İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, Gürcistan'a kaçtığı belirlenen Deniz Camgöz'ün liderliğini yaptığı ileri sürülen suç örgütüne yönelik geçen yıl şubat ayında, İzmir merkezli operasyon düzenlendi. Operasyonda gözaltına alınan 38 kişi, tutuklandı. Şüpheliler hakkında hazırlanan iddianame tamamlandı. 22 kişinin müşteki olarak yer aldığı iddianame, İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Davanın görülmesine geçen yıl 10 Ağustos'ta başlandı.
İddianamede, Foça'da manavlık yapan İsmail Kılınç'ın (46) geçen yıl eylül ayında iş yerinde bacaklarından vurularak yaralanması olayına ilişkin iddialar da yer aldı. İsmail Kılınç'ın iddianameye giren ifadesinde, saldırganın kendisine ateş ederken, 'Fatih başkana kimse yanlış yapamaz' diye bağırdığını belirterek, "Beni vurduran Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz'dür. Bundan sonra başıma gelecek her şeyden Fatih Gürbüz ve çevresi sorumludur" dedi. Bunun üzerine İsmail Kılınç'a düzenlenen saldırı hakkında mağdur sıfatıyla ifade veren Foça Belediye Başkanı Gürbüz, bu saldırıyı sanıkların gerçekleştirdiğini iddia etti. Saldırıyı düzenleyenler tarafından telefonla tehdit mesajları aldığını belirten Foça Belediye Başkanı Gürbüz, sanıklardan şikayetçi oldu. Gürbüz, Gürcistan'a ait bir GSM operatörü üzerinden tehdit mesajları aldığını söyledi.
İfadenin ardından Kılınç, kendisini Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz'ün vurdurduğu iddiasıyla savcılığa itiraz ederek, şikayette bulundu. Bunun üzerine İzmir 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyayla birleştirilen iddianamede Gürbüz hakkında suçlamalar yer aldı. Bir önceki iddianamede mağdur olan Gürbüz, savcılık tarafından hazırlanan ek iddianamede sanık olarak yargılanacak. Foça Belediye Başkanı için 'vücutta kemik kırığı oluşturacak nitelikte silahla kasten yaralamaya azmettirme' suçundan 7,5 yıla kadar hapis cezası istendi.
Davanın 3'üncü duruşması 12 Şubat Cuma günü görüldü. Duruşmaya tutuksuz sanık Gürbüz katılmazken, davayı avukatı takip etti. Soruşturma dosyasında yer alan Çiğli Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer'e yönelik silahlı saldırı olayı ile ilgili de Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü tanık olarak dinlendi. Mahkeme heyeti, yeni tanıkların beyanları doğrultusunda yeni delillerin incelenmesine karar verip duruşmayı erteledi.
100'ÜN ÜZERİNDE KIRIKLA YAŞIYORUM
Yargılama süreci devam ederken Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz'ün azmettirmesi sonucu bacağından vurulan manav İsmail Kılınç, mağdur olduğunu belirtip, yaşadıklarını anlattı. 3 kez ameliyat olduğunu, 2 yıldan beri özel ambulanslarla hastanelere gidip geldiğini belirten 4 çocuk babası İsmail Kılınç, kriminal rapora göre bacağına 12 kurşun isabet ettiğini bunların 8'inin parçalandığını, 4'ünün ise girip çıktığının tespit edildiğini belirtip, halen 100'ün üzerinde kırıkla yaşamaya çalıştığını söyledi. Kılınç, "İş kaybım çok oldu. Maddi açıdan sıkıntılar yaşıyorum. Yeniden ameliyat olmam gerekiyor. Özel hastane 70 bin lirayla ameliyatın başlayabileceğini söyledi. Pandeminin bitmesini bekliyorum. Pandemi bitince devlet hastanelerinden birinde ameliyat olacağım. Her şeyden çok ailece manevi olarak çok yıprandık" dedi. Bugüne kadar geçirdiği 3 ameliyattan sonra bacağının 5 santim kısaldığını belirten Kılınç, "Bacağımda 3,5- 4 santimetre gibi bir yamukluk var. Bacağımda ciddi bir yaralanma olduğundan, demirlerle ve yapay kemiklerle ayakta durabiliyorum. Ayağımın üzerine basamıyorum. Yürüyemiyorum. Bir şey taşıyamıyorum. Önce lif koyup, üzerine toz şeker şeklinde kemik döktüler. Şu an bacağım bu durumda" dedi.
