İzmir'in Buca ilçesinde annesi tarafından boğularak öldürülen Zeynep Vural'ın (29) acılı babası, Yeni Asır'a konuştu. Saffet Vural (69) kızını saplandığı uyuşturucu bataklığından kurtarmak için çok çaba harcadıklarını söyledi. Kızlarının uyuşturucu madde kullandığını ilk kez liseye başladığı yıl fark ettiklerini dile getiren Vural, "Kızımı uyuşturucu bataklığından ne kadar kurtarmaya çalışsam, ne kadar engellemeye çalışsam, o hep daha fazlasını yaptı" dedi. Acı olay geçtiğimiz 17 Mayıs'ta Laleli Mahallesi 241 Sokak'ta meydana gelmiş, Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne başvuran Ayşe Vural (59), "Kızımı öldürdüm. Şu an evde" diyerek polise teslim olmuştu. Eve giren polis 29 yaşındaki Zeynep Vural'ın cansız bedeni ile karşılaşmıştı. Anne Ayşe Vural tutuklanırken, Zeynep Vural ailenin memleketi Denizli'de toprağa verilmişti.
3 KERE AKILLI TELEFON SATTI
Korkunç olayın üzerinden aylar geçmesine rağmen halen etkisinde olduğunu belirten Saffet Vural, içini Yeni Asır'a döktü. Uyuşturucu yüzünden kızının adeta bir canavara dönüştüğünü söyleyen Vural, "İki kez oturduğumuz evi yakmaya çalıştı. Annesinin üzerine kaynar su döktü. Hatta Isparta'da yaşayan hamile kız kardeşine bıçakla saldırıp öldürmek istedi" dedi. Kızının liseye başladığı yıl kötü arkadaş çevresi yüzünden uyuşturucu madde kullanmaya başladığını belirten Vural, "İki yıl lise 1'e gitti, sonra okuldan atıldı. Arkadaşları uyuşturucuya alıştırmış. Gece gece yağmura aldırmadan terliğini giyip gidiyor, 3-4 gün sonra geliyordu. Uyuşturucu almak için 3 kere akıllı telefon sattı. Evlendirdim, uyuşturucu yüzünden kocasından ayrıldı. Onun yanında fuhuşu vardı. Ben ne kadar engellemeye çalışsam, hep daha fazlasını yaptı" diye konuştu.
SON GÜNLERİNDE HİÇBİR ŞEY YİYEMİYORDU
KIZININ tedavisi için güvenlik güçlerine gidip, kapı kapı gezdiğini de söyleyen baba Vural, şunları söyledi: "Kızımızı tedavi edin, kızımızı kurtarın, yardım edin. Hayatımız tehlikede' dedik. Polise gittik, savcılığa başvurduk. Kızım mutfağa gidiyor bıçağı alıyor, 'Baba ben seni çok seviyorum' diyor ve bana batırmaya çalışıyordu. Mutfakta zaten kırılmadık cam kalmadı. Kendisine de zarar veriyordu. Son zamanlarda vücudunu jiletle çiziyordu. Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne 4 defa yatırdık ancak her seferinde bir süre tutup, pandemi bahanesi ile çıkardılar. En sonunda Yeşilyurt'taki Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne götürdük. 8 gün orada yattı. 'Kurtarın' diye yalvardık ama olmadı. Son günlerinde hiçbir şey yiyemiyor, ne yese çıkartıyordu. Keşke bütün bunlar hiç yaşanmasaydı da halen hayatta olsaydı."
METİN BURMALI