Eşini öldüren sanığın yıllarca uyguladığı şiddeti kızları anlattı
İzmir'in Buca ilçesinde, geçen yıl 7 Aralık'ta, eşi Bülent Soro’nun (59) bıçaklayıp, öldürdükten sonra cesedini halıya sararak, sakladığı Yazgül Soro’nun (58) kızı Eda Soro, "Babam, anneme sürekli şiddet uyguluyordu. Hakkında birçok kez uzaklaştırma kararı aldırdık. 2 kez şiddetten kaçıp, başka bir eve gittik; ancak her defasında bizi buldu ve geri getirdi" dedi.
- İzmir
- DHA
- Giriş Tarihi: 30 Nisan 2021 10:59
İzmir'in Buca ilçesindeki olay, geçen yıl 7 Aralık günü saat 23.00 sıralarında Çaldıran Mahallesi 433/12 Sokak'ta meydana geldi. Yazgül Soro'dan haber alamayan yakınları, durumdan şüphelenip evine gitti. Kapıyı açan Bülent Soro'nun uzaklaştırmaya çalışmasına rağmen içeri giren yakınları, Yazgül Soro'yu yatak odasında üzerinde sandalye ve eşyaların bulunduğu halıya sarılı buldu. İhbar üzerine adrese polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekibinin yaptığı kontrolde Yazgül Soro'nun yaşamını yitirdiği belirlendi.
Ekiplerin yaptığı incelemede, Yazgül Soro'nun evin mutfak bölümünde 6 bıçak darbesi ile öldürüldüğü, ardından da yatak odasına taşındığı tespit edildi. Soro'nun cansız bedeni, otopsinin ardından toprağa verildi.
Gözaltına alınan Bülent Soro polisteki ifadesinde cinayeti itiraf etti. Adliyeye sevk edilen Soro, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
Bülent Soro hakkında 'Eşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Sanığın yargılanmasına İzmir 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediliyor.
'ÇOCUKLARI İÇİN KATLANDI'
Çiftin çocuklarından Nazlı Kartop, cinayetten birkaç saat önce annesiyle görüntülü konuştuklarını söyledi. Kartop, "Annem çok fedakar, gülmeyi seven, hayat dolu bir kadındı. Ancak 42 yıllık evliliği boyunca hem fiziksel hem de psikolojik şiddete maruz kalmış. Tüm bunlara rağmen ayakları üzerinde durabilen 5'i kız, 6 çocuk yetiştirmiş. Cinayetten 3 saat önce annemi görüntülü aradım. Gayet de keyifli bir konuşmaydı. Hatta konuşma sırasında babam arkadan bağırıp, hakaret ediyordu" dedi.
Annesinin gördüğü şiddete rağmen çocukları nedeniyle eşinden ayrılamadığını söyleyen Nazlı Kartop, "Annem, geçimini hasta bakarak sağlıyordu. Oradan kazandığı parayla 3 ay önce evini yenilemişti ve bu durumdan çok mutluydu. Ancak babam, annemin mutlu olmasına tahammül edemiyordu. Karakter olarak güçlü biri olmadığı için hayatı boyunca annemi yermeye çalıştı. Bunu başaramayınca da annemizi acımasızca, haince katletti. Şiddet hep vardı. Geçmiş yıllarda annemi bıçaklamıştı. Annem tüm bunlara 6 çocuğu için katlandı ve evlatlarını düzgün yetiştirmek için evde kalmak zorunda kaldı. Annem, televizyonda kadın cinayetlerini gördüğü zaman ağlardı ve tahammül edemezdi. Annemiz, babamız tarafından kurban edildi. Evde sürekli kesici aletler bulunurdu. Kardeşlerimle katilin indirimsiz olarak en ağır cezayı almasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
'BAŞKA YAZGÜL'LER SOLMASIN'
Çiftin çocuklarından Eda Soro, son celsede tutuklu sanığın 'Asıl suçlu bize para göndermeyen kızımdır' açıklamasına şaşırmadığını, hatta güldüğünü söyledi. Soro, "41 yaşındayım ve kendimi bildim bileli aile içi şiddet vardı. Büyük çocuk ben olduğum için de genellikle günah keçisi olurdum. Tüm kadın katillerinin kullandığı ortak bir dil var. Genellikle aldatıldıklarını iddia ediyorlar. Annemi de böyle suçlamıştı ve suçlamaları asılsız çıktı. Öte yandan aldatma bir boşanma sebebidir, öldürme sebebi değil" dedi.
Annelerinin ölümünden sonra diğer kadınlar için mücadele etmeye başladıklarını belirten Eda Soro, "Annemin ölümünden itibaren kendimizde değiliz. Çok acı çekiyoruz. Annemi kaybettim ve annesini kaybetmeyen çocuklar için elimden geleni yapacağım. Başka Yazgül'ler solmasın, arkasındaki çocuklar solmasın diye mücadele edeceğim. İnsanlar sadece öleni görüyorlar, arkasındakini görmüyorlar. Bizler hepimiz yaşayan ölüler olduk ve bizim gibi milyonlar var" diye konuştu.
'YARDIM ÇIĞLIKLARIMIZI TÜM MAHALLE DUYARDI'
Cinayet günü annesine bir şey olduğunu hissettiğini belirten Soro, "Kız kardeşim arayıp, anneme ulaşamadığını söyledi. Ben de 'Koşun annemi kurtarın' dedim. Annemin evde olduğunu ve başına bir şey geldiğini hissettim. Gece olmasın diye dua ederdik. Hep şiddet vardı. Yardım çığlıklarımızı tüm mahalle duyuyordu. Birçok kez hakkında uzaklaştırma kararı aldırmıştık. İki kez şiddetten kaçıp, başka bir eve gittik. Ancak her defasında bizi buldu ve geri getirdi. Annem, her anne gibi çocuklarını bırakamadı" ifadelerini kullandı.