'MİSİLLEME YAPACAĞIZ'
Kılınç olay günü yaşananlara da değinip, "Foça ilçe merkezindeki iş yerimin bulunduğu araziyi 2019 yılı nisan ayında PTT'den kiraladık. Foça'da CHP iktidar olduğundan dolayı bizi hep zan altında bıraktılar. Eylül 2019'da iş yerimin üzerine sandviç panel yapmaya karar verdim. Sözleşmede betonlaşma olmadan bunu yapabileceğim yazılıydı. 30 Ağustos 2019 günüydü. İşi yaparken zabıtalar gelip, 'Başkan izin vermiyor' dedi. 'Tamam' deyip, ustalara panelleri indirttim. Hemen ardından Başkan Fatih Gürbüz geldi. Tartışmaya başladık. Ağabeyim (Erkan Kılınç) yeri devletten kiraladığımızı, kışın soğuk ve rüzgardan korunmak için kapatmaya çalıştığımızı söyledi. Ben de 'İsterseniz mayıs ayına kadar kalsın, sonra sökelim. İllaki sök derseniz yine sökelim' dedim.
Sonra Başkan, ağabeyime sesini yükseltti. Bunun üzerine ağabeyim de sesini yükseltti. Aynı gün gece kardeşim Yakup'u tehdit etti. 31 Ağustos günü de beni aradı. 'Ağabeyin beni madara etti. Buna karşı bir misilleme yapacağız, manav yerini kaldırın' dedi. Ben de 'kendi iş yerimizin önüne çekelim' diye karşılık verdim. 'Hayır' diyerek, geri çevirdi. 'Bu burada kalmayacak. Mutlaka bir misilleme yapacağız' dedi. 31 Ağustos sabahı beni telefonla aradı. Tehdit etti. 'Biz, eski başkanlara benzemeyiz. Özellikle ben eski başkanlara benzemem. Eski başkana gelip, başında şişe kırdılar. Belediye binasına gelip hakaret ettiler. Bir şey yapmadı. Ben asla onlar gibi değilim. Ağabeyin beni madara etti. Bu burada kalmayacak' dedi. Foça'ya bir gözdağı vermek istediğini sanıyorum" dedi.
Başkan Gürbüz'ün, olaydan bir gün önce 8 Eylül'de, kayınbiraderi ile iş yerinin önünden geçerken kedisine tehditkar bir şekilde başını salladığını da vurgulayan Kılıç, "Beni vuran adamlarla daha sonra iş yerimde pazarlık yaptığını gördüm" dedi.
'YAKLAŞIK 70 KİŞİ VARKEN BENİ VURDU'
Kılınç, şöyle devam etti: "9 Eylül sabahı iş yerime bir adam geldi. İş yerimde 65- 70 kişi vardı. 10- 15'i kadındı. Saat 11.15 dolayında manav tezgahımın başına geldim. O esnada tek kaldım. Çay içerken sürekli beni kesen kişi kalktı, yanıma geldi, sağlı sollu kurşun sıkmaya başladı. Peş peşe 10-12 tane sıktığını tahmin ediyorum. 7- 8 kurşundan sonra ayağa kalkmak istedim. Bacağım koptu sandım. Saldırgan kaçtı. Kaçarken de 'Kimse Fatih Başkan'a posta koyamaz lan' diye bağırdı. İş yerimde 65- 70 kişi olmasına rağmen ilk önce başıma Fatih Gürbüz geldi. Onun gelmesiyle benim yere düşmem arası 10- 15 saniyedir. Bilincim açıktı. Hastaneye kaldırıldım. Hastaneye geldi. 'Adam kaçarken benim ismimi vermiş' dedi. 'Ben kimseye söylemedim. Sen orada değilsen kimden duydun. Demek ki adam kaçmadan sen oradaymışsın' dedim. Öğrendim ki vurulduğum gün, beni vuran kişiler, Fatih Gürbüz'e mesajlar atmış. Emniyette ortaya çıktı bunlar. Hastaneye geldiğinde mesajları gösterdi. 'Asarlık'a, İzmir'e adam saldım. Onu emniyetten önce bulacağım' dedi. Ben de sen emniyetten önce bulacaksan emniyet niye var. Bunu devlet bulacak. Senin işin değil. dedim. Yüzü kızardı. Tekrar bütün ihtiyaçların karşılanacak demeye başladı. Menemen Devlet Hastanesi'ne sevk edildim. Başkan oraya da geldi. Akşama kadar yanımda kaldı. Ağlamaya başladı. Doktor, bu kadar kurşunun girip, çıkarken atardamara rast gelmemesinin mucize olduğunu söyledi. Özel bir hastanede ameliyat olabileceğimi, 150- 200 bin lira tutabileceğini belirten Başkan Gürbüz, 'Bu parayı vermeye razıyım, yeter ki İsmail ağabey iyileşsin. Senin evinin, yengenin bütün ihtiyaçları karşılanacak sen kafana takma' dedi. Anlayamadığım sen bir hafta önce tartıştığın adama niye 200 bin lira veriyorsun."
Başkan Gürbüz'ün kendisine "Sana bir şey soracağım kimden şüpheleniyorsun?" diye sorduğunu da belirtip, "Şüphelendiğim tek kişi var o da sensin. Bütün oklar seni ve senin yanındakileri gösteriyor" dedim.