplar ve de veremedikleri cevaplar içinde bulundukları acziyeti gösteriyor."
İşte inkar ettikleri o kanun maddeleri
● 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 7. maddesinin Z fıkrasının devamında sayılan ilçe belediyelerinin görevleri arasında "Afet riski taşıyan veya can ve mal güvenliği açısından tehlike oluşturan binaları tahliye etmek ve yıkmak" ifadesi yer alıyor.
● 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu'nun 11. maddesinde "Büyükşehir Belediyesi ilçe belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim sonucunda belirlenen eksiklik ve aykırılıkların giderilmesi için ilgili belediyeye 3 ayı geçmemek üzere süre verilir. Bu süre içerisinde eksiklik ve aykırılıklar giderilmediği takdirde Büyükşehir Belediyesi eksiklik ve aykırılıkları gidermeye yetkilidir. Belirlenen imara aykırı uygulama, ilgili belediye tarafından 3 ay içerisinde giderilmediği takdirde Büyükşehir Belediyesi 3194 sayılı imar kanununun 32. ve 42. maddelerindeki belirtilen yetkilerini kullanma hakkına haizdir" ifadeleri kullanılıyor.
● 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 39. maddesi: Bir kısmı veya tamamının yıkılacak derecede tehlikeli olduğu belediye veya valilik tarafından tespit edilen yapıların sahiplerine, tehlike derecesine göre bunun izalesi için belediye veya valilikçe 10 gün içinde tebligat yapılır. Yapı sahibinin bulunmaması halinde binanın içindekilere tebligat yapılır. Tebligatı müteakip süresi içinde yapı sahibi tarafından tamir edilerek veya yıktırılarak tehlike ortadan kaldırılmazsa bu işler belediye veya valilikçe yapılır ve masrafı yüzde 20 fazlası ile sahibinden kesilir.
● Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 19 Haziran 2012 tarihli 580 sayılı yazısı: Tespit edilmesi aciliyet gerektiren riskli yapıların tespitinin maliklerce yapılabileceği gibi, tespitlerin idarelerce maliklerin tasarrufu beklenilmeden de yapılması gerekir.
GÖREV VE YETKİLERİNİ İNKAR ETMİŞLERDİ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, depremin ardından sorumluluğu üzerinden atmak amacıyla açıklamalar yapmıştı. Soyer, "Yapı deformasyonunda bize ihbar gelmediğinde böyle bir denetim yapma yetkimiz yok. Sadece incelemesini yapabiliyoruz. Yıkım yetkisini almak için gerekiyorsa yasal düzenlemeyi Meclis'e taşıyacağım" demişti.
Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da, "Binalar dayanıklı mı bilme durumumuz yok. Sorumluluk bakanlıkta. Ben bir binanın şu an yıkılıp yıkılmayacağına ya da tahliye edilmesine karar veremem. Sorumluluk ve karar verme yetkisi bu noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nda" ifadesini kullanmıştı.
Binaların çürük olduğunu tespit eden ancak yıktırmayan Bayraklı Belediyesi eski Başkan Hasan Karabağ da, "Bizim yaptırım gücümüz yoktu. Görevimiz tespiti yapmaktı. Yetkisiz bir kuruluş olarak raporumuzu bakanlığa ulaştırsak, 'Sizin yetkiniz yok, lisansızınız yok' diyeceklerdi" diye konuşmuştu.
ERHAN GÜLENÇ