Tireli Araştırmacı-Yazar Yılmaz Göçmen, İstanbul'un simgelerinden biri olan Erguvan ağaçlarının ilk fidanlarının fetih zamanında Tire'den getirtildiğini söyledi. Göçmen, "Bugün, İstanbul Boğazı'nı süsleyen Erguvanlar'ın 1453'ten sonra Tire'den götürüldüğü tarihi kaynaklarda da açıkça belirtilmiştir. Rivayete göre, İstanbul'u fetheden cihan padişahı Fatih Sultan Mehmet, o dönemde kendisine tehdit olarak algıladığı Karamanoğullarına mensup yaklaşık 200 aileyi Tire'den İstanbul'a göç ettirmeye karar verir. Fatih'in emriyle göç yoluna düşen aileler, uzunca bir yolculuktan sonra İstanbul'a gelirler. Yanlarında da Güme dağından topladıkları Erguvan fidanlarını getirirler. Kendilerine gösterilen bölgeye yerleşerek, 'Vefa' semtini kurarlar. Tire, tarih boyunca 'Yeşil Tire' olarak anılmıştır. Vefa'nın renkleri de o yüzden yeşil-beyazdır" dedi.
Kendisinin de Erguvan tutkunu olduğunu belirten Göçmen, "Bu güzel ağacın pembe ve morumsu nadide çiçeklerini görmek için hemen hemen her yıl Güme dağına gider, Erguvanları doğal ortamında seyrederim" diye konuştu. Nisan ayının ortalarında açan Erguvanlar, Mayıs ortalarında çiçeklerini döktükten sonra her biri kalbi andıran yaprakları ile Kasım ayına kadar yeşil kalıyor.
Erguvan ağacı, İstanbul'u, özellikle de Boğaz'ı her bahar o kendine has rengine bezediğinden İstanbul'un da simgelerinden biri olarak kabul görüyor. Erguvanlar, büyüleyici güzellikleri ile yıllardır birçok şair ve yazara da ilham veriyor. Romanlara, şiirlere konu oluyor. Ziya Osman Saba, Edip Cansever, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar gibi önemli isimlerin eserlerinde de erguvana rastlanıyor.
KRALLARIN VE KRALİÇELERİN RENGİ
KUTSAL kitaplardaki hikayelerde de sözü edilen erguvan çiçeği, tarih boyunca peygamberlerin, kralların, kraliçelerin, imparator ve imparatoriçelerin rengi olmuş. Roma imparatorları, zenginlik ve güç belirtisi olan bu rengin yegane sahibi olma iddialarından da hiç vazgeçmemişler.
NADİRUYSAL