Bayraklı ilçesinde, ev hanımı anne ile işçi babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Osman Can'ın yaşamı 13 yaşında arkadaşlarıyla kovalamaca oynarken kalp krizi geçirince değişti.
Hastaneye kaldırılan Can'ın kalp kaslarının işlevini yerine getiremediği, kardiyomiyopati hastası olduğu tespit edildi.
Küçük yaşına rağmen ağır ilaçlar alarak yaşamını sürdürmek zorunda kalan Osman Can, ikinci kalp krizini de 14 yaşında geçirdi ve aylarca hastanede tedavi görmek zorunda kaldı.
Can, 2 kez ölümden döndükten sonra sokağa çıkamaz, okula gidemez duruma geldi.
Evde ve hastanede, günlerini okula gidebilme, arkadaşlarıyla görüşebilme ve dünyayı dolaşabilme hayaliyle geçiren Can, 21 yaşında nefes alamaz, hareket edemez duruma gelince acil bir ameliyatla takılan yapay kalp cihazı ile 7 ay yaşadı.
"Uygun kalp" bulununca 22 yaşındayken Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ameliyat masasına yatan Osman Can, Prof. Dr. Mustafa Özbaran ve ekibi tarafından gerçekleştirilen nakil işleminin ardından zorlu 2 yıl geçirdi.
Can, yeni kalbiyle yaşamaya alıştıktan sonra hayallerine uzandı, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümüne girdi, sosyal sorumluluk projelerinde aktif rol aldı ve Avrupa ülkelerini gezmeye başladı.
Bugüne kadar İspanya, İtalya ve Romanya'ya giden Can'ın en büyük hayali ise Amerika'yı gezebilmek.
YAŞAMAK İÇİN VERDİĞİ BÜYÜK MÜCADELE
Osman Can, AA muhabirine, 16 yaşındaki bir gencin kalbinin 2015 yılının Mart ayında nakledilmesiyle ikinci hayatına kavuştuğunu söyledi.
Çocukluğunu ve gençliğini dışarı çıkamadan, oyun oynayamadan geçirmek zorunda kaldığını anlatan Can, hastalık sürecini şöyle özetledi:
"Kalp kaslarım yeterli düzeyde çalışmıyordu. İlaçlarla belli bir yaşa kadar yaşadım ama sonrasında kalp nakli olmadan artık yaşayamayacağımı söylediler. Ben büyüdükçe kalbim bana yetmemeye başlamıştı. Önce yapay kalp cihazı taktılar. Hiçbir şekilde yalnız dışarı çıkamıyordum. Çok tehlikeliydi. Sonra kalp haberi geldi. Yine ameliyata alındım. Bu kez sağlığıma kavuştum. Benim için ikinci şans oldu. Bu şansı en iyi şekilde değerlendirmeye çalışıyorum."
KALP BAĞIŞI YAPANLARA TEŞEKKÜR
Yeni kalbine kavuşması için bağışta bulunan aileyi tanımadığını, ancak onlara büyük minnet duyduğunu aktaran Can, organ nakli bekleyen başka çocuk ve gençlerin sesini duyurmak için seminerlere katıldığını, organizasyonlar düzenlediğini aktardı.
Can, İzmir'de bulunduğu süre içinde günlerini üniversite eğitimi ve sosyal sorumluluk projelerinde aktif görev aldığını, en büyük mutluluğunun ise dünyayı gezmek olduğunu ifade etti.
Nakil olduktan sonra 3 Avrupa ülkesini gezdiğini dile getiren Can, şöyle devam etti:
"Her zaman seyahat etmeyi çok seven biriydim ama yıllarımı evde geçirmiştim. Şimdi hayallerimi gerçekleştiriyorum. İtalya, İspanya ve Romanya'yı gezdim, dolaştım. Fotoğraflar çektim, yeni insanlar tanıdım, yeni yerler keşfettim. Hayatımı doyasıya yaşamaya çalışıyorum. Çünkü ölüp dirilmenin ne demek olduğunu çok iyi biliyorum. Şimdi koronavirüs nedeniyle pek dışarı çıkamıyorum. Salgın bitince yine dünyayı gezmek istiyorum. Nakil kalbimi, en çok Amerika'ya götürmek istiyorum."
Osman Can, organ bağışı konusunda toplumun daha duyarlı hale gelmesiyle kendisi gibi birçok insanın hayaline kavuşabileceğine inandığını da sözlerine ekledi.