Karabağlar'da yaşayan ve 1'i ilk eşinden olmak üzere 2 çocuğu bulunan Fulya Öztürk'ün çalıştığı, İnönü Caddesi'ndeki pastaneye geçen yıl 9 Aralık günü saat 16.00 sıralarında, boşandığı Hasan Ozan Baştosun geldi. Bir süre sonra Öztürk ve Baştosun arasında tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Baştosun, Öztürk'e tabancasını doğrultup, ateş etti. Öztürk, vücuduna isabet eden mermilerle yere yığıldı. Baştosun, Öztürk'ün aracını alıp, kaçtı. İş yeri çalışanları da durumu sağlık ekiplerine bildirdi. İhbarla gelen sağlık görevlilerinin yaptığı kontrolde, Öztürk'ün hayatını kaybettiği belirlendi. İzmir Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından Öztürk'ün cenazesi, memleketi Muğla'nın Fethiye ilçesindeki Taşkaya Mahallesi Mezarlığı'nda toprağa verildi.
Cinayetten kısa süre sonra Hasan Ozan Baştosun, polise teslim oldu. Emniyetteki ifadesinde Öztürk'ü kıskançlık nedeniyle öldürdüğünü söyleyen Baştosun, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
TEKRAR AYRILMAK İSTEDİĞİ İÇİN ÖLDÜRMÜŞ
Hasan Ozan Baştosun'un 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istenen iddianame, İzmir 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Çiftin, olaydan önce boşandıkları ancak birbirlerine bir şans daha verdikleri ve birlikte yaşamaya başladıkları belirtilen iddianamede tutuklu sanık Baştosun'un, Öztürk'e ait 'WhatsApp' mesajlarına ulaştığına, bu nedenle telefonda tartıştıklarına dikkat çekildi. Tartışma sırasında Öztürk'ün ayrılmak istediğini söylemesi üzerine Baştosun'un, pastaneye gittiği, tartışmanın burada da devam ettiği de yer aldı. Baştosun'un, ayrılıp silah alarak geldikten sonra Öztürk'ü öldürdüğü vurgulandı. Baştosun'un, olay günü Öztürk'ü kendisine hakaret etmesi sonucu anlık sinirle öldürdüğünü söylediği ancak öldürme kastıyla silah temin ederek, iş yerine gittiğinin altı çizildi. Sanığın, Öztürk'ün telefonuna hukuka aykırı olarak eriştiği de iddianamede ayrıca belirtildi.
'KIZIMIN SESİ OLACAĞIM'
Kızını kaybetmenin acısını yaşayan Hüsniye Çelebi ise katil zanlısının en ağır cezayı alması için sonuna kadar hukuk mücadelesi vereceğini söyledi. Kızının sesi olacağını belirten Çelebi, "Yaşayan bir ölüyüm. Torunlarım ve bir kızım için yaşıyorum. Onlar sayesinde ayakta kalmaya çalışıyorum. Kızım çok kez ayrılmak istedi. Lohusa döneminde bile çıkıp geldi. Her gelişinde kızımı alıp götürdü. Olaydan 2 sene önce boşandılar. Boşandıktan 3 gün sonra yine kızımı kandırıp, götürdü. Kızım, üzülmemem için bana birçok şeyi anlatmazdı. Fulya, sadece 4 yaşındaki kızı annesiz- babasız büyümesin, diye tüm bunlara katlandı. 'Ben babasız büyüdüm. Kızım büyümesin' dedi ama babası çocuğunu annesiz bıraktı. En ağır cezayı almasını istiyorum. Benim kızım toprağın altındaysa o da orada kalsın. Adalete güveniyorum. Kızım sessiz kaldı ama ben kalmayacağım" dedi.