Üyesi olduğu İzmir Tabip Odası Çevre Komisyonu Başkanlığını geçtiğimiz günlerde devreden Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Ahmet Soysal, kentte zirve yapan kötü kokunun kaynağıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.Sorunun bu haliyle geri dönüşü olmayan bir noktada olduğuna dikkat çeken Dr. Soysal, "Kent merkezindeki imar yoğunluğu artıkça bu koku da her sene artacaktır. Kentin merkezine hizmet eden ana tesis Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'dir. Bir de Narlıdere'deki gibi yan tesisler var. Bunların kapasitesi bellidir. Bu kapasite aşağı yukarı 2000'li yıllardaki nüfusun gereksinimlerini karşılayacak projeksiyonlara sahip" diye konuştu.
YILLAR ÖNCE EKİPLER UYARDI
Zamanında İZSU'da son derece nitelikli ekiplerin olduğunu ve daha o dönemler tehlikeyi görüp belediye yönetimini uyardıklarını belirten Dr. Soysal, "Merkezdeki imar plan değişikliklerini durdurun veya özellikle Çiğli Atıksu Arıtma'da kapasite arttırın demişlerdi. Ancak belediye yönetimi ikisine de uygulamadı. Bir üçüncü yol daha teklif ettiler, o da yağmur suyu hatlarının kanalizasyondan ayrılmasıydı. Çünkü yağmur suyu da kanalizasyona bindiği vakit, kapasite çok artıyor" dedi.
“İzmir’de kötü kokunun sorumlusu belediyeler”
"GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYABİLİR"
Kokunun ana sebebini açıklayan Dr. Ahmet Soysal, "Arıtma tesislerinin yetmemesi ve kendisine gelen kanalizasyon suyunu belli bir miktarda arıtıp, belli bir miktarda arıtmadan körfeze deşarj etmesidir. Bu koku bugünden yarına, bir dahaki yıla ve önümüzdeki yıllara daha da artacaktır. Bu haliyle geri dönüşü olmayan bir noktada. Çözüm için büyükşehir bu konuya büyük bir oranda yatırım yapacak, özellikle de Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi'nin kapasitesini arttırmak üzerinden veya kentin merkezindeki yoğunluk artırıcı imar plan değişikliklerinden vazgeçecek" ifadelerini kullandı.
"SİSTEMLER AYRIŞTIRILMALI"
"Bu işin başka çözümü yok" diyen Dr. Soysal, "Önümüzdeki yıl Haziran ayında önlem alınmazsa hepimiz daha çok koku hissedeceğiz. Ayrıca Narlıdere'deki arıtmada koku sorununu çözmek için ciddi bir yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor. Kentteki en önemli sorunlardan birinin yağmur suyu ve kanalizasyon sisteminin ayrıştırılmaması. Bu nedenle şu an yağmur suları da kanalizasyona gidiyor. Oradan da arıtmaya geliyor. Tesisin yükü daha da yükselmiş oluyor. İzmir su fakiri bir kent. Yağmur suyunun ayrıca toplanıp en azında rekreasyon alanlarının sulanması gibi işlerde kullanılması gerekir. Bu yıllardır söyleniyor ama maalesef yapılmıyor" dedi.
ERHAN GÜLENÇ