19 yaşındaki Aslıhan Sinem Çiçek, 26 Temmuzda Bornova'daki bir restoranda garson işi ile ilgili görüşmek için evden ayrıldı. Ancak bir daha kendisinden haber alamadı. Ailesi polisi aradı, kayıp başvurusu yaptı. Yapılan çalışma sonucu; Çiçek'in hastaneye kaldırıldığı ve böbreklerinin iflas ettiği ortaya çıktı. Genç kız, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Hürriyet'ten Musa Kesler ise sır olayla ilgili yeni detaylara ulaştı. Buna göre; Çiçek (19), bir yandan kuaförlük eğitimi alıyor bir yandan da harçlığını çıkarıyordu.
MOTORLU KİŞİYLE HELİN'İN EVİNE GİTTİ
Son zamanlarda motor tutkusu başlamıştı. Para biriktirmek için bir işte çalışmak istiyordu. O gün bir dönerciye iş başvurusu yaptı. Aynı gün internetten motorunu satan biriyle buluşmuş, iş başvurusuna da o motorlu kişiyle gitmişti. Başvurudan sonra da yine aynı kişiyle arkadaşı Helin'in evine gitti. Bir süre orada kaldı, sonra evden çıktı. Kendisini bekleyen beyaz bir arabaya binip uzaklaştı. Bir daha da kendisinden haber alınamadı. Saatler sonra koma halinde bir yol kenarında bulundu. 26 Temmuz gecesi de hayatını kaybetti.
Helin Uludağ (18), Sinem'in en yakın arkadaşı. O gün en son görüştüğü kişi. Helin ifadesinde "Sinem o gün yanımızda 10 dakika kadar kaldı. Kesinlikle hap ya da alkol kullanmadık. Sinem bize geldiğinde eli ayağı titriyor gibiydi, çok asabiydi, yerinde duramıyordu. Bir anda 'Ben gidiyorum' diyerek kalktı ve de gitti, bir daha da onunla irtibat kuramadık. Sinem son zamanlarda 'şeker' denilen uyuşturucu hap kullandığını bana söylemişti. Sinem'in motor sevdası vardı" dedi. Soruşturmada şimdiye kadar tek tutuklu var. 28 yaşındaki motokurye Burak Kaya. Sinem'in bulunduğu yerin yakınında gözaltına alındığında üzerinde Sinem'in kanı vardı, Sinem'in cep telefonu da ondaydı. Suçlamaları kabul etmediği gibi ilginç iddialar da ortaya attı.
Burak Kaya, ifadesinde şunları söyledi: "O gün motosiklet ile benzin almak için gidiyordum. Sonra bir kadının çevreyolu ortasında dans ettiğini gördüm insanlık namına bu kızın yanına gittim, araba çarpmasın diye yolun kenarına çektim. Kız bu esnada halüsinasyonlar görüyordu. Elinde açık bir yara vardı, kanıyordu. Onu yol kenarına çekmeye çalışınca bana bir tokat attı, elindeki kan üzerime bulaştı. Bu şahsı yol kenarında bıraktım ve yürüyerek benzin almaya gittim. Yolda yürürken cep telefonu buldum. Telefon elimde benzin istasyonuna gittim. Bidon olmadığı için bana benzin vermediler. Geri döndüğümde polisler bana bir kızdan bahsettiler. Kızı yerde yatar şekilde gördüm. 'Telefonu buldum' deyip polislere verdim. Montta bulunan kırmızı lekeler kan lekesi değildir, siyah saplı bıçak da motorun alet çantasındaki bıçaktır. Bunları olay günü hiç kullanmadım."
Koma halinde bulunan ve kanında yüksek oranda uyuşturucu tespit edilen Sinem'in kesin ölüm sebebi ve herhangi bir istismara maruz kalıp kalmadığı ayrıntılı otopsi raporuyla belirlenecek. İzmir Emniyet Müdürlüğü, Cinayet Büro Amirliği de soruşturmaya dahil oldu. Sinem'in ölümünü oluşturulan özel ekip de soruşturacak. Anne Remziye Çiçek, olaya dair bildiklerini şöyle anlattı: "Sinem o gün 'İşe gidiyorum' diyerek hızlıca evden çıktı. Bir daha da görmedim. Son zamanlar bir motor hevesi vardı. 'Çalışıp kendime motor alacağım' diye tutturmuştu.
Motorunu almak istediği çocukla da o gün buluşmuş. Motora bakmışlar. Sonra da motorcu onu Helin ve Berfin adlı arkadaşlarının evine bırakmış ve gitmiş. Sinem'in arkadaşları 'Sinem eve geldiğinde çok sinirliydi' diyor.
Motorcu çocuk ise 'İşe başlayacağı için çok mutluydu' diyor. Kamera görüntülerine göre beyaz bir araba gelmiş. Sinem o arabaya binip gitmiş. Telefonda da en son saat 16.09'da online olmuş. Her şey o arabada. Arkadaşlarının ifadeleri çelişkili, o arabadakilerin kim olduğunu bildiklerini düşünüyorum. Sinem uyuşturucu kullanmazdı. Ambulans da geç gelmiş."