Öksürükten ölüm!
İzmirli genç hafif öksürük şikayeti ile başvurduğu hastaneden sağ çıkamadı. Doktorlardan birine yurt dışından özel ilaç getirtmesi için 480 bin lira para verdiğini iddia eden baba Rasim Demirtaş, “Oğlumun ölüm nedenini bile öğrenemedik” diyerek hukuk mücadelesi başlattı.
- İzmir
- Giriş Tarihi: 27 Mayıs 2023
İzmir'de yaşayan 32 yaşındaki Olgun Demirtaş, hafif öksürük şikayeti ile gittiği hastanede tedavi sırasında hayatını kaybetti. Oğluna yurtdışından özel ilaç getirteceğini söyleyen Doç. Dr. E.Y.'ye 480 bin lira para verdiklerini iddia eden baba Rasim Demirtaş (70), evladının ölümünde ihmali bulunan doktorlar hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını ancak savcılığın harekete geçmediğini ifade etti.
"BENİ BURADAN ALIN"
Karşıyaka ilçesinde esnaflık yapan ve bekar olan Olgun Demirtaş, geçen yıl hafif öksürük şikayeti ile Konak'ın Tepecik semtindeki bir göğüs hastalıkları hastanesine muayeneye gitti. Demirtaş'ın koronavirüs ya da zatürre olmasından şüphelenen doktorlar, iddiaya göre teşhisini koyamadıkları rahatsızlık için talihsiz gencin hastanede tedavi olmasına karar verdi. Bu sırada hastanede görevli Doç. Dr. E.Y.'nin devreye girip, oğlunu kendi görev yaptığı bloğa aldırdığını öne süren emekli halk sağlığı uzmanı baba Rasim Demirtaş, doktorun kendilerine yurtdışından özel bir ilaç getirme vaadinde bulunduğunu öne sürdü.
DURUMU GİDEREK AĞIRLAŞTI
Doktor E.Y.'nin özel bir ilaç için kendilerinden para istediğini iddia eden baba Demirtaş, "O dönem Doç. Dr. olan E.Y, 'Ben size yurtdışından ilaç getirteceğim. Başhekimlikteki Ö.U. da siparişini verecek' diyerek bizden 480 bin lira para aldı. Bizce yeterince teşhis ve tedavi yapılmadan oğlum 30-35 günlük süre içerisinde aniden hastanenin yoğun bakım servisine alındı. Orada oğlum bize 'Beni buradaki iki doktor öldürecek, beni buradan alın yoksa size hakkımı helal etmem' dedi. Yanımızda doktor E.Y. vardı. Nedenini sorduk, 'İlaçların etkisiyle halüsinasyon görüyor' dedi. İki gün sonra da hastaneden bize öldüğünü bildirdiler. Sebebini sorduğumuzda 'Kalp durması sonucu normal ölüm' dediler. Ama ölmesi şüphe uyandırdı" diye konuştu.
SADECE CİMER'DEN YANIT GELDİ
Geçen yıl 2 Kasım'da oğlunun öldüğünü, 4 gün sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na sesli görüntü alan güvenlik kamerası kayıtlarına ve ilgili evraklara el konulması için suç duyurusunda bulunduklarını anlatan baba Demirtaş, "Olaydan sonra ne otopsi yapıldı ne de kamera kayıtlarına el konuldu. Sonra CİMER'e başvurduk. Gelen cevapta, kayıtların 60 gün sonra silindiği söylendi. Oğlumuzun tedavisinin eksik yapıldığını, doktorların ihmali olduğunu düşünerek doktorlara dava açmak için tekrar savcılığa gittik. Soruşturma izni için Ankara Mesleki Sorumluluk Kurulu'ndan görüş beklendiği söylendi. Görüş gelmeyince savcı da harekete geçmedi. Başhekimlikteki Ö.U. ile Dr. E.Y.'nin başka hastaneye gönderildiğini duyduk ancak oğlumuz öleli 6 aydan fazla süre oldu. Doktorlar hakkında henüz dava açılmadığı gibi biz hala evladımızın neden ve nasıl öldüğünü bilmiyoruz" dedi.
METİN BURMALI/ ÖZEL HABER
"BENİ BURADAN ALIN"
Karşıyaka ilçesinde esnaflık yapan ve bekar olan Olgun Demirtaş, geçen yıl hafif öksürük şikayeti ile Konak'ın Tepecik semtindeki bir göğüs hastalıkları hastanesine muayeneye gitti. Demirtaş'ın koronavirüs ya da zatürre olmasından şüphelenen doktorlar, iddiaya göre teşhisini koyamadıkları rahatsızlık için talihsiz gencin hastanede tedavi olmasına karar verdi. Bu sırada hastanede görevli Doç. Dr. E.Y.'nin devreye girip, oğlunu kendi görev yaptığı bloğa aldırdığını öne süren emekli halk sağlığı uzmanı baba Rasim Demirtaş, doktorun kendilerine yurtdışından özel bir ilaç getirme vaadinde bulunduğunu öne sürdü.
DURUMU GİDEREK AĞIRLAŞTI
Doktor E.Y.'nin özel bir ilaç için kendilerinden para istediğini iddia eden baba Demirtaş, "O dönem Doç. Dr. olan E.Y, 'Ben size yurtdışından ilaç getirteceğim. Başhekimlikteki Ö.U. da siparişini verecek' diyerek bizden 480 bin lira para aldı. Bizce yeterince teşhis ve tedavi yapılmadan oğlum 30-35 günlük süre içerisinde aniden hastanenin yoğun bakım servisine alındı. Orada oğlum bize 'Beni buradaki iki doktor öldürecek, beni buradan alın yoksa size hakkımı helal etmem' dedi. Yanımızda doktor E.Y. vardı. Nedenini sorduk, 'İlaçların etkisiyle halüsinasyon görüyor' dedi. İki gün sonra da hastaneden bize öldüğünü bildirdiler. Sebebini sorduğumuzda 'Kalp durması sonucu normal ölüm' dediler. Ama ölmesi şüphe uyandırdı" diye konuştu.
SADECE CİMER'DEN YANIT GELDİ
Geçen yıl 2 Kasım'da oğlunun öldüğünü, 4 gün sonra İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na sesli görüntü alan güvenlik kamerası kayıtlarına ve ilgili evraklara el konulması için suç duyurusunda bulunduklarını anlatan baba Demirtaş, "Olaydan sonra ne otopsi yapıldı ne de kamera kayıtlarına el konuldu. Sonra CİMER'e başvurduk. Gelen cevapta, kayıtların 60 gün sonra silindiği söylendi. Oğlumuzun tedavisinin eksik yapıldığını, doktorların ihmali olduğunu düşünerek doktorlara dava açmak için tekrar savcılığa gittik. Soruşturma izni için Ankara Mesleki Sorumluluk Kurulu'ndan görüş beklendiği söylendi. Görüş gelmeyince savcı da harekete geçmedi. Başhekimlikteki Ö.U. ile Dr. E.Y.'nin başka hastaneye gönderildiğini duyduk ancak oğlumuz öleli 6 aydan fazla süre oldu. Doktorlar hakkında henüz dava açılmadığı gibi biz hala evladımızın neden ve nasıl öldüğünü bilmiyoruz" dedi.
METİN BURMALI/ ÖZEL HABER
DİĞER
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